Ülkede her gün gözaltına
alınma hadiseleri yaşıyoruz da, bir, daha doğrusu iki orgeneralin gözaltına
alınmasına, orgenerallere dokunulmasına Cumhuriyet tarihinde ilk defa şahit
oluyoruz. Bu durum, “kimseye ayrıcalık
tanınmaz” ilkesinin hayata geçirilmesi mi, yoksa “baskı”nın oralara kadar uzandığını mı gösteriyor? Yani, demokratikleşiyor
muyuz, yoksa diktatörlüğe doğru mu gidiyoruz?
Düşünün ki; daha on sene
kadar evvel, TBMM Susurluk Komisyonu,
açıklama yapmak üzere askerleri komisyona çağırdığında, orgeneralden astsubay
başçavuşa kadar hiçbir askeri önüne getirememiş, açıklamalarını dinleyememişti.
Hepimiz haklı olarak, “bu nasıl milli
irade”, “bu nasıl demokrasi” sorularını sormuştuk.
Yine, daha, sadece 1 yıl
evvel, eski Deniz Kuvvetleri Komutanına ait olduğu iddia edilen günlükleri
yayımlayan nokta dergisi yöneticileri askeri mahkemede yargılandı, Nokta dergisi de bir şekilde kapandı.
Bu olaylarda, hep silahlı kuvvetlerin gizli gücünden, etkinliğinden söz edildi.
Yani, silahlı kuvvetlere rağmen, onu karşına alıp herhangi bir şey yazamazsın,
yapamazsın imajı yaratıldı.
Hele hele, daha 15 gün kadar
evvel, Star Gazetesinde Şamil Tayyar “Google
davasının şifreleri” başlıklı yazısında şunları söylüyordu:
“Hükümet başlangıçta
çok kararlıydı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, parti görüşüyle
son halini almış yeni anayasa taslağının 15 Kasım’da kamuoyuna açıklanacağını
bile duyurdu.
İşte o arada ne olduysa garip gelişmeler oldu. AK Parti’nin kapısını çaldılar. Son 1 yılın en
güçlü adamından bir mesaj getirdiler. Mesajda; Yargıtay Başsavcısı
Abdurrahman Yalçınkaya’nın kapatma davası açılması için yoğun baskı altına
alındığı, aslında kendisinin mevcut delillerle kapatma davasının açılmasını
doğru görmediği, sivil anayasa projesi askıya alınırsa kapatma davasının
önlenebileceği belirtiliyordu.”
Son
1 yılın en güçlü adamını tanıdınız mı?
Sayın
yazar isim vermediği için ben de vermiyorum ama herkesin aklına gelen isim
benim de aklıma geliyor.
Şimdi,
kafama takılan soru şu:
TBMM’nde
Anayasa görüşmelerini durdurabilecek kadar kudretli olan, son 1 yılın en
güçlü adamı, orgenerallerin gözaltına alınmasını neden önleyememiştir?
Hadi
o önlemek istemedi…
Peki,
personelinin Meclis Araştırma Komisyonunda bile açıklama yapmasına izin
vermeyen, oraya gitmesine engel olabilen, iddialara göre, dergi kapatabilen
TSK, iki emekli orgeneralinin gözaltına alınmasına neden engel olamamıştır?
Yoksa şu kadar kısa sürede
ülkeye tam demokrasi geldi, hukukun üstünlüğü ve tam yargı bağımsızlığı mı
sağlandı?
Buna
inanalım mı?
Sevinelim mi?
***
Eski bir türkünün yeni sürümü
Demokrasi treni Ergenekon’dan
çıktı yola,
Geliyor Türkiye’ye selâm
vererek sağa sola,
Arada yorulunca, Kadıköy’de yapıyor
mola,