TUTUKLULARIN ADAYLIĞI İYİ BİR FİKİR MİYDİ?

İsmail Hakkı CENGİZ - 25.06.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Bu sorunun “siyah” veya “beyaz” gibi net bir cevabı yok…

Seçim süreci başladığından beri yaşananları göz önüne aldığımda, iyi bir fikir olmadığına dair düşüncem ağır basıyor…

Şu bakımlardan:

1.          Tutukluları “darbeci” sayan AKP’ye seçim döneminde koz verilmiştir. Bu kozu iktidar partisi bol bol kullanmıştır.

2.          Bu  “sanıklar”, tutuklu olmasalardı, “aday” olmak akıllarına gelecek miydi? Bu tutumları, onların, milletvekili dokunulmazlığıyla kendilerini kurtarmak gibi bir “taktik”i akıllara getirmektedir ki, bu iki sebepten hiç de ahlâki değildir:

a.   Bu yöntemle kendilerini kurtarsalar dahi onları “fırsatçı”lıkla suçlayacak olanlara çanak tutmuş olacaklardı.

b.   Hadi, bu 5-6 “zanlı”, bu yöntemle kendilerini kurtardı diyelim. Geriye kalan yüzlerce tutuklunun hali ne olacak? Onlar kendilerini “garip”, “sahipsiz”, “yalnız bırakılmış” hissetmeyecekler mi?

3.          CHP ve MHP listelerinden seçime katılan tutukluların partilere ilave bir oy ve kazanç getirmediği ortadadır. Bağımsız olarak seçime katılan “Silivri sanıkları” ise, muhalefete yönelecek oyların “boşa gitmesi” dolayısıyla kayba sebep olmuştur.

Buraya kadar olanlar, işin zarar hanesini teşkil ediyor… Peki, bu adaylıkların hiç mi faydası yok?

Faydası çok ilginç bir şekilde; milletvekili seçilen tutukluların “serbest bırakılmamaları” sebebiyle ortaya çıktı…

Nasıl yani?

Tabii ki seçildiği halde tahliye edilmeyen tutukluların durumu üzücü… Hatta aileleri bakımından hayal kırıklığı yaratıcı…

Fakat “her şerden bir hayır” çıkar hesabı; bu keyfiyet, ülkenin bütün dikkatlerini Silivri davaları üzerine çekmiştir. Orada yapılan haksızlıkları, önyargıları, “taraflı” kararları, uzun, çok uzun tutukluluk sürelerini tekrar ülke gündemine getirmiştir.

O kadar ki, Silivri’deki yargılamalar hakkında baştan beri sessiz kalan MHP lideri Bahçeli’nin bile; “Güdümlü yargının hazin örneği”, “millî iradeye meydan okunmuştur” şeklinde çok ağır ifadelerde isyan etmesine, patlamasına vesile olmuştur.

Öte yandan; milletvekili seçilen tutukluların tahliye edilmemesi o kadar hukuk dışıdır ki; Silivri’deki davaları yıllardır savunan, orada yatanları “suçlu” olarak gören iktidar yanlısı entellerin bile “kararları” savunacak hali kalmamıştır.

Bunlardan biri olan Sabah yazarı Yavuz Donat bakın bu konuda ne diyor:

“Velev ki kaçsa...

Adamlar ‘aylardır... Yıllardır’ içerde.
Deniliyor ki ‘deliller toplanmadığı için hapiste yatmaya devam .’
Deliller ‘bunca zaman’ toplanmadıysa, içerdekinin günahı mı?
Deniliyor ki ‘tahliye edilirse, delilleri karartabilir.’
Hatta ‘kaçabilir.’
Yapmayın Allah aşkına!..
Daha dün seçilmiş, bugün ne diye kaçsın?
Ayrıca... Kaçacaksa da kaçsın... Kaçan ‘suçu, mahkûmiyeti’ kabul etmiş demektir... Milletin gözünden düşer.
Bundan büyük ceza mı olur?”

(Sabah, 25 Haziran,http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/donat/2011/06/25/velev-ki-kacsa)

x   x   x

Yine, iktidar destekçilerinden Yenişafak yazarı Ali Bayramoğlu da, seçilen “Silivri tutuklularının” serbest bırakılmaları gerektiğini şöyle savunuyor:

“Tercih zamanı: Hangi AK Parti?

Yargı tıkadı, siyaset açmalı... Durum da bu, formül de... Türkiye yeni döneme umutla başlamak istiyorsa, siyasete inancını korumayı arzu ediyorsa, sorunlarını siyaset üzerinden çözmek niyeti taşıyorsa, mecliste temsilcisi bulunan tüm siyasi partilere ciddi sorumluluklar düşüyor...

Yapılması gereken bellidir...

1. İlgili maddeyi değiştirecek ve geriye çalışması öngörülecek bir anayasa değişikliğiyle Hatip Dicle'nin meclise girmesi sağlanmalıdır.

2. CMUK'ta yapılacak hüküm değişikliğiyle Ergenekon ve KCK'dan tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmeleri ve yasama faaliyeti yapmalarının önü açılmalıdır.

Aksini düşünmek züldür...”

(Yenişafak, 25 Haziran http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=25.06.2011&y=AliBayramoglu)

x   x   x

Yaşananlar, birilerini insafa getirecekse, kamu vicdanının uyanmasına vesile olacaksa faydası görülecek demektir.

 

Önceki yazılar

Tarih: 25.06.2011 Okunma: 680

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?