Başbakanın yeni sloganı, Agah Oktay GÜNER

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 01.08.2011


Agah Oktay GÜNER, YENİÇAĞ


Sayın Başbakan,  “İsraf ekonomisinden kurtulur, verim ekonomisine geçersek kriz bize teğet bile değmez” diyor.
“İsraf Ekonomisi” ve “Verim Ekonomisi” kitaplarının yazarı olarak, Türkiye’nin o günkü şartlarında büyük ilgi görmüş ve  bu gün bile derde deva olan bu eserlerin Son Sözümün Sayın Başbakan tarafından hatırlanılması beni mutlu etti. Mutluluğum, acaba Sayın Başbakan Türkiye’yi tüketen, uyguladığı ekonomik modelden vaz mı geçiyor noktasındadır? Zira kendilerinin ekonomi  modeli, “İnsansız ve insafsız ekonomi” dir.
...
Sayın Başbakan, “İsraf Ekonomisi” den kurtulmak için önce, israf zihniyetinden kurtulmak lazım geldiğini herhalde kabul eder. Ne yazık ki Hükümetin asırları aşan tecrübe birikimine sahip Devlet kurumlarıyla kavgası sürüyor.
Son olarak Genel Kurmay Başkanı ve  Jandarma hariç Kuvvet Komutanlarının istifası kim ne derse desin Orduyu yaralayan, Hükümeti yıpratan bir halkadır. Çünkü bu Hükümet Üniversite, Yüksek Yargı Organları,muhalefete cesaret eden basınla kavgalıdır.  Akıllı liderler toplumun temel yapısını ve değerlerini yıpratmaktan kaçınmalıdır. Çünkü bu yoldaki girişimler önce cemiyeti, sonra da devleti zaafa ve yıkıma götürür.  Eskilerin tabiriyle Hikmet-i hükümet dengedir, adalettir, objektif olmaktır. Hikmet nedir? Yaradılışın sırrına ermek, kâinattaki yerini idrak ederek hiçliğini kabullenmektir.
Adalet, bir hükümetin dikkatle takip etmesi gereken değerler bütünüdür. Adalet sapar, saptırılırsa felaket olur. Bugün bu ülkede adalete güven kalmamıştır. Nasıl kalsın? Bazı vatandaşlarımız ağır ithamlarla tutuklanıyor. Tutukluluk süresi üç yılı geçiyor. Toplum içinde mevkiî, adresi, yeri  belli insanlarımıza yapılanlar tedbiri aşıyor, amme vicdanını yaralıyor.
Devlet adamı her türlü nefsani hesabı aşıp âleme Hakkın penceresinden bakmak zorundadır. Gönül medeniyetinin insanları Neron ve Zalim Haccac üslubuyla hareket edemezler. Onlar  hikmet idrakinin içinde olmak zorundadır.
“Bu fena mülkine ibretle nazar kıl ey can
Hani Sultan-ı Süleyman, hani İskender Han
Ne güle bülbüle bâkî a gözüm bağ u cihan
Kime yâr oldu muradınca felek-i devr-i zaman
Sohbet-i arifi billahe eriş dûn olma
Saltanat-ı mesned-i dünya ile mağrur olma
Kamil veliler böyle diyorlar. Bu yüce beyanlar zirveden tabana hepimiz için ne büyük lütuftur, hem de sorumluluktur.
Kültür hayatımızda korkunç bir israf var. İnsanımız beyin göçüyle uzak diyarlardadır. Toprağımız akıl almaz bir biçimde yabancıların oluyor. Yabancılara köylerde mülk sahibi olmayı sağlayan kanun değişikliğinden sonra MTA’nın yıllar önce maden rezervi ölçtürdüğü yabancı şirketler, o madenin bulunduğu köyleri satın aldılar. Köylüye tapunuz sizde kalsın, noter senediyle satın alacağız dediler. Madenlerimizin büyük bir bölümü böylece elden çıktı. Bu yürek kanatan konuyu ayrıca yazacağım.
Sayın Başbakan “Verim Ekonomisi ”ne  geçersek diyor. Doğrudur. Ancak insanların “İnsan olduklarını hatırlamadan”, idrâk etmeden verimli olmaları mümkün mü?

Yazının tamamı için:

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19237
Tarih: 01.08.2011 Okunma: 920

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?