Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Son dönemde, Rize’de neredeyse her yıl, hatta yılda birkaç defa sel felaketi yaşanıyor.
Tabii ülkenin başka yerlerinde de sel afetleri meydana geliyor.
Büyük can kayıplarına sebep olan İstanbul, İzmir, Trakya taptaze hafızalarda…
Şimdi de Antalya’da bir büyük sel felaketi yaşıyoruz. Burada son 37 yılın yağış rekoru kırılmış. 1974’te, bir günde metrekareye 234 kg. yağış düşmüşken, son yağışta metrekareye 300 kg. düşmüş.
Neden böyle oluyor?
Yavaş yavaş düzenli bir şekilde yağması beklenen yağmur, aylar süren kuraklığın ardından anormal bir yoğunlukta yağıyor... Neden?
Çünkü “iklim değişti”!
Küresel ısınma, mevsimleri, iklimi tuhaflaştırdı…
x x x
Atmosferde anormal şeyler oluyor…
İstanbullular, kurtuluş günü olan 6 Ekim’leri çok iyi hatırlarlar… Nasıl Hatırlarlar? Soğuk oluşuyla… Yazdan yeni çıkmışsınız, törenlere gider, donardınız. Bu senenin 6 Ekim’i yeni geçti… Nasıl geçti? Yaz günü gibi, sanki Temmuz ayından bir gündü… Geçen sene de böyleydi… Mazide dondurucu soğukların yaşandığı, hatta bir kış mevsiminde boğazın donduğu bile tarihinde yazılı olan İstanbul’a artık kar yağmıyor.
Kış, gayet ılık geçiyor!
x x x
Bütün yeryüzünde;
Yağışlar düzensiz…
Fırtınalar patlıyor…
Hortumlar can alıyor…
Seller, heyelanlar, göçükler meydana geliyor…
Ve bunlar sıklıkla yaşanıyor…
Anormallik de burada zaten!
Evet, “tabiî afet”ler olur… Fakat kırk yılda bir olur.
Bu kadar sık olunca “tabiî”likten çıkıyor...
İnsanın kendi eliyle, kendi yaptıkları, kendi yanlışlarıyla hazırladığı bir “felaket” haline geliyor…
Havayı, suyu ve toprağı alabildiğine kirleterek…
Atmosferi bilinçsizce ısıtarak…
Çeşitli gazlarla ozon tabakasını delerek…
Orman varlıklarını ve tabii bitki örtüsünü yok ederek…
Bu felaketi kendimiz hazırladık…
Acı olan, küreyi ısıtmaya, kirletmeye, ormanları bitirmeye devam ediyoruz.
Hemen hemen hiçbir doğal varlığı Yaradan’ın bize teslim ettiği gibi bırakmadık.
x x x
Bu mesele, zengin-fakir bütün ülkelerin meselesi…
İnsan, akıllı bir canlı…
İyimser olarak düşünmek ve “akıllı insan”ın bu “anormal” gidişi görüp, “dur” diyecek dirayeti göstereceğini ümit etmek istiyoruz.
Hatta insan aklını kullanacaksa, gidişi tersine çevirecek eylemlerin içinde olacaktır… Havayı temizleyecek, orman varlığını artıracak, ısınmayı engelleyecek eylemlerin!
Yoksa bu gidişle, “tabiî afet”lerin vurmadığı hiçbir yer kalmayacak!