Türkiye çok feci şekilde kuşatılıyor. Ortadoğu da adeta yalnızlaştırılıyor. Türkiye’nin kendilerine ihanet ettiği fikri zerk edilerek. Evet, elbet dostları da vardır ve olacaktır ama şiddetli bir muhalefetinde var olduğu ve bundan sonra bu muhalefetin daha da şiddetleneceği muhakkaktır. Günü geldiğinde o odaklar kullanılacaklardır. Aynı anda içeride de küllenen yaraların kaşınılmasını sağlıyor. Birgün geldiğinde yapayalnız kalıp son darbenin vurulması için. Bugün bütün İslam ülkelerinde, Türkiye muhalifi odaklar oluşturuluyor muhtemelen. İçeri de zaten bazı odaklar Türkiye için sürekli bir tertip içindedir. Türkiye oyununu çok iyi kurmalıdır ve oynamalıdır. İngiliz’e asla güvenmemelidir. Fakat İngiliz’in gemisine biniliyormuş gibi izlenimler edinilmektedir. Beyler İngiliz Türkiye’yi çökertmekten başka şey düşünmez. Manzara malumdur. İngiliz’in eliyle gelenler, yine İngiliz’in eliyle gitmektedirler. Bugün ‘’Arap Baharı’’ denilen isyanların bile, temelinde İngiliz’in elinin olduğu büyük bir gerçektir. Bizim ülkemiz dâhil, çoğu ülkenin gizli arşivlerine sahiptir İngiliz Devleti. İngiliz sessiz yürür, sessiz darbe vurur. İngiliz’in adamları dibinize kadar sokulur ama hiç fark ettirmez kendisini. Kendisinin fark edilmemesi içinde, bir iki ABD ve Siyonist itini harcar. Sizler kendinizi güvende hissedersiniz böylece. Ama asla değilsinizdir. Bizler meydanda ABD ve Siyonist çapulcularını görürüz ama esas adam İngiliz’dir. Hep çapulculara küfrederiz ama esas adamı es geçeriz. Ne garip değil mi? Ve zaten İngiliz bu yüzden başarılı olmaktadır ve kendisini günahsız göstermeyi başarabilmektedir. Sahi siyonist ve katil devlet İsrail’i kim kurdurdu?
İngiliz, Ortadoğu da mutlak egemenliğine gidecek yolu açmaya çalışıyor. Yıllarca beslediği zalim diktatörleri indirirken, güya ılımlı yüze sahip elemanlarını yerleştirme mücadelesi veriyor. Emin olun, şu an hâkim olması muhtemel politik simaların çoğunu yıllar öncesinden elde etmiştir bile. Yeni düzenler belki İslami bir görünüme sahip olacaklardır ama hiçbir zaman İslam olmayacaklardır. Bizlere İslam hep yanlış öğretildi. Çünkü İslam hep yanlış yaşandı. Çok ihanet ettik dinimize. Kalıbını aldık, özünü örttük. Kimi tefritte yol buldu, kimi ifratta yol buldu ama bir türlü vasatta yol bulan olmadı. Bu da bir oyundur, fakat ihsas edemedik. Adımız İslam oldu ama tadımız asla İslam olamadı. Bu yüzden de olayları doğru tahlil etmekten mahrum kaldık. Sahte İslam’a aldandıkta, gerçek İslam’ı hep yobazlık sandık. İngiliz’e kaderinizi teslim ederseniz, eceliniz de İngiliz’in eliyle olacaktır. Görünen köy kılavuz istemez. Günü gelecek, bugün desteklediği düzenleri de devirecektir İngiliz. Sizler dünya derdindeyken, İngiliz dünya egemenliğinin derdindedir. Bizleri dünya tarlasına salıveriyor, kendisi de o tarlayı baştanbaşa muhasara altına almakla iştigal ediyor. Çok basit yaşıyoruz. Günübirlik yaşıyoruz. Malayani ile iştigal ediyoruz. Faniliklerin peşinde ömür çürütüyoruz. Üç kuruş kazanmak adına deliriyoruz. Adeta vahşi hayvanlar gibi birbirimizi yemekle meşgulüz. Kasalarımızı doldurmakla ne elde edeceğimizi sanıyorsak! Ayrılık rüzgârlarını sertleştirmekle neyi kazanacağımızı düşünüyorsak!
İngiliz, İslam ülkelerinin gençliğini kendi tükettiği kokuşmuş kültürle narkozluyor ve narkozlayacak. Sürekli mukayyet bir hayat yaşayan Ortadoğu halkları da kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyor ve saldıracak göreceksiniz. Ülkemizi bile görüyorsunuz, gençlik nasılda kuşatılmış durumdadır ve adeta bataklığın içine doğru çekilmektedir. Her yönden tazyikat altındadır gençlerimiz. Kokuşmuş ve yoz kültürlerin kıskacındadır. Ekranlardan adeta pislik akmaktadır. Bile isteye zehirliyoruz gençliğimizi. Hazır av durumuna getiriyoruz ve avcının ellerine teslim ediyoruz sanki. Gençlik maddenin kölesi olmuş durumdadır. Para ulaşılamaz bir değer gibi gösterilmektedir. Ve gençlik paranın peşinden koşmaktadır. Bugün bu tefessüh etmiş rezil kültürle gövdeleri dağlanan gençlik yarınlarda nasıl bir hayatla karşılaşacaktır acaba? Zira bugünün büyükleri yarınlarda olmayacaklardır. Böylece gençlikte, deneyim sahibi olan, kadim kültürümüzle beslenmiş olan büyüklerin nasihatlerinden mahrum olacaklardır. Bir de, bir şey öğrenmeden yetişmiş oldukları için yarınlarda çaresizliğin derinliğinde yitip gideceklerdir. Esas meselelerle iştigal edeceğimize, tali mevzularla zamanımızı heba etmekteyiz. Bugün siyasetimizin, ana gövdesine yamanmış, nice İngiliz elemanları vardır kimbilir! Milli ekonomiden, milli siyasetten, milli eğitimden, milli ordudan mahrumuz. Ve bu yönlü bir çabası olanda görülmemektedir, ne hazin. Çok ahmakça politikalarla iştigaldeyiz. Sığ sularda yüzüyoruz. Kısır çekişmelerle zamanlarımızı heba ediyoruz. Hülasa, hala uyuyoruz.
Evet, dünya yeniden dizayn ediliyor gibi bir görüntü var. Taşlar yerinden oynatılıyor gibi görülüyor ama aslında taşların yeri sağlamlaştırılıyor. Bir zamanlar bizim kaderimizi çizen İngiliz yine bizim kaderimizin ağlarını örüyor. İngiliz oyunu bitmez ve tehlikelidir. İngiliz birilerine yol açarken, birilerini de o yolda handikap teşkil etmesi için hazır ediyordur. Çok dikkatli olmak gerekir. Bu ülkede PKK olayını da, DERSİM olayını da tezgâhlayan İngiliz’dir. Sırf bu günler adına yapmıştır bunu. İnce dikkat gerekir. Bizler başka ülkelerin parmağı olduğunu düşünebiliriz ve haklıda olabiliriz ama asıl görmemiz gereken, perdenin en arkasında ki eldir. Bizler küfrün tek parça olduğunu ve ayrı ayrı olduğunu sanıyoruz ama yanılıyoruz. Bilmeliyiz ve asla unutmamalıyız ki; ‘’küfür tek millettir’’ beyler. Ve küfrün yegâne hedefi; İslam dini ve Müslüman-Türk âlemidir. Bizler onların farklı yüzlerine asla kanmamalıyız. Bin bir suratlı bir yapıdır küfrün yapısı. İngiliz birilerine bir şeyler yaptırırken, öte yanda da yapılanları yıkmaya teşebbüs etmesi gereken odaklar türetir. Tarihimizden ders almasını bilmezsek, daha çok darbe yeriz.
Düşünseniz ya, zımnen DERSİM olayının kaşınmasını (ki CHP li şahsa da bilinçli şekilde kaşıtılmaktadır ve burada AKP oyuna gelmiştir) sağlayan İngiliz (ki bu olay tamamen bir İngiliz oyunudur, iki yönlüde, araştırabilirsiniz) Sünni Türklere karşı derin kinle de gövdeleri dağlamaktadır muhtemelen arka planda. Zira sizler DERSİM olayında devleti de suçlasanız, Alisiz Alevileri asla tatmin edemezsiniz, bilakis onları daha da düşman edersiniz. Ki ingilizin gerçek gayesi de budur. Kendi güdümünde hareket eden Alisiz Alevi odakları, Sünni Türklere kinlendirmektir. Aynı PKK olayında olduğu gibi. Birilerine bir şeyler yaptırtmıştır, birilerinin de dağa çıkmasını sağlayarak amacına ulaşmıştır. Ve bu yolla bu ülkeyi adeta esir almıştır, ilerlemesine büyük darbe vurmuştur. Ülkemizin gücünü ve ekonomisini talan etmiştir. Şimdi de ‘’genel af’’ gibi bir lanetin çıkarılmasına çalışmaktadır arka perdeden. Bu oyuna asla gelinmemelidir.
DERSİM olayıyla Alisiz Aleviler muhalefet olacaklar mıdır? PKK şayet ‘’genel af’’ çıkarsa topluma da baskı yaparak ciddi muhalefetin yolunu açacak mıdır? BDP de bir yandan bastıracak mıdır? CHP de büyük ihtimalle rotasını değiştirecektir. Eski düzeni rafa kaldıracaktır, Kemalist söylemi terk edecektir, hatta Atatürk’ü bile artık tedricen rafa kaldıracaktır ve Sol söylemi daha yoğun kullanmaya başlayacaktır. Güçlü bir ittifak meydana getirilmeye çalışılacaktır. Alisiz Alevilerin ve PKK taraftarı Kürtlerin desteklediği bir CHP-BDP ittifakı vücut bulacak mıdır? Zira artık ‘’genel af’’tan sonra BDP yumuşak bir çizgi takip edecek ve meşru olarak algılanacaktır, öyleyse BDP ile ortaklık yapmakta sorunlu olarak algılanmayacak, normal karşılanacaktır. Böyle bir durumda CHP-BDP ittifakına kim ne diyecektir? Çünkü hem Alisiz Alevilere, hem de PKK taraftarı Kürtlere, Sünni Türklerin kendilerine asırlarca zulmettiği propagandası yapılacaktır fasılasız olarak. Bunlara muhtemelen İslami Sol denilen tayfa da eklemlenecektir. Hatta daha ötesi, içimizde ki Ermeni Diasporasının ve Rum tayfasının da bunlara eklemlenme ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Böylece bu ülkede, Sünni Türkün varlığına nihayet verecek bir düzen ihdas edilecektir. Emin olun buna çalışılmaktadır taa derinlerde.
Son tahlilde; Hiçbir şey göründüğü kadar basit değildir. Ne DERSİM olayının kaşınması, ne de GENEL AF olayı. Masum görülebilir ama değildir. Hükümet gaza gelmektedir, tuzağa düşürülmektedir. Bedel ödemekten korkanlar ve kadim davadan kaçanlar, kaderlerini başkalarının ellerine teslim edenler, daha büyük bedeller ödeyeceklerini unutmakta mıdırlar acaba? Bu millete ve bu ülkeye yazık ediyorsunuz beyler. Büyük oyuna getiriliyorsunuz. İngiliz her tarafı çok iyi kullanmasını biliyor. Bu İngiliz akıllılığı değil, bizim saflığımızdır aslında. Zira kendini bilmeyenler, kendini kendisine anlatanlara inanırlar.