Niyeyse beynimizle ilgili bir yazı daha
Köşe yazarlarımızdan Neslihan hanımın son yazısını okuyunca acaba mı dedim.
Ekonomiden sorumlu bakanlarımızın eşlerinin Amerikalı olması ilginç geldi bana.
Öyle ya
2002 Dünya Futbol Şampiyonası ve 2008 Avrupa Futbol şampiyonasında Ülkemizin protokolü karşılaştırılmış.
Ne ilginç.
Ülkemizin protokolü çok ciddi değişmiş.
Ama değişmeyen şeyler Ekonomiden sorumlu Bakanımızın eşlerinin Amerikalı olmasıymış.
Hadi beynimizi biraz kullanalım.
Başka değişmeyen şeyler neler var.
Yaz aylarındayız, hazır başka bir köşe yazarımızda bu yaz neler olacak diye sorduğuna göre tatil yörelerinden başlayalım.
Antalya Lara sahillerinde ki tesislerden istifade eden şahsiyetler, emredenler ve emir erleri hiç değişmedi. Gelecekte de Türban kavgası sürdüğü müddetçe hiçte değişeceğe benzemiyor.
Genele dönersek bu yaz sahilleri dolduranlardan lüx tatil yapanlarla, lüx tatil yapanlara hizmetçilik edenler hiç değişmedi. Hiçte değişecek gibi görünmüyor.
Çünkü lüx tatil yapanlar 1. sınıf vatandaşlar, ağzının suyunu akıtarak onlara hizmetçilik yapanlar 2. sınıf vatandaşlar.
2002 de günde ortalama mesai yaparak tüm sülalasini doyuracak kadar parayı kasalara dolduranlarla, yine ortalama mesai yaparak evdeki ailesine ekmek alacak kadar para kazanabilenlerle, 2008 de aynı sonuca ulaşanlar hiç değişmedi hiçte değişecek gibi görünmüyor.
2002 de bugünkü protokolü kast ederek bu protokol değişirse ülkeye şeriat gelir teranesi yürütenler, tüm protokol değiştiği halde aynı yaygarayı şeriat gelir diye koparmaya devam ettikleri halde, beynini kullanma özürlüler bunu halen daha göremediler, halen daha göremeyecekler bu da değişmedi değişmeyecek.
2002 de halkın haklarını savunduğunu söyleyenler, bugünde halkın haklarını savunduklarını söylüyorlar. Ama halkın bundan haberi yok. Çünkü ne ezenler, nede ezilenler değişmedi, değişmeyecek. Fakat bal tutanlar parmak yalamaya devam ediyorlar.
Ülkemizde 2002 de Adalet … noktaydı. Yine …
Ülkemizde 2002 de Sağlık dünyası ihya idi. Yine ihya. 2002 dede eczacılar karımız azalacak aç kalacağız diye ağlıyorlardı, yine ağlıyorlar. Doktorlar 2002 dede asgari ücretliden az vergi ödüyorlardı. Şimdide.
Ülkemizde 2002 de kucakta oturmadan iş bulamayanlar bugün yine kucakta oturuyorlar. Onlara her gün yenileri ekleniyor. Bu durum hiç değişmedi hiçte değişecek gibi görünmüyor.
2002 mutlak doğrudur denebilen bir tane kitap yoktu. 2008 dede mutlak dorudur denebilen bir tane kitap yok.
Ama ne hikmetse basit Bill Gates’in uydurduğu kombinasyonlardan olan Klavyedeki A harfine basınca ekranda A harfini görme eylemi 2002 dede aynıydı şimdide aynı. Üstelik sadece Ülkemizde değil dünyanın her yerinde aynı. Bunun böyle olduğunu 2002 de görenler, 2008 dede gördüklerine rağmen halen daha uyanmadılar. Uyanmayacaklar.
2002 dede internet kullanmayı becerebilen herkes 1980 ler öncesinde yaşamış en bilginden daha bilgindiler. Bugünde en bilginler. Ama buna kendileri inanmıyorlar. Buda değişmedi değişmeyecek.
Bu satırları emin olun sonsuza kadar uzatabilirim. Bu durum 2002 de aynıydı. Bugünde aynı. Sadece şu kadar değişimi basit dille yazabilirim.
2002 de genel bütçeden nemalananların oranı ile 2008 de genel bütçeden nemalananların oranında çok ama çok küçük değişim oldu. Buda iş öğretmeyi başaramayan hükümetin, yardım adı altında hiçte genel bütçeden nemalanması mümkün olmayan kişilere küçük de olsa pay aktarmasıdır.
Bu payın aktarılmasına açık açık karşı biriyim.
Ama tepedeki elli binlik yiyicinin bu aktarılan paya bile ne biçim karşı olduklarını gördükçe sanki yanlış düşünüyorum diyebiliyorum.
Lütfen bu satırları okuyanlar.
Kendi aklınıza güveniniz.
Sizler kendi aklınıza güvenirseniz o zaman yarınlar değişebilir.
Eski bir merkez bankası başkanının bir röportajındaki cümlesi hayatımın unutulmazlarından oldu.
Aynen şöyle diyordu.
Ben Hindistan da olsam ne yapar eder 1000 kişilik bir organizasyon yapar, o zenginin evini yağmalardım.
Saygılarımla