BİZİ HERKES KANDIRIYOR, ÖRGÜT ÖLDÜRÜYOR

İsmail Hakkı CENGİZ - 20.10.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


En başta…

“Türkiye’nin yanındayız, daima yanında olacağız… Terörle mücadelede Türkiye’yi destekliyoruz, desteklemeye devam edeceğiz… Terörü kınıyoruz… Teröre karşı, müttefikimiz Türkiye ile güçlü işbirliğimiz sürecektir… İstihbaratı paylaşıyoruz”, diyen Amerika…

''Terörle mücadele kararlılığında AB Türkiye'nin yanındadır. Hepimiz ayrım gözetmeyen bu saldırıların hiçbir meşruiyeti olamayacağı konusunda son derece net olmalıyız. PKK, AB'nin terör örgütleri listesindedir ve AB, terörle savaşta Türkiye ile diyaloğu artırmaya hazır olduğunu yakın zamanda dile getirmiştir.'' diyen Avrupa Birliği…

“Saldırı Türk-Kürt kardeşliğini hedef almıştır. Şiddetle kınıyoruz” diyen Barzani…

Hepsi Türk devletini ve milletini kandırmaktadırlar…

Yukarıdaki sözleri sarf edenlere soralım:

Yahu, bu PKK’ya siz karşısınız, saldırılarını kınıyorsunuz, Türkiye ile işbirliği halindesiniz de;

Bu kanlı örgüte silahları, mayınları kim veriyor?

Saldırılar için istihbarat, eğitim ve lojistik desteği, teknik bilgiyi, en önemlisi “8 noktadan”, “eşzamanlı saldırı” taktik ve cesaretini kim veriyor?

Topraklarında kim barındırıyor?

Hasta ve yaralılarını kim tedavi ediyor?

x   x   x

Bunlar dışarıdan kaynaklanan kandırmacalar… Bir de daha vahim olanı içeriden gelen kandırmalar var…

Daha 1 ay olmadı… 4 genç kızımızın bir özel araba içinde öldürülmeleri üzerine, “Bunlar terör örgütünün son çırpınışlarıdır”…

Daha evvelsi gün, 5 polisin şehit edilmesi üzerine, “Örgüt militanları panik ve çaresizlik içindedir.” diyen Sayın başbakan…

Yine daha 3-4 hafta önce, terör örgütü kamplarına sayısız “hava harekâtı”nın ardından, hedeflerin “yerle bir edildiğini”, “örgüte büyük zayiat verdirildiğini” söyleyen askerî yetkililer hem kendilerini, hem de bizi kandırmaktadırlar…

Onlara da sualimiz şudur:

Mademki, terör örgütünün, bundan önceki son eylemleri “son çırpınışlarının”, “panik ve çaresizlik içinde olduğunun” göstergesiydi…

Mademki, daha 3 hafta önce yapılan “hava operasyonlarıyla”, “örgüte büyük darbe” vurulmuştu, dünkü korkunç saldırıyı nasıl yapabildiler?

Kandırılıyoruz, kanıyoruz…

Peki, neden bu kadar çok “kanıyoruz”?

1.             İnanmak, aldatılmak ihtiyacındayız!

2.             Çaresiziz, inanmasak kaç para! Yani inanmasak ne değişiyor?

x   x   x

TEŞHİS İSABETSİZSE ELBETTE TEDAVİ İMKÂNSIZDIR

Devleti yönetenlerin yukarıda sözlerinden terör meselesine isabetli bir teşhis koyamamış oldukları ayan beyan ortadadır.

Bu sözler; yani “son çırpınışları”, “panik ve çaresizlik içindedirler”, “ağır zayiat verdirdik” tekerlemelerini Özal-Çiller dönemlerinde de çok duyduk…

Ve bu günlere geldik…

Birkaç gün önce, “son çırpınışlardan, örgütün panik ve çaresizlik içinde” olduğundan bahseden Başbakan, dün “uzun soluklu bir mücadeleden” söz ediyor…

“Uzun soluklu bir mücadele”…

Bu sözler de size gayet tanıdık gelmiyor mu, şu, 20-25 yıl önceki politikacıları hatırlatmıyor mu?

Demek, “uzun soluklu bir mücadele”

Yani kaç kuşak?

Kaç genç neslin hayatı?

Kaç kuşak anaların feryadı?

Tarih: 20.10.2011 Okunma: 680

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?