Olup bitenlerin takdiri size ait

Hüseyin ŞİNASİ - 15.08.2011

                                  

         Doğu ve Güneydoğu’da insanın canını acıtan gelişmeler almış başını gidiyor. Terör örgütü mensupları ve destekçileri daha önceleri kırsal alanda asker ve polis gibi güvenlik birimlerini hedef alır, taciz ederken, bu aralar gündüzleri bile o bölgede çalışan diğer devlet görevlerini de hedef almaya başladı ve işin şeklinin değiştiği anlaşılıyor. Artık namlunun ucunda kaymakamlar, hâkim ve savcılar, sağlık çalışanları, öğretmenler, imamlar ve diğer kamu görevlileri var. Özellikle Şırnak, Hakkâri, Batman, Van illerinde çalışan kamu görevlileri büyük sıkıntı içindedir. Eğer bir görevli bölgedeki halkın diliyle konuşamıyor veya konuşmuyorsa çevreden tecrit ediliyor ve yalnızlığa ediliyor.

         Geçtiğimiz günlerde karşılaştığım ve Şırnak’ta çalıştığını bildiğim bir öğretmen; öğretmenler odasında Türkçe konuşmaya çekiniyoruz demişti. İnsanların olaya yaklaşımı nasıl diye sorduğumuzda, halkın çoğunluğunun kendini BDP’ ye yakın hissettiğini, AK Partiye oy verenlerin de AK Partinin Kürtlerin sorunlarına sahip çıktığını, çeşitli haklar verdiğini düşünerek oyunu kullandığını söyledi. Bu durumda CHP’nin veya MHP’nin neden buralardan oy alamadığı bir kere daha ortaya çıkmış oluyordu. CHP ne ise fakat MHP’ye oy vermek oralarda her babayiğidin harcı olmasa gerek.

         Güneydoğu illerinde devlet kurumlarında Türkçe konuşmak nasıl yadırganır hale gelmişse, Türküm demek, Türk Bayrağı asmak, taşımak da tahrik unsuru sayılmış ve adeta yasaklanır hale gelmiştir. Türkiye Cumhuriyetinin bir parçasında, devletin ve bağımsızlığın bir sembolü olan Türk bayrağı ayaklar altında, yerlerde ve çamurlara bezenmiş haldedir. Ama bayrağa sahip çıkması gerekenlerin kılı bile kıpırdamıyor, hatta bayrağa sahip çıkmaya çalışanlar da soruşturmaya tabi tutuluyor. Ondan sonra da çıkıp Türkiye Cumhuriyetinin temsilcisiyim diye ortalarda dolaşacaksınız. Beyler bunda bir terslik yok mudur sizce?

         Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve beraberliğini, ülkenin bölünme kabul etmez bütünlüğünü, bayrağını ya adam gibi koruyacak kollayacaksınız, ya da adam gibi çekilmesini bilecek ayrılacak, emaneti ehline teslim edeceksiniz. Hakkari-Esendere Gümrük Kapısı çapulcular tarafından işgal edilip, polis tartaklanıyor, Türk Bayrağı indiriliyor kimsenin kılı kıpırdamıyor. Hakkâri’de sivil kıyafetli polis ve asker sokak ortasında gündüz gözü kurşunlanıyor, şehit ediliyor yine kimsede ses yok. Van-Başkale’de yol boyu güvenlik uygulamasında askere bomba yağıyor, sonrasında otomatik silahlarla tarama yapılıyor ses yok. Diyarbakır kırsalında bir sağlık memuru ve iki asker kaçırılıyor yine ses yok. İşadamı kaçırılıyor, işyerinden haraç toplanıyor tık yok. Çapulcu Bingöl’de yok kesiyor, adam kaçırıyor, PKK propagandası yapıyor duyan yok.

         Diyarbakır’da devletin kurumlarının gözünün içine baka baka özerklik ilan edilir, ayrı meclis, ayrı dil ve bayrak talepleri dile getirilirken vur patlasın çal oynasın hesabına yatanlar; güney komşumuz Suriye’de meydana gelen olaylar nedeniyle ayağa kalkıyor, akıl öğretmeye çalışıyor, orada olup bitenler için “bizim de iç işimizdir” çıkışına kalkışıyor. Kendi sorumluluk alanında sivil insanlar sokak ortasında kurşunlanır, katledilirken seyreden kaymakamlar, valiler, İçişleri Bakanı, hatta Başbakan istifa denilen onurlu bir davranışı düşünemez, yerine getiremezken, başka ülkelerin Bakan veya Devlet Başkanlarını istifaya davet etmek ne kadar doğru bir davranış takdirini size bırakıyorum.

              

 

Tarih: 15.08.2011 Okunma: 806

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?