Selcan TAŞÇI, YENİÇAĞ
Son seçimlerde
İstanbul Milletvekili adayı da olan Milliyetçi Hareket Partisi MYK üyesi Yüksek
Şehir ve Bölge Plancısı Ahmet Turgut’un Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal
Tesisleri’nde verdiği iftar yemeğinde Bengü Türk televizyonunun Genel Yayın
Yönetmeni Murat İde ile karşılaştık. “Yandaşlar nasıl ağız değiştirdi fark
ettin mi?” dedi.
Mevzu bahis Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kaşla göz arasında Beşşar
el-Esed’leşmesi!
Esad, “komşunun oğlu”ydu. “Tanıdık”tı; “bizden” duygusu yaratıyordu...
“el-Esed” olunca işin rengi değişti. O artık, “Neden ABD’ye yem edilmeye
çalışıldığını umursamayacağımız” kadar “yabancı” biri...
Seçim dönemlerinde siyasileri “içimizden biri” gibi göstermek için düzenlenen
dev kampanyalarını düşünün. Şimdi yapılan tam tersi. Bu kez yaratılmak istenen
imaj “öteki”!
Tipik Amerikan algı mühendisliği!
Amerikan Başkanı seçilmesinden hemen sonra Obama kimdi bütün Ortadoğu
medyasında:
“Barack Hussein”
Afrikalıydı... Müslümandı (kökenliydi)... Ezan sesiyle uyanırdı; Tophane’deki
konuşması için ezanın bitmesini bekleyen bir duyarlılık abidesiydi...
Çünkü Amerikan sömürge imparatorluğunun Ortadoğu’daki yeni eyaletlerinin kilidi
başka bir anahtarla çözülemezdi.
Nitekim “Arap”ların kanını donduran “Bahar”ın ilk esintileri Obama’nın
Müslüman dünyayı selamladığı Mısır’dan esti!
Öznesi “Esed” olmayan bir cümle dahi kurmadıklarına göre, AKP yanlısı yazarlar
da benimsedi bu stratejiyi. Neticede, iktidarın Suriye’yi teslimiyete zorlayan
işbirlikçi yüzüne karşı oluşacak tepkiyi engellenmesinin formülü belli:
“Esad” acilen “Esed”leşmeli!
Hadi CHP’liler kendi milletvekillerine destek için gitti Silivri’ye...
Peki Deniz Feneri sanıklarını ziyaret eden AKP milletvekillerinin derdi neydi?
CHP’lilerin Silivri ziyaretine “Ergenekon çıkarması” diyenler, yazsanız da
öğrensek, AKP’lilerin Silivri ziyaretine neyin çıkarmasıydı?
Yazının tamamı için: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19333