Nasıl oy alıyorlar bir de buradan bakın

Hüseyin ŞİNASİ - 22.06.2011

                         

 

         12 Haziran milletvekili seçimleri oldu bitti. Çıkan sonuç “aynı tas aynı hamam”. Seçimler öncesindeki tablo, üç aşağı dört yukarı aynı. AKP’nin 15, MHP’nin kaybettiği 18 milletvekili kaybı ile CHP’nin 33 BDP’nin 16 milletvekili daha fazla çıkarmasıyla sonuçlanan bir seçim sonucundan, bir taraftan herkes memnun, bir başka taraftan kimse memnun değildir.

Bu nedenle daha seçimin ertesi gününden itibaren seçim sonuçları halkın gündeminden düşmüştür. Belki “hangi partiye, niçin oy verdin?” diye sorsanız hatırlayamayacak çok insan vardır.  Çünkü seçim öncesinde de bu insanlar yine olup bitenlere kayıtsız, duyarsız ve ilgisizlerdi. Şimdi ortaya çıkan sonuca ilgisiz ve duyarsız olmalarında şaşılacak bir şey de yoktur.

         Bu durumu, seçimler öncesine birkaç kez yazdık, yine tekrarlayalım. CHP ve MHP’lilerin olup bitenleri sineye çekmiş, umut olmaktan uzak tavrı, her zaman iktidarın işine yaramıştır. Daha önce yayınlanan “Büyüklere bir masal, oy almanın yolu” başlıklı yazımızda bakın neler yazmışız. 

“Basın yayın organlarında anketler yayınlanıyor. Anket kuruluşları AKP’yi %45-52 arası bir yerlere oturtuyor. Yine aynı anketlerde vatandaşa soruluyor. Halinden memnun musun? Büyük bir kesim memnun değilim diyor. Ülkenin sorunları nedir diye soruluyor. İşsizlik, yoksulluk, terör, yolsuzluk, hukuksuzluk sıralaması değişmiyor. Bu sorunların üstesinden gelemeyen iktidar, %45-52 çıkıyor. Burada bir mantık hatası yok mu sizce? Mantık hatası vardır diyenlere söyleyecek bir şeyimiz yok. Ama bir yanlışlık yoktur, olması gereken budur diyenlere küçük bir hikâyemiz olacak.  

“Stalin en şedit cinayetlerini planladığı çalışma odasına yakın dostlarını toplamış sohbet ediyordu. Votka şişelerinin biri gidip, diğeri geliyordu. Kafalar iyice dumanlanmıştı.

Stalin kan çanağına dönmüş gözlerini etrafında dalkavukluk yarışına girmiş adamlarına çevirerek sordu: - Saçını ihtilalda, halk içinde, devlet yönetiminde, bürokraside ağartmış dostlarım... Söyleyin bakalım halkın yönetime baş eğmesi, kayıtsız şartsız itaat etmesi için yöneticiler ne yapmalı, nasıl davranmalıdır? Her dumanlı kafadan bir ses çıktı. Kimisi adaletten, haktan söz etti. Kimisi demokrasiden. Kimisi sürgünden, sehpadan, hapisten...

Kitlesel cinayetlerin deha çapındaki katili Stalin, beğenmedi adamlarının izahatlarını... Bir kadeh daha votka çekerek şöyle dedi: - Yönetimi eline geçiren hükümdarın Tanrıdan pek farkı yoktur! Halkın karşınızda baş eğip durması için ne yapmanız gerektiğini durun da şu beyinsiz kafalarınıza çivi gibi çakayım... Hemen hizmetçileri çağırıp emretti. - Çabuk bana bir tavuk getirin... Aceleyle bir tavuk kapıp getirdi adamları... Stalin, kafaları iyice dumanlanmış adamlarının gözleri önünde başladı canlı canlı tüylerini yolmaya tavuğun, Bütün tüyleri yolunup cascavlak kalan tavuğu odanın ortasına salıverdi, lider... – Şimdi izleyin bakalım nereye gidecek bu şaşkın tavuk...

Zavallı tavuk bu azaptan kaçıp kurtulayım diye aralık kapıdan dışarı canını atayım diyor, soğuktan tir tir titriyor... Masaların altına giriyor, köşeli masa ayakları canını yakıyor... Duvar diplerine koşuyor teleksiz, tüysüz kanatları yara bere içinde kalıyor... Şömineye yaklaşıyor tüysüz derisi kavruluyor... Çaresiz, tüylerini yolan Stalin'in bacakları arasına saklanıp, sığınıyor... O zaman Stalin, cebinden bir avuç yem çıkarıp önüne tane tane atıveriyor yolunmuş tavuğun... Yemlenen tavuk, Stalin nereye yönelse peşinden koşuveriyor.

Ağızları bir karış açık kalan dostlarına bakıp, pos bıyıklarının altından gülerek şöyle diyor Stalin: - Gördünüz mü, Halk dediğiniz topluluk bu tavuk gibidir. Tüylerini yolup al ve serbest bırak... O zaman yönetmek kolay olur... Stalin'in sofra dostları hayretler içinde kalıp " Vay anasını birader. Adamdaki akıla bak..." diye başlarını salladılar...

Bu olay gerçekten olmuş mu, yoksa uydurulmuş bir şey mi bilmem. Ancak halkın neden hala despotları, kralları, diktatörleri el üstünde tuttuğu, bunlara oy verdiğini çok güzel açıklayan güzel bir hikâye.

 

Tarih: 22.06.2011 Okunma: 833

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?