Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Son yıllarda en çok neyi konuştuk?
“Oyun”,
“senaryo”,
“rol”, “başrol”,
“sahne”,
“yönetmen”,
“kamera”, “kaset”, “görüntü”,
“montaj”,
“seyirci” Vs…
x x x
Demek ortada bir “oyun” var…
Hayatımız “senaryo”,
Okyanus ötesi “yönetmen”,
Ankara-İstanbul-İmralı-Diyarbakır ve bütün yurt sathı “sahne”…
Ekranda en fazla gözüken “başrol oyuncusu”…
Daha az gözükenler “yardımcı oyuncu”…
“Kamera”manlar elbette görünmeyen gizli kahramanlar…
İşin en ince ayrıntısını omuzlayanlar, “sanat”larını en ince biçimde konuşturanlar “montaj” ustaları…
Ve 75 milyon “seyirci”…
x x x
SAHNE DIŞINDA KALANLAR, ROL BEKLEYENLER
“Film” geniş kapsamlı ve uzun “metrajlı”… Bununla beraber, bazı “artist”ler, hatta kendilerini “esas oğlan” veya “esas kız” kabul edenler sahne dışında kalabiliyor.
Bunlardan biri de, İmralı’daki “ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü” Apo…
Dünkü gazetelerin haberlerine göre; Abdullah Öcalan, Silvan’da 13 askerin şehit edildiği saldırıdan sonra görüşmeye gelen devlet yetkililerinin kendisine “Bir tek sen silahları bıraktırabilirsin” dediğini öne sürdü.
Haberin devamında; “bu rolden kaçamayacağını” söyleyen ve silahları ancak kendisinin bıraktırabileceğini iddia eden Öcalan, “Başbakan’a sesleniyorum, rolümü oynamam için gerekli pratik araçları sunun” dedi.
Demek ki neymiş; “rolünü oynaması” için gerekli araçlar sunulmalıymış!
Görüldüğü gibi; hayatımız olmuş “film”!
x x x
Demek ki ne yapıyoruz?
Film çekiyoruz, filmde oynuyoruz, film seyrediyoruz…
Film niçin yapılır?
Bir sanat eseri ortaya koymak için!
Filme niçin gidilir, film niçin seyredilir?
Sanat damarlarımızı açmak için… Gülmek, eğlenmek için…
x x x
Bu filmde oynamak, bu filmi seyretmek çok zevkli olabilirdi…
Filmde ölenler, şehit düşenler,
Dayak yiyip kolu bacağı kırılan kadınlar, kızlar,
Yaralanalar, sakat kalanlar,
Acı, keder ve elemle kıvranalar,
Çaresizlik içinde bunalanlar da…
“Rol” yapıyor olabilseydiler!
Önceki yazılar