MHP ve ülkücüler ne yapmalı

Hüseyin ŞİNASİ - 19.08.2011

                               

        12 Haziran seçimleri büyük gürültü ve patırtılarla başlayıp, yine aynı şekilde bitti. Hatırlayın MHP’nin başına musallat olmuş bazı siteler ve yayınları vardı. Merak edip bakmışsanız artık o sitelerin yayından kalkmış olduğunu görürsünüz. Çünkü amaç hâsıl olmuş “seçim meselesi hallolunmuş”, AK Parti %50’ye yakın oyunu almış, MHP %13 ile ipin ucundan dönmüş ve kavga bitmiştir.

     

Geçtiğimiz günlerde AK Parti kuruluşunun 10. yılını kutladı. CHP Cumhuriyetimizle yaşıt, MHP ise 1969’dan beri siyaset sahnesindedir. AK Parti kuruluşunun 10. yılında 3 dönemdir iktidar, CHP ve MHP ise iktidarın çok uzağındalar. Bu demektir ki, AK Parti siyaset oyununu çok iyi biliyor ve girdiği her seçimden daha büyük başarılarla çıkmasını biliyor.

 Buna karşılık CHP, MHP politikanın gereklerini tam anlamıyla yerine getiremediğinden seçimleri kaybetmeye mahkûm oluyorlar. Diyeceksiniz ki BDP ne oluyor. Bize göre BDP bir siyasi parti olmaktan çok uzak, tehdit ve şantaj ile oy devşiren bir yapılanmadır. YSK tarafından yayınlanan Hakkâri, Şırnak, Batman, Van gibi illerin seçim sandık sonuçlarından bunu pekâlâ görmek mümkün.

Seçimlere giren diğer partileri bir tarafa bırakıp MHP’nin ve ülkücülerin neden iktidar olamadıklarını anlatan güzel bir yazıdan bölümler aktarmak istiyorum. Yazıyı www.habererk.com sitesinde M. Metin Kaplan kaleme almış. (1)

Bugünkü ülkücüler öğrenci olan ya da olmayan hiçbir genci ülkücü yapmaya uğraşmazlar. Uğraşamazlar. Çünkü kendileri ‘Devlet’in başına Devlet gelecek’ten başka ülkücülüğe dair bir slogan dahi bilmezler… Kitap da pek okumazlar, okurlarsa da ciddi fikrî ve ilmî kitaplar yerine popüler yazarların kitaplarını okurlar… Sorarsanız, S. Ahmet Arvasi’yi, Dündar Taşer’i, Erol Güngör’ü, Galip Erdem’i bırakın okumayı, isimlerini dahi duymamışlardır…

MHP’nin propagandasını yapmazlar… Afişini asmazlar… Sloganını yazmazlar… Mitingine gitmezler… Allah bilir, ama belki MHP’ye rey bile vermezler… Yalnızca Ülkü Ocakları’na kendiliğinden gelen anneden-babadan ‘olma’ ülkücülerle birlikte bir grup oluştururlar, Ülkü Ocakları’nı bunlarla hayatta ve ayakta tutmaya gayret ederler… Ülkü Ocakları’nın mevcut durumunu muhafaza etmeye çalışırlar. ‘Bir daire, birkaç oda, birkaç masa, birkaç sandalye ve en mühimi Bozkurtlu bir tabela!’ Hepsi bu!

Ülkücüler hiç mi bir şey yapmazlar? Yapmaz olurlar mı? Elbette yaparlar. Başkanlarına ‘reis’ diye hitap ederler… Ama bildiğiniz gibi değildir. Reisler sayılamayacak kadar çoktur, elini sallasan reise değer; sınıf reisi, koridor reisi, kat reisi, blok reisi, fakülte reisi, üniversite reisi, yurt reisi, ilçe reisi, il reisi, bölge reisi… Say sayabilindiğin kadar. ‘Şef çok, Kızılderili yok!’ Sınıfta/amfide ders dinlemek yerine kantinde, çalışma salonunda ders çalışmak yerine cafe/barlarda ‘bacı’larla veya kızlarla ‘zaman öldürür’ler…

Sınıftaki, kattaki, fakültedeki, üniversitedeki, yurttaki en güzel kız en büyük ‘reis’in hakkıdır. Diğer kızları ya da ‘bacı’ları, derecesine göre sırasıyla diğer reisler aralarında paylaşırlar. Bu ölçü ve ilkeye riayet etmeyen biri olursa çıngar çıkar! Reisin sahip çıktığı kıza, hele bir de ülkücü olmayan biri ‘yazıldıysa’ iş kavgaya kadar gider. Lâkin bu ‘olay’ı ideolojik bir ‘olaymış’ gibi takdim etmek suretiyle çok güzel kamufle ederler!

En şanslı(!) olanlarıysa ailelerine “Yurt ortamı ders çalışmaya müsait değil, ev tutmamız lâzım” diyerek yalan söylerler, arkadaşlarıyla ortak bir ev kiralayıp, ‘eve çıkarlar’. Ancak ‘daha iyi ders çalışmak için’ çıktıkları bu evlerde, yine derslere girmez ve ders çalışmazlar, üstelik kız arkadaşlarıyla birlikte ‘yaşayıp’ giderler… Velhasıl yaşayışları bir ‘komünist’ ya da ‘ot’ gençten farksızdır. Bunlar da onlar gibi ‘yerler’, ‘içerler’, ‘yatarlar’ ve ‘gezerler’. Oysa “İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar” denmiştir!

Lâkin… MHP Genel Başkanı bulundukları şehre geldiğinde ya da MHP veya Ülkü Ocakları hasbelkader bir eğlence gecesi yahut kapalı salon toplantısı tertiplendiğinde ‘kravatsız, siyah gömlekli, siyah takım elbise’lerini giyerler ve ‘ispatı vücut ederler’. Sıraya dizilirler, kol kola girerler. MHP Genel Başkanı’nı yahut sanatını icra eden sanatçıyı daha yakından ve daha iyi görebilmek için yaklaşmaya çalışan MHP’lileri ya da ülkücüleri iterek ve kakarak, güya çevre koruması yaparlar!

Bunlar belki MHP’ye rey bile vermezler, ama MHP Genel Başkanı’na, MHP İl Başkanlarına ve MHP İlçe Başkanlarına çok önemli ve büyük bir hizmet yaparlar… Mekanizma şöyle işler: Bunların şartları haiz olanları MHP İlçe teşkilâtlarına üye yapılırlar… Ondan sonra MHP teşkilâtları ile Ülkü Ocakları teşkilâtları Başkanı paslaşarak bunların hepsini ‘ilçe delegesi’ yazarlar. Bunların güvenilir olanlarını, ‘ilçe delegesi’ olanlarından aldıkları güçle ‘il delegesi’ seçtirirler. ‘İl delegesi’ seçilenlerin Genel Merkeze en ‘sadık’ olanlarını gene bunların ‘il delegesi’ olanlarından aldıkları güçle ‘Genel Merkez Delegesi’ seçtirirler…

Böylece İlçe Başkanları, İl Başkanları ve Genel Başkan yerini garantiye alır! Kendileri istifa etmedikçe, ya Genel Başkan istemedikçe bunların hiçbirini ‘seçim’le değiştirmek mümkün olmaz! Bu, az bir hizmet midir? Ne ise… ‘Her ne kadar sürçü lisan ettikse, affola!’

Ülkü Ocakları, Ülkücü Dünya Görüşü için başka ve gerçekten iyi/güzel/faydalı hiçbir şey yapmaz mı? Yapmaz dersem, -Allah korusun- hakkını yemiş olurum. Hakkını teslim etmek lâzım… Allah için söylemek gerekirse, çok kaliteli ve güzel bir dergi çıkarır: Ülkü Ocakları Dergisi. Keşke bütün ‘iş’leri bu çapta kaliteli ve güzel olsa!

 

Sözün özü: Ülkü Ocakları gerçek fonksiyonlarını ifa eder hale gelmedikçe, -mümkün değil ama- MHP Genel Başkanı’nın ve hatta MHP teşkilâtının baştan aşağı bütün yöneticilerinin değişmesi hiçbir şey ifade etmez! Sadece kişiler değişmiş olur, fakat zihniyet aynen kaldığı için işleyiş aynı şekilde devam eder, gider! Ülkü Ocakları derhal ve behemehal Ülkücü Dünya Görüşü’ne dönmeli! Gerçek fonksiyonlarını ifa eder hale gelmelidir!

 

(1) http://www.habererk.com/kose-yazisi/907/mhp-ne-yapmali-5.html

 

 

 

 

 

 

 

 

Tarih: 19.08.2011 Okunma: 808

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?