BEDELLİDE MALİYET VE ADALET SORUNU

İsmail Hakkı CENGİZ - 13.11.2011

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


Bedelli meselesi; kemikleşen ve bir türlü çözülemeyen sorunlarımız arasına katılmak üzere…

Bu konuyu düşünür, tartışırken “bedel” kavramının her manasını göz önünde tutarak konuşmak, tartışmak lâzım!

“Bedel”, yani “değer”, “fiyat” (maliyet), “kıymet”; “bir şeyin yerini tutabilen karşılık” (TDK)

Öyleyse, “bedelli askerlik” deyince ne anlamalıyız?

Karşılığı ödenen, maliyeti olan askerlik… Tabii bu maliyet “bedelli askerlik” yapana çıkarılan maliyettir. Ödeme de elbette devlete yapılan ödemedir.

Dolayısıyla, “bedelli askerlik”ten ancak parası olanlar yararlanabilir…

Elbette istismara açık bir mevzu… Her bedelli tartışmasında; “Efendim, zengin olan ‘bedelli’den yararlanırken fukara ölüm tehlikesi altında askerlik yapacak!” sözleri tavan yapıyor. Tabii bunun da bir siyasî “bedel”i olabilir… Eh, o da bu kararı çıkaracak olan siyasî iktidarın göze alması gereken bir “maliyet”tir.

Tabii her iki anlamdaki maliyetin mahiyetini etkileyen unsur; “bedelli” uygulamasının “adalet” duygusunu zedeleyebileceği ihtimalidir.

Zedeler mi?

Ben tam tersini düşünüyorum… “Bedelli” uygulaması, “askerlikteki adaleti” şimdiki durumdan daha fazla sağlar.

Nasıl yani?

Şöyle: hatırlayın; çok yaygın bir yakınma var; “Dağda-bayırda askerlik yapanlar hep fakir aile çocukları… ‘Bedelli’ uygulaması olmadığına göre zengin çocukları nerede askerlik yapıyor?”

Demek ki, hali hazırda zaten “adaletsiz” bir uygulama sürüp gitmekte...

“Bedelli” çıkarsa ne olur?

Adı belli olur…

Zengin çocuklarının nerede, kaç lira “bedel” ödeyerek askerlik yaptıkları belli olur…

Evet, belki bu uygulama da “mutlak adalete”i sağlamaz… Fakat hiç olmazsa zenginler, askerlikten “yırtmak” için “gayrimeşru” yollara tevessül etme gereği duymazlar… Bu noktada, daha önceki yıllarda ortaya çıkarılan “çürük raporu çetelerini” hatırlayalım… Çetelere akan paranın devletin kasasına girmesi daha “adil” değil mi?

x   x   x

BEDELLİDE YAŞ SORUNU

Medyada, bedellinin belli bir yaş sınırı üzerindeki kişilere uygulanacağı haberleri çıkıyor…

Herhangi bir yaş sınırı koymak hem adaletsizlik olur, hem de henüz askerlik yapmamış olan gençlere çok yanlış bir telkinde bulunulmuş olunur…

Yani meselâ; 35 yaşı sınır kabul ederseniz, gençlere, “Şimdi durun, askerlik yapmayın, 35 yaşınıza kadar bişekilde askerlikten kaçın… Sonra o yaşa gelince ‘bedelli’ askerlik yaparsınız.” demeye getirmiş olursunuz.

x   x   x

Bedelli askerlik kanunu çıkmalı… Fakat bütün askerlik hizmetini kapsayacak, normal askerlik yükümlülerini “profesyonel” hale getirecek bir şekilde çıkarılmalıdır.

Bunun nasıl gerçekleşebileceğini, 04 Ekim 2010 tarihli, “ADİL BİR ASKERLİK İÇİN” başlıklı yazımda anlatmıştım. Burada tekrar edip yazıyı uzatmayalım.

Tarih: 13.11.2011 Okunma: 829

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?