Ahmet ÜNAL, YENİÇAĞ
Yıllardır,
“NATO yönergeleriyle terörle mücadele
yürütülmez, aksine askerimizi işgalci durumuna düşürürsünüz” diye
yazıyorum. Benzer şekilde polis için de İsrail’in Filistin’de uyguladığı anti
terör eğitimlerinin aynı sonucu doğuracağına dikkat çekiyorum. ABD’nin
Vietnam’daki direnişçilerin yahut İsrail’in Filistin’deki mücahitlerin karşı
mücadeleleri üzerine geliştirdiği anti terör yöntemleri ve bu doğrultuda
yayınlanan talimnameler Türkiye’de uygulanmamalıdır. Aksi halde “adi suçlu”
konumundaki teröristleri “gerilla” statüsüne yükseltirsiniz.
…
Referansların gayri milli seçilmesinin izlerini, emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ’ın emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile
Bodrum’da yaptığı ve Milliyet gazetesinde yayınlanan röportajda görebiliyoruz. …
Elekdağ,
“ana dille eğitim” konusunu
hatırlatınca, Başbuğ, “anayasasında
resmen yer almış mı bilmiyorum” diyerek geçiştiriyor.
Başbuğ’un terör konusunda Amerika’yı
aklama gayretleri, yıllarca Türkiye
ile ABD’nin arasını iyi tutmak için gayret gösteren Elekdağ’ı bile şaşırtır.
“Şartlar el veriyorsa ABD’nin buna (Türkiye’nin Kuzey Irak’ta operasyon
yapmasına) karşı çıkması söz konusu değil.” sözlerine itiraz eder: “Bu beni şaşırttı. Çünkü ABD, resmen
TSK’nin Kuzey Irak’a kara harekâtı yapmasını engelliyor.” Ancak Başbuğ
ısrarlıdır: “Amerikalılar samimidir.
Kafalarında ne varsa, hedeflerini, amaçlarını, doğrudan ortaya koyarlar. Biz
böyle düşünüyoruz derler. Artı, bir konuda düşüncelerinizi rasyonel olarak
anlatırsanız onları ikna edebilirsiniz. Bu benim kanaatim.”
Elekdağ 2008’deki ABD’nin muhalefetini örnek verince Başbuğ, Beyaz Saray sözcülerini aratmayacak kıvraklıkta ABD’yi
savunmaya devam eder.
…
İlker Başbuğ’un daha önce de belirttiği gibi Türkiye’nin terörle mücadele konusunda yetişmiş uzmanı yok. 25 yıl boyunca sorunu çözmesi beklenen tek mercii de uzman yetiştirmemişse Türkiye’nin gerçekten bir sorunu var demektir. İlker Başbuğ, “Terör Örgütlerinin Sonu” adlı kitabında, 1993 yılından beri strateji olarak “alan kontrolüne” önem verildiğini de belirtiyor. Yarım manga askerle kilometrekarelerce alanı korumaya kalkışan ve acemi Mehmetçiği teröristlerin avı haline dönüştüren stratejiyi üretenlerin bugün, “Kırsal alanda ve dağlık arazide terörle mücadeleyi silahlı kuvvetler dışında hiçbir kuvvet yapamaz.” demesine ancak acı bir tebessümle cevap verilebilir.
Allah milletimize sabır versin!
Yazının tamamı için: http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=19442