Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
TSK’nin vatandaş nezdindeki yaygın adı “askeriye”dir.
Devamlı olarak hayatın içindeyim ve her gün yeni insanlarla tanışıyorum.
Bir tanıdığım, beni diğer kişiye tanıştırırken, hemen “eski asker” olduğumu söylüyor. Bu tavrından benimle arkadaşlığından memnunniyet duyduğunu anlıyorum. Bu durumu, her gün birkaç defa yaşıyorum. Böyle bir şey yaşamak tabii ki onur verici... Bu onurdan şahsî hiçbir pay almıyorum. Hasbelkader, Silahlı Kuvvetlerde 26 sene üniforma taşımış olmanın getirdiği “saygınlık”! Şeref ve itibar elbette TSK’nin manevî şahsına aittir.
x x x
Silahlı Kuvvetler yıpratılıyor... Yıpratılması için büyük “çaba”lar var... Ona rağmen saygınlığı çok iyi durumda...
Gözlemlediğim kadarıyla, bunun sebebi; pek çok askerin suçlanmasına inanmayan inanmıyor zaten... İnananlar ise, hadiseleri münferit olarak görüyor. Askeriye’nin itibarının bütünüyle zedelendiğini düşünenlerde nadiren çıkıyor. Böyle düşünenler, Silahlı Kuvvetlerin kendi kendini yıprattığı kanaatini taşıyorlar.
Böyle bir şey olabilir mi?
Olabilir!
Silahlı Kuvvetler, yapması gerekeni yapmazsa, yapmakta geç kalırsa kendi kendini yıpratır... Kendine duyulan güveni zedeler.
Soyut “darbe” iddialarını bir kenara koyuyorum... Fakat yıllardan beri somut, herkesin suç sayacağı eylemlerle ilgili o kadar çok iddia ortaya atıldı ki, hiçbirisinin akıbetini öğrenemedik. Meselâ, “sauna çetesi” iddialarıda adı geçen askerler vardı. O dava ne oldu?
x x x
Dün, Hürriyet’te, 10 AY TAKİP VE OPERASYON başlıklı bir haber vardı. Şöyle: “Emniyet Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ekiplerinin 10 aylık teknik ve fiziki takibinin ardından Ankara, İstanbul, Trabzon, Çanakkale, Karabük, Konya, Batman, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adana, Hatay, Antalya ve Finike, Kumluca, Demre, Kaş, Manavgat ve Kemer ilçelerinde eşzamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda, örgütün elebaşısı olduğu ileri sürülen Finike İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı M.P. ile birlikte Başçavuş İ.K. ve uzman Çavuş R.Ç.’nin de aralarında bulunduğu 1’i kadın 60 şüpheli gözaltına alındı.”
Habere dikkat ettiniz mi: İstanbul’dan Batman’a kadar uzanan bir coğrafyadan söz ediliyor. 10 aydır da teknik olarak takip ediliyormuş. Demek ki “icraatlar” ve şikayetler çok daha önceden başlamış.
Peki, bir Yüzbaşı’nın 60 kişilik çetenin elebaşısı olduğu, bunların, fuhuşa aracılıktan işkenceye, tehditten haraca akıl almaz eylemlerle suçlandığı iddiası Askeriye’nin kulağına hiç gelmemiş mi?
Bu Yüzbaşı, başta bağlı bulunduğu Antalya İl Jandarma Komutanı olmak üzere amirlerine hiç şikayet edilmemiş mi?
Edilmemiş olsa bile aylar, belki yıllardır süren yasadışı faaliyetlerinden Askeriye neden haberdar olamamış.
Yoksa bu iddiaların hepsi yalan ve iftira mı?
Haberin devamına göre; 60 kişilik çeteden, içinde Yüzbaşı’nın da bulunduğu 17 kişisi tutuklanmış. Gerçekten suçları olduğu için mi yoksa bir iftiraya uğradıklarından mı tutuklanmışlar?
Maiyetini “gözetmekle” yükümlü olan Askerî Amirlerin bu konularda mutlaka bilgileri olmalı!
İddialar çok ciddi gözüküyor... Merakımız şu: Adı geçen Yüzbaşı hakkında TSK’nin başlatmış olduğu bir inceleme, bir soruşturma mevcut mudur?
İftiralar elbette Askeriye’yi yıpratamaz, itibarını zedeleyemez.
Amma velâkin kurum içinde suç işleyenler varsa ve bunlar hakkında hiçbir işlem yapılmazsa; işte bu TSK’nin itibarını zedeler.
x x x
ÖNCEKİ AKP İLE BUGÜNKÜ AKP
Taraf yazarı Ahmet Altan çok şaşırmış gözüküyor.
12 Ocak tarihli yazısında; “Galiba şu son zamanlarda en çok duyduğum soru, ‘AKP ne yapmak istiyor’ sorusu. Bu, çok yersiz bir soru değil. Referandumdan önceki AKP ile bugünkü AKP arasında dağlar kadar fark var.” dedikten sonra şu yargıya vaarıyor:
“Başbakan Erdoğan ve AKP, ‘devlet yönetimini’ ele geçirdiğine ve sistemi kendi kontrolüne aldığına inanıyor.”
O kadarla da sınırlı değil Sayın Altan; 12 Eylül 2010’dan itibaren memlekette rejim değişti. Her gün yeni rejimin yeni marifetlerine şahit oluyoruz.
Daha çok marifetlerini göreceksiniz.
Daha çooook şaşıracaksınız.