12 Haziran seçiminin sonuçları belli olmuş ve MHP ülke
genelinde 2007 seçimine göre oylarını beşyüzbin arttırmasına rağmen %13,1 oy
alarak yara aldı. Çevremde görüştüğüm çoğu MHP’li ortaya çıkan bu sonuçtan
memnun değiller.
Seçim sonuçlarının belli olduğu günlerde ziyaretime gelen
bir arkadaş; seçim günü oy kullanmaya gittiğinde moralinin nasıl bozulduğunu
aktardı. Sabahleyin erken saatlerde oy kullanmak için sandık çevresinde sıraya
girmiş. Sıra kendine geldiği zaman TC kimlik kartını ve seçmen bilgi kartını
görevlilere uzatmış. Sandık görevlileri güler yüzle karşılamışlar. Bilgilerini
kontrol ettikten sonra birer tane oy pusulası ve zarf uzatmışlar.
Oy kullanma kabinine girdiğinde partilerin oy pusulasındaki
yerleri dikkatini çekmiş. İlk sırada AKP bulunuyormuş. Onu DP ve CHP izlemiş.
Oy vermek için MHP’yi ararken hayli zorlanmış. Orta sıralarda bir yerlerde ancak bulabilmiş.
Eğer önceden kafasında MHP’ye oy vereceği yerleşmemiş olsa veya MHP’ye
bağlılığı pek fazla olmasaymış AKP’ye oy verebilirmiş. Ama yine de oy
pusulasında MHP’yi bulup oyunu kullanmış.
Hangi konu olursa olsun. İnsanın ilk bakışta görebildiği şey
tercihinde de ön sıralarda olur. AKP’nin aldığı oylarda bu şekilde hareket eden
çok sayıda insanın oylarlının da olması muhtemeldir. Zira bu seçimlerde AKP ilk
bakışta görülebilecek bir yere yerleşmişti. İnsanlar oy vermeye giderken veya
oy vermek için sıra beklerken kimlerle karşılaşır ve hangi parti mensuplarından
yakınlık görürse onlara oy vermeye daha yakın olabiliyor.
12 Haziran seçimlerinde AKP, CHP ve MHP görevlilerinin oy
kullanma yerlerinde gelenlere yardımcı olma bahanesiyle adam ve oy kapma
yarışına giriştiklerine şahit olduk. Sanırım bunda en fazla da CHP’liler
başarılı oldular. Nedense MHP’lileri biraz gönülsüz ve iştahsız bulduk.
AKP’liler yine aktiflerdi.
Oy kullanma süresi bitip, sayıma geçildiğinde bir sandığın
%10-15’nin sonucu belli olduktan sonra ne çıkabileceğini kestirebiliyorsunuz.
Bulunduğunuz sandığın sonucu belli olduktan ve çevredeki üç-beş sandıktan da
sonuç aldıktan sonra genel havayı görebiliyorsunuz. Nitekim biz Fatih
İlköğretim Okulunda bulunan sandıkların sonucunu öğrendikten sonra Anamur’u kestirebilmiş,
Mersin sonucu hakkında görüş sahibi olabilmiştik.
Seçim kampanyalarında Anamur’un geleneksel hale gelmiş, son
Cumartesi mitinglerini izlemiş AKP’nin mitingini zayıf ve yetersiz bulmuştuk.
CHP iyiydi. İşin tuhaf tarafı MHP miting yapmaktan vaz geçmiş, henüz karar
verme aşamasındaki çok fazla insanın kafasının karışmasına neden olmuştu. Sonuçta
CHP birinci çıktı, MHP oy ve saygınlık kaybetti. Ama asıl sürprizi AKP yaptı ve
ikinci oldu.
Demek ki devletin resmi rakamlarına göre 12 milyon yoksul,
%42 kötü şartlarda barınma, %60 borçlu, %21 genç işsiz, %60 geliri bir önceki
yıla göre azalan, ama yine de %60 hayatından memnun ve mutlu olan, %71 ülkenin
bu şekilde yönetilmesinden yana olduğu bir ortamda sandıktan AKP’nin üçüncü
defa başarıyla çıkması ve %50 oy almasına şaşmamak lazım.
Oy kullanmaya sandık başına gelen, yoksul, borçlu, işsiz,
mutsuz insan, şöyle bir düşünüyor “beterin beteri var” deyip, istemeyerek de
olsa basıyor mührü. Akşam sonuçlar bir açıklanıyor, kendi de inanamıyor, ortaya
çıkan tabloya. Ertesi gün başkalarıyla beraber basıyor küfürü. Yoksa ortaya
çıkan bu %50 sonuç, AKP teşkilatlarının çok iyi çalışmasının bir ürünü değil.
Bize göre iktidar da muhalefet de yukarıdaki tabloda gizli.
Tabloyu iyi okuyanlar kazandı. Okuyamayan ve yorumlayamayanlar kaybetti.