Bu mantık düzelir mi?Ahmet ÜNAL

GENEL HABERLER Misafir Yazar - 19.08.2011

Ahmet ÜNAL, YENİÇAĞ


Yıllardır, “NATO yönergeleriyle terörle mücadele yürütülmez, aksine askerimizi işgalci durumuna düşürürsünüz” diye yazıyorum. Benzer şekilde polis için de İsrail’in Filistin’de uyguladığı anti terör eğitimlerinin aynı sonucu doğuracağına dikkat çekiyorum. ABD’nin Vietnam’daki direnişçilerin yahut İsrail’in Filistin’deki mücahitlerin karşı mücadeleleri üzerine geliştirdiği anti terör yöntemleri ve bu doğrultuda yayınlanan talimnameler Türkiye’de uygulanmamalıdır. Aksi halde “adi suçlu” konumundaki teröristleri “gerilla” statüsüne yükseltirsiniz.

Referansların gayri milli seçilmesinin izlerini, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ’ın emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile Bodrum’da yaptığı ve Milliyet gazetesinde yayınlanan röportajda görebiliyoruz. …

Elekdağ, “ana dille eğitim” konusunu hatırlatınca, Başbuğ, “anayasasında resmen yer almış mı bilmiyorum” diyerek geçiştiriyor.
Başbuğ’un terör konusunda Amerika’yı aklama gayretleri, yıllarca Türkiye ile ABD’nin arasını iyi tutmak için gayret gösteren Elekdağ’ı bile şaşırtır. “Şartlar el veriyorsa ABD’nin buna (Türkiye’nin Kuzey Irak’ta operasyon yapmasına) karşı çıkması söz konusu değil.” sözlerine itiraz eder: “Bu beni şaşırttı. Çünkü ABD, resmen TSK’nin Kuzey Irak’a kara harekâtı yapmasını engelliyor.” Ancak Başbuğ ısrarlıdır: “Amerikalılar samimidir. Kafalarında ne varsa, hedeflerini, amaçlarını, doğrudan ortaya koyarlar. Biz böyle düşünüyoruz derler. Artı, bir konuda düşüncelerinizi rasyonel olarak anlatırsanız onları ikna edebilirsiniz. Bu benim kanaatim.”


Elekdağ 2008’deki ABD’nin muhalefetini örnek verince Başbuğ, Beyaz Saray sözcülerini aratmayacak kıvraklıkta ABD’yi savunmaya devam eder.

İlker Başbuğ’un daha önce de belirttiği gibi Türkiye’nin terörle mücadele konusunda yetişmiş uzmanı yok. 25 yıl boyunca sorunu çözmesi beklenen tek mercii de uzman yetiştirmemişse Türkiye’nin gerçekten bir sorunu var demektir. İlker Başbuğ, “Terör Örgütlerinin Sonu” adlı kitabında, 1993 yılından beri strateji olarak “alan kontrolüne” önem verildiğini de belirtiyor. Yarım manga askerle kilometrekarelerce alanı korumaya kalkışan ve acemi Mehmetçiği teröristlerin avı haline dönüştüren stratejiyi üretenlerin bugün, “Kırsal alanda ve dağlık arazide terörle mücadeleyi silahlı kuvvetler dışında hiçbir kuvvet yapamaz.” demesine ancak acı bir tebessümle cevap verilebilir.

Allah milletimize sabır versin!

Yazının tamamı için: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19442

Tarih: 19.08.2011 Okunma: 740

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?