“Zulmü alkışlayamam,
Zalimi asla sevemem;
GELENİN KEYFİ İÇİN
Geçmişe kalkıp sövemem,
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta BOĞARIM!
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
ÜÇBUÇUK SOYSUZUN ARDINDAN
Zağarlık yapamam;
Hele hak namına
HAKSIZLIĞA ÖLSEM TAPAMAM.
(....)
Yumuşak başlı isem;
KİM DEMİŞ UYSAL KOYUNUM
Kesilir belki,
FAKAT ÇEKMEYE GELMEZ BOYUNUM!
Kanayan bir yara gördüm mü
Yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için
Kamçı yerim, çifte yerim!
ADAM ALDIRMA DA GEÇ GİT,
Diyemem, aldırırım.
ÇİĞNERİM, ÇİĞNENİRİM,
Hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma
Severim mazlumu...
İrticaın,
Şu sizin lehçede ma’nası bu mu?”
Evet, zaman; soysuzların ardında zağarlık yapma, zulmü alkışlama, zalime yol verme, kardeşine kin kusma, suçu başkasının üzerine atıp sıyrılma zamanı değil. Zaman; bir olma, beraber olma, ayrılıklara son verme ve zalime dik, mazluma merhametli olma zamanı. Ecdadın kanına, sözüne, mirasına sahip çıkma zamanı. Yeter! Nutuk çekmeyin, laf salatası yapmayın, oyun oynamayın. Sorumluluğunuzun bilinciyle hareket edin, haddinizi bilin. Koskoca adamlarsınız, hiç utanmıyor musunuz başımıza gelenlerden, düştüğümüz durumlardan? Koskoca bir millet ne hale geldi? Hepsi sizin suçunuz. Dünyanın köpeği olmanızdır, belaların yağmur gibi yağmasının sebebi. Ulan hiç mi utanmanız, sıkılmanız yok sizin? Zaten dünya malına doygunsunuz, başkente gidince yine servet peşinde koşuyorsunuz. Yüz yok mu lan sizde? Niçin korkuyorsunuz, kimden korkuyorsunuz? Korkuyorsanız da ne işiniz var, iş yapılacak yerde? Korkak adam iş mi yapabilir? Eğer zerre şerefiniz varsa, bulunduğunuz makamları terk eder gidersiniz. Hiç utandınız mı acaba, 13 vatan çocuğu cayır cayır yanarken? Allah sizi de yakar be! Siz başkentte kişnerken, vatan çocukları dağlarda can veriyor, siz başkentte yemlenirken vatan çocukları yoksul ana babalarını düşlüyor. O yoksulların alınterlerini kravatlı teröristlere verirken, o teröristler dağlarda yoksul ana-babaların evlatlarına kurşun sıkıyor be! Birileri düz ovada vatan böler, birileri dağlarda lağım faresi gibi pisliklerle beslenir, kan kusar vatan çocuğunun üzerine. Ve sizler bakınırsınız, birbirinizi suçlarsınız, sanki suçlayanlar suçsuzmuş gibi. Hepiniz suçlusunuz, hepiniz. Yazıklar olsun hepinize. Eğer zerre utanacak, kızaracak yüzünüz olsa, vallahi hemen istifa eder, aldığınız maaşları almazsınız, o paraların haram olduğunu, zehir zıkkım olduğunu düşünür almaktan vazgeçersiniz. Biriniz değil, hepiniz. Ne verdiniz bu ülkeye yıllarca Allah aşkına? Hangi güzelliği yaşattınız? Hangi iyi işe imza attınız? Hepiniz geldiniz ve gittiniz. Yediniz, içtiniz, nutuk çekip defolup gittiniz. İçim kanıyor, yüreğim yanıyor be. Utanın ulan utanın! Hatta o yanan çocukların hatırına kafanıza basın kurşunu. Çünkü onların yaşamadığı topraklarda, sizlerin hiç ama hiç hakkı yoktur yaşamaya!
Artık siyoniste hoşt diyin. Amerika denilen lanet ve alçak şeytana hoşt deyin. Batı denilen domuzlar diktatoryasına hoşt deyin. Ve bunların, bu ülkede ki köpeklerine de hoşt deyin. Soysuzların ardında zağarlık yapmayın. Ecdadınıza küfretmeyin ve ettirtmeyin. Haksızlıklara boyun eğmeyin. Gerçekleri halk meydanlarında haykırın artık. Kendiniz olun. Kimliğinizin bilincinde olun. Tarihinizin bilincinde olun. Geleneğinizin, değerlerinizin, dininizin bilincinde olun. Artık yeter! Birileri mürteci diyecek diye diye köpekleştik, soysuzlaştık. Kim ne derse desin, sizi siz yapan kimliğinizden ödün vermeyin. Hakkı olduğu gibi korkusuzca haykırın. Ecdadınızın izini terk etmeyin. Önderinizin yolunu kaybetmeyin, pusulanızı şaşırmayın, tağutların kulları olmayın. Hayatınızın bütün alanlarında temel değerlerinizden taviz vermeyin. Televizyonlarınızda, gazetelerinizde, siyasetlerinizde, kışlalarınızda, camilerinizde gür sesle haykırın hakkı. Karşı çıkan it defolsun gitsin bu topraklardan. Ya saygı duysun ya da defolsun gitsin. Hiçbir domuzun böğürtüsünü işitmek istemiyoruz. Hiçbir hainin ihanetini duyumsamak istemiyoruz. Kimse, birileri istiyor diye değerlerini gizleyemez, kimliğinden ödün veremez. Siz değerlerinizi yaşamaktan değil, onlar domuzca yaşamaktan korksun. Bu topraklar bizim, onların değil. Bu topraklar uğruna can veren bir tek domuz var mı ya da domuz yavrusu var mı? Yok. Ama binlerce aslan var ve binlerce aslan yavrusu var. Fakat ne hazin ki, aslanlar kuzulaştırılırken domuzlar el üstünde tutulmaktadır.
BDP denilen siyonist uşaklarını da adam yerine koyup dikkate almayınız artık. Onların ne bu vatana, ne de Kürt kardeşlerimize verebilecek zerre faydaları yoktur. Onlar bastıkları yerleri kirleten sefillerdir. Onlar, zalimlerin ardında üç kuruş için zağarlık yapan sefillerdir. Kim ne derse desin, bu sefillere değer vermek; ilk evvelde Kürt kardeşlerimize, sonrada bu toprakların altında yatan şehitlere ihanettir. Artık en sert cevapları vermekten çekinmeyiniz kravatlı, kravatsız teröristlere karşı. Savaşacaklar mı, bırakınız savaşsınlar. Görelim ne olacak? Ve olacak olanda olsun artık! Yetsin artık! Yoksulluktan yüreği kavrulmuş olan anaların çektiği acılar. Can veren çocuklarımız yaşasın gayrı, uğruna can verdikleri vatanlarında. Bu ülkede ki, kodaman köpeklere de acımayınız. O kravatlı, kravatsız teröristleri yönlendiren, finanse eden kodaman köpeklere. En ufak bir kahpeliklerinde, cevabı en sert şekilde gömünüz. İmralı da ki caninin de dışarıyla bütün bağlantılarını kesiniz. Zaten bunca zamandır, dışarıya talimat vermesi, istediği gibi dışarıyla bağlantı kurması alçakça bir ihanetti. Bu ihaneti yapanlara da acımayınız. Hiçbir haine acımayınız. Artık, bütün domuzları hizaya sokunuz. Ahlakı bozan, kimliği yozlaştıran, gençliği soysuzlaştıran, evlatlarımızı koruyamayan, kaynaklarımızı yağmalayan, devletimizi satan, beyinlerimizi, siyaset adamlarımızı, aydınlarımızı katleden bütün domuzları hizaya sokunuz. Hizaya girmeyene asla acımayınız. Bu ülkenin, bu milletin, bu devletin geleneklerine savaş açanları affetmeyiniz. Temellerle oynayanın temeliyle öyle bir oynayınız ki, anasından emdiği sütü burnundan getiriniz. Uysal koyun olma zamanı değildir zaman. Boynunuza zincir taktırıp çekileceğiniz zaman değildir zaman. Bütün televizyonları, bütün basını, bütün toplumsal alanı adam ediniz. Müslüman-Türk milletinin geleceğiyle oynayan ve siyoniste köpeklik yapan bütün hainleri halk meydanında sallandırınız. Kurumlarımızın bünyesinde bulunupta, kurumlara ihanet eden alçak itlere de acımayınız. Hangi kurumda olursa olsun, birliği, dirliği, kardeşliği bozan ve değerlere savaş açan köpeklere asla acımayınız. Bu vatan kolay kazanılmadı, bu millet ne acılar çekti, bu devlet kolay kurulmadı, ne canlar verildi. Saygı duymak zorundadır herkes, sevmese bile. Bilakis defolup gitmelidir saygı duymayacak kahpe dölleri. Yeter ulan yeter, bunca zamandır çektiğimiz acılar, döktüğümüz yaşlar, akıttığımız kanlar, verdiğimiz canlar. Bu ne lan! Hak diyerek, özgürlük diyerek her türlü itliği yapacağını zannediyor birileri. Her şeyin bir sınırı vardır ulan köpek. Haddini bileceksin. Bilakis defolup gideceksin. Hak dediğin neyse, özgür dediğin neyse, seni ihanete sürükleyen domuzların yanında arayacaksın.
Artık idamı da getiriniz. Eline silah alan şerefsizi darağacında sallandırınız. Meydanlarda, halkın malına zarar veren, askere ve polise kurşun sıkan itlere de asla acımayınız. Kesinlikle en ağır şekilde cevap veriniz. Topunu kurşuna diziniz. Ama haklıyı haksızı kesinlikle ayırınız. Önce yapıcı politikalarla bu ülkede yaşayan insanları buluşturunuz, kardeşlikleri perçinleyiniz. Kardeşlikleri zedeleyici hareketler yapan pezevenklere asla acımayınız. Alınlarından kurşuna diziniz. Yüreklerin kavrulduğu, umutların savrulduğu yetsin gayrı! İdam kesinlikle gelmelidir. İsrail, ABD, Batı denilen şeytan üçgeninin kıskacından kurtulalım artık. Kahpe dölü kendi idam ederken, bize laf edemez ve edememelidir. Biz Amerika denilen soysuzun eyaleti, değiliz arkadaş! Batı denilen domuzlar diktatoryasının, şamar oğlanı değiliz arkadaş! Siyonistin kuklası hiç değiliz, istediği gibi oynattığı. Biz MÜSLÜMAN-TÜRK’ÜZ. Tarihe yön vermiş, mazlumların hamisi olmuş, adaletin kılıcı olmuş, ahlakın savunuculuğunu yapmış, zalime diz çöktürmüş, devletler kurmuş, önünde kralların selam durduğu bir ecdadın torunlarıyız. Şimdi kalkıpta şeytanın önünde diz çökemeyiz. Kendileri her türlü köpekliği yapacaklar, diledikleri gibi at oynatacaklar amma sıra bize geldi mi, dur orda diyecekler. Kendileri insan doğrayacaklar, bize gelince hak hukuk diyecekler. Ulan dünyanın dört tarafında mazlumların kanını akıtan alçaklar, soysuzlar ne zamandan beri adalet dağıtır oldu be? Dünya üzerinde ki, dindaşlarımızı ve soydaşlarımızı soykırımlarla tüketen onlar, mazlumların kaynaklarını yağmalayan onlar, bütün değerleri çiğneyen onlar, ama dünyaya niza vermeye çalışan da onlar. Bu ne biçim iştir be? Müslüman-Türk’ü tarihten silmektir tek dertleri bunların. Son kaleyi de yıkmaktır bütün mücadeleleri. Artık birlik ve beraberlik için olmak ve düşmana karşı tek vücut olmak zorundayız. Ayrılık çıkaran, kardeş kavgası çıkaran alçağı aranızdan def ediniz. Bu millet, bütün gerçekleri olduğu gibi görmeli ve sel olup taşmalıdır artık!
Particilik illetinden de kurtulun ve birbirinizi suçlamayı bırakın artık. Adam olun ulan adam. Hepiniz suçlusunuz. Birbirinizi suçlamayı bırakın artık. Suçlarınızı saymaya tevessül etsem kurşuna dizilmeniz icap eder topunuzun. Yemin ederim gerçek budur. Hanginiz günahsızsınız ulan? Hanginizin yaptığı akıllı bir iş var? Hanginizin bu vatan uğruna yaptığı adam gibi bir eylem var? Hepiniz dünyaya tamah etmiş açgözlülersiniz. Makam ve servetin, şöhretin kölelerisiniz. Kodamanların kapı kulluğunu yapıyorsunuz. Utanın, utanın! Şu andan itibaren, tek Mehmetçiğin can verdiğini görürsem, vallahi hepinize küfredeceğim. Kirli ve pis mikrop suratlarınıza tükürmeyi vazife bileceğim. İçim yanıyor içim. Kan kusuyor, kan akıtıyorum. Anlıyor musunuz ulan? Artık görevlerinizi layığı ile yapınız. Oturduğunuz koltuğun, aldığınız paranın hakkını veriniz. Kimse bana başkasını suçlamasın, kimse kendini temize çıkarmasın. Bunu ben yemem. Herkes yese de ben yemem. Çünkü hepiniz kirlisiniz, hepiniz suçlusunuz.
İdam gelecek arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Topluma zarar veren, polise ve askere kurşun sıkan ve sokakları cehenneme çevirmeye çalışan itlere, kurşun yağmur gibi yağdırılacak arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Dine küfreden, kimliğe küfreden elenecek arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Domuzluğu yaygınlaştıran; televizyon da, basında kapanacak arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Hak söz olduğu gibi haykırılacak arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Ecdada salya akıtanın pis mikrop suratına tükürülecek arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Ahlaksızlığı yayanlar, gençliği zehirleyenler, kızlarımızı pezevenklere peşkeş çekenler, oğullarımızı baronların maşası yapanlar temizlenecek arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Vatana, millete, dine, devlete, orduya, emniyete, hukuka, ilime ve mite ihanet edenler halk meydanında sallandırılacak arkadaş! Başka yolu yok bunun.
Son tahlilde; MÜSLÜMAN-TÜRK’ÜN nizamı hükümdar olacak bu ülkede ve bütün diyarlarda arkadaş! Başka yolu yok bunun. Ve herkes sorumluluğunu bilip, görevini şereflice yapacak artık. Yapmayanların bizden olmadığını haykıracağız ve artık korkmayacağız. Kimliğimizden utanmayacağız. Şeytanın ve çocuklarının karşısında komplekse kapılmayacağız, dimdik duracağız, dümdüz yürüyeceğiz. İŞTE O ZAMAN, başaracağız, başaracağız, başaracağız!
Bütün şehitlerimize, ilahımız olan yüce Allah’ımızdan (cc) rahmet ve mağfiret diliyorum. Mekânları cennettir inşaallah. Milletimize, devletimize ve ailelerine de sabırlar diliyorum, içim kan ağlayarak.