MEÇHULE CEVAP...2...

Özgür DENİZ - 14.01.2012

Evet efendim İslam ahlak ve adaletini öneriyoruz. İnsanca-İslamca yaşamaya gayret etmeyi öneriyoruz. Biz görevimizi namusluca yaptıktan sonra, bireyselden toplumsala uzanan görevimizi, gerisi bize yabancıdır efendim. Evet, bunu anlıyorum: kapitalizminde, komünizminde, faşizminde tam karşısında İslam vardır.

 

Ülkemizi yönetenler gâvur değil, yozlaşmış Müslüman, seküler Müslüman. Modern Müslüman. Bir de bu bana göre klişe bir soru. Yanlış anlamayın, yani genelde sorulan bir soru, belli tavır karşısında. Burada şu ince noktayı es geçemem: şimdi köküne uygun Müslüman oldu mu yaşamasına izin veriliyor mu? Hayır. Herkes onlara sen işte şucusun, bucusun diyor mu? Evet. Kimse onlara destek çıkıyor mu? Hayır. İşte bu paradoks Müslüman kesimi kendini gizlemeye ve gizlerken de yanlış yönde değişime itiyor. En harbilerimiz bile desteklemekten kaçıyorlar.

 

Siz başka düşüncelere ihtiyaç duyan İslam’ı öneriyorsunuz efendim. Sanki İslam nakısmış gibi. Yani sentezleme yapıyorsunuz. Bir durumda İslam derken başka bir durumda sosyalizm diyorsunuz. Yani İslam’ı bölüyorsunuz. Benim anladığım bu. Ama İslam asla bölünmez, bir bütündür ve bütün hayatı ihata eder. Tıpkı onu halkeden Allah gibi.

 

Hepsine girelim efendim. Gocunmak yok. Niye gocunayım ki? Bugüne kadar hiç gocunmadım. Sorgulayarak girdim girdiğime ve sorgulayarak çıktım çıktığımdan.       

 

Namazı inkâr ediyorsunuz diyen mi var, ah be canım efendim. İslam’ın her şeyi bellidir. İslam nasihattir. İslam güzel ahlaktır. Allah uyaran bir topluluk bulunsun ister kulları arasından.

 

Kur’an-ı anlatıyorsunuz ama zihinleri karıştırıyorsunuz sanki zımnen. Kur’an’ın muhkem ayetlerini kafaya göre yorumlamak nasıl oluyor acaba anlamıyorum. Yani karşımda bir deniz varsa ona deniz demek için illa kendi kafama göre bir şeyler kurgulamak zorunda mıyım efendim? Yani bugüne kadar insanlar hep yanlış mı anlamışlar? Üstelik dev eserleri yutmuş oldukları halde.

 

Evet efendim, İslam içinde sosyalizm yoktur ve olamaz. Bu kadar kesindir. Adalet var. Güzel ahlak var. Tevhit var. Kardeşlik var. Öğüt var vs.

 

Eşitlikten ne anlıyoruz o önemlidir. Ama şu an bazı çevrelerin inatla söz ettiği eşitlik asla yoktur, olamaz ve olamayacak. Zira kendi kendilerini de nakzetmektedirler zaten.

 

Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı kadar. Sübjektif bir durum vardır burada. İcrası imkânsızdır. Ben mutlak eşitliği buradan çıkarmıyorum efendim. Ekonomi Politiğin tümünü okuduğumuz zaman oradan çıkarırız mutlak eşitliği.

 

Evet, Marksizm de ve oradan tevellüt eden komünizm de mutlak eşitlikten söz eder ve oralara da sosyalizmden gidilir.  Hayır, Marksizm propagandası yapmıyorum efendim.

          

 Kur’an asla mala ve servete saldırmıyor. Servet sahiplerinin azgınlaşmasına ve hadlerini aşmalarına saldırıyor. Bu kadar nettir. Zira mal ve servet canlı değildir ki insanlığı ifsada uğratsın. Allah şımaran, müstekbirleşen, kibir yapan, şirk koşan alçak ve aşağılık servet sahiplerini şiddetle uyarır. İnsanların emeklerini sömüren ve domuzlaşanları telin eder. Öyle rızıkta eşitliği falan önermez. Hiçbir ayette rızıkta eşit olunuz diye bir şey yoktur. Var diyen göstermek mecburiyetindedir. Zira ispatsız iddia boştur. Tanıksız davalar utançla biter.

 

Evet Kur’an da sosyalizm yoktur. Tekrar etmiş olalım. Güzel ahlak vardır. Nasihat vardır. Cihad vardır. Kardeşlik vardır. Yüce Önder (sav) niçin ‘’rızıkta sizi eşitlemeye geldim’’ demedi de ‘’güzel ahlakı tamamlamak için geldim’’ dedi acaba çok derin düşünmek icap etmektedir.

 

İslam iyiliği emretmeyi, kötülüğü yasak etmeyi öğütler. Güzel ahlakı öğütler. Adil olmayı öğütler. Tabi buyurun sizler çalışmanızı yapınız bizlerin dudakları uçuklasın. Bu iyi bişeydir. Hayat bir imtihandır ve bu imtihan olgusunu yok etmeye kimse güç yetiremez.       

     

Bizde bişey demedik efendim. Sadece, Kur’an da sadece mülk konusu yoktur dedik. O an ki duruma göre bir izah oldu.        

 

Ben sizi asla Allahsız komünizmle itham etmedim. Bunu bana söylememiş olabilirsiniz ama ben yine kendimi dışarı atayım. Çalışmalarınızı bekleriz efendim. Ben mülke girerim ve Allah sevgisini asla yok edecek duruma düşmem. Yine bana dememiş olabilirsiniz ama ben kendimi soyutlamış bulunayım. Biz İslam’ı öyle abuk sabuk konulara indirgeyenlere de, İslam’ı başka paradigmalara ihtiyaç duyuyormuş gibi gösterenlere de karşı düşüncelerimizi serdediyoruz efendim.

 

Efendim bazı şeyleri, illa söylediğiniz şeylere karşılık olsun diye yazmadım. Genel duruma göre yazdım. Yanlış anlaşılmasın lütfen.

 

Kapitalizme karşıyız ve yerine İslam ahlak ve adaletini koyuyoruz.  Yani ne koyacaktık ki? Bişey koymamız gerekmiyor ve zaten koyamayız da.         

 

Görünüşlerden kimin gâvur olup olmadığı anlaşılmaz efendim. Şeyh Sadi Şirazi derler ki: ‘’kâfir de boyca bizim gibidir, namaz ayırır.’’  Şimdi hemen karşı çıkmayın efendim. Burada şunu ifade edebiliriz: ameller çok önemlidir. Yani, tavırlar, duruşlar vs.      

   

Sen Müslüman’ım de, Allah’ın emirlerine karşı dur. Bu kimseye ben ne diyeyim? Hayat praksistir efendim. Eylemler ele verir adamı. Söze kaldın mı herkes allame-i cihandır. Önemli olan taş atmaktır. Peki, temiz olan kim?

 

Bazıları vardır gâvur ondan bin kat daha şereflidir. Misal; Hüsnü Mübarek denilen sefil diktatör vb. alçak ve soysuz diktatörler.

 

Dışı Müslüman ama içi gâvur ne insan görünümlü mahlûklar vardır efendim. Her insan görünümlüyü insandan saymam ben. İndi mülahazamdır. İnsan bedeniyle değil beyniyle insandır efendim. Asla herkes Müslüman değil efendim. Buna katılmam hiçbir zaman söz konusu olamaz. Hüsnü Mübarek, benim gözümde, alçak kasap Şaron’dan daha alttadır. 

 

Konuşacak o kadar şey var ki efendim, sonsuza kadar anlatsanız bitmez. Kur’an bize o İslam’ı anlatıyor efendim.

 

Emperyalizmin kökleri ruhun derinliklerindedir efendim. Emperyalizm lanet olasıca bir şeydir evet. Ve bu yüzden İslam gibi bir adaya sığınıyoruz.

 

Evet, İslam zaten yapmıyor ve yapmadı. Yapanlar, İslam adına iş yaptığını iddia edenlerdir. Bazen tuz kokuyor ve bu insanların kendi ellerinin ürünü olan bir şeydir. Allah bunu söyler. ‘’Kendi başımıza gelen kötülükler, kendi ellerinizle işlediklerimizin sonucudur’’ der.

 

Hayır, sığınılacak tek yer; yine Allah olur. Bu bir kaçıştır efendim. İşte bu, yörüngeyi ters göstermektir. Zaten bizde yapılan en büyük yanlışlardan birisi budur. Adam bazı yozlaşmış alçaklara kızıyor ve çekip gidiyor, zaman içerisinde İslam’a da muhalif oluyor ve artık dine karşı çıkmaya başlıyor. Kardeşim burada bozuklar varsa, dürüstler de var. O zaman sen Ali İslam’ını, Ömer İslam’ını, Ebuzer İslam’ını savun. Yani birkaç tane haysiyetsiz var diye bu adayı terk etmek zorunda değilsin ki!

 

Evet, devletin zaruri görevleri vardır efendim. Lanet olasıca kahpe zenginlerin suçlarının zuhurudur işte o. Tabi devlette de suç vardır. Ama bu topyekûn birlik olmayla çözülecek bir sorundur.

 

Neden paralı? Aksi nasıl söz konusu olacak efendim. Evet, keşke parasız olsun ama bu nasıl mümkün olacak ve olma olasılığı var mıdır? Her şeyi söylemek kolay ama yapmak zordur efendim. Dünya böyle gelmiş böyle gidecek. Burası imtihan yeri efendim. Siz Kur’an da bu tür şeylerin parasız olması gerektiğine dair bir ayet mi okudunuz? Hangi zaman da parasız olmuş? Burada zımni bir yönlendirme var gibi.

 

Hayır, işte burada durunuz derim efendim. Bu ülkeyi kurulduğu günden beri Müslümanlar yönetmedi mi? Kusura kalmayın ama şayet bunu siz söylüyorsanız benim diyeceğim bişey olmaz. Ve burada ki durumu da fark edecek biri olmanız gerekir. Ya da şunu söyleyeyim: Frantz Fanon’un ‘’yeryüzünün lanetlileri’’ isimli kitabını muhakkak okumuşsunuzdur. Yerli yabancı diye bir şey vardır efendim. Bu ülkeyi de yerli görünümlü ama yabancı ruhlu alçaklar mahvetmişlerdir. Zaten sorun da burada başlıyor işte. Ve sizin bu düşüncenize hiçbir zaman katılmak olası değildir.

 

Burası imtihan yeridir efendim. Ve herkes melek değildir. İslam’ı hepimiz farklı anlıyoruz. Keşke düz anlayabilsek. Tahrif ve tahrip etmeden anlayabilsek ve öylece aktarabilsek. Her şey çözülür.

 

Evet, onların zımnen uygulandığı sistemlerdir. İslam’ı yozlaştıran kim efendim? Müslümanları zorla yörünge değiştirmeye zorlayanlar kim? O zalimler, o zaman, kendileri dosdoğru anladıkları İslam’ı icra etselermiş ya? Ve bizler şimdi o zalimleri İslam’ı dosdoğru icra etmeleri adına zorlasak ya! Müslüman kimliklilere küfredeceğimize. 

 

Ahlaksızlığı yayanlar, fuhşiyatı yayanlar, uyuşturucu ve alkolü yaygınlaştıranlar, terörizmi ateşleyenler, bu halkın alın terini sömürenler, bu ülkenin kaynaklarını sömürenler, kumarhaneleri açanlar, bu memleketin çocuklarında ki din ve vatan duygusunu zayıflatama mücadelesine girenler, bu ülkenin kurumlarını güvenilmez hale getirenler kimlerdir Allah aşkına? Yani bu engerek ve çıyanları bilmeyecek kadar budala mıyız? Bugüne kadar bu ülkede mutlak egemen olanlar niçin engellememiş bu ahlaksızlıkları? Her şeye egemendiler, niçin adaleti sağlamamışlar? Niçin işsizliğe son vermemişler? Kusura bakmayın efendim, bunlar saf gerçektir. Ben olaylara nesnel kıstaslarla bakarım. Ve benim partim yoktur sizi temin ederim, hem de şerefimle. Benim insanlık davam vardır, benim ülkem vardır, benim milletim vardır, benim dinim vardır, benim devletim vardır, benim dilim vardır, kültürüm vardır benim.

 

Ya efendim ekmek neden paralı, kömür neden paralı. Yani bu böyle işte. Aksini yapacakta çıkmayacak hiçbir zaman. Ha komünizme vurgu yapıyorsanız zımnen onu bilemem. Söylediklerinizin hepsi adaletsizlikle ilgilidir. Evet, adaleti ikame etmek zorundayız. Ama bir şeyleri parasız yapmaya çalışmak zorunda değiliz. Ha ortak mallar vardır orası da ayrı mesele. Gerçi ahlak ve adalet devleti olduğu zaman hepsi çözülecektir.

 

Evet, siyonizm köpeği Arap liderlerini bizlerde lanetliyoruz ve onlara asla İslam gözüyle bakmıyoruz. Onlar siyonizmin Truva atlarıdır, Ortadoğu meydanında. Sanki Batı vs ülkeler çok mu farklı. Onlar daha da kahpe dölü.

 

Kemal Tahir Batı’yı şöyle tanımlar: ‘’küçük Osmanlı bakkalına namusunu sat ve zenginleş diyecek kadar alçak bir medeniyettir Batı medeniyeti.’’ Olay budur efendim. Frantz Fanon da şöyle der: ‘’her yerde insan haklarından dem vuran ama kendisi dünyanın dört tarafında insan kasaplığı yapan bir millettir Avrupalı.’’ Bu kadar lanetlidir onlarda. Ama burada Arap toplumlarını asla itham edemeyiz. Biz neysek onlarda odur birazda. İçimize sokulan alçaklar bizleri mahvetti. Evet, Önder diyor: ‘’Kur’an bir vadide biz bir vadide.’’ Ümmetin durumu bu maalesef.

 

Evet, olmuyor büyükler olmuyor. Çok fazla okumak çok fazla düşünmek gerekiyor. Evet cevap bekleyenler cevap almayı hak etmeliler. Biz bizi değiştirmeden Allah bizi asla değiştirmeyecek. Ve esas sorun da burada. Şerefsizim niyetlerimiz bozuk. Zengin bozuk hadi ama yoksulun niyeti de sağlam değil, kusura bakmayalım. Zira hayatın içindeyiz.

 

Asla İslam’ı tavsiye etmekle yetinmiyoruz. O zaman bunu Allah’ta yapıyor. ‘’O en güzel öğüttür’’ diyen Allah’tır, Kur’an için.

 

Müslümanlık dilde değil gönüldedir efendim. Bizler seçtiğimiz dini-İslam’ı, beynimizden kalbimize indirmemiz gerekir. Zira, beynimiz İslam bilgisiyle dolu olur ama kalbimiz İslam duygu ve sevgisinden mahrum olursa bir anlamı olmaz. Ki acısını yaşadık ve yaşıyoruz. Aziz öğretmen, şehit-şahit dr. Ali Şeriati’nin muazzam bir yorumu vardır; ‘’beyni kâfir ama gönlü mümin olanlar, gönlü kâfir ama beyni mümin olanlardan daha insaflıdırlar, insanlık davasına daha çok alaka duyarlar’’ diyor ve burada Sartre’yi örnek veriyor ki haklıdır. Çünkü bunu bizzat yaşamaktayız. Kafası İslam bilgisiyle dolu olup ta gönlü İslam’ın değerlerinden-davasından yana boş olanların acımazsıca tavırlarına, ahlaksızca hareketlerine tanıklık ediyoruz. Kuru mantıkçılık insanı harap eder. Düzeni bozar. İnsanı ıstıraba duçar kılar. Zaten, yegâne yüce önderimizde bunu emretmektedir. Yani, dinimizi, kalbimize indirmemizi. Öyle her Müslüman’ım diyene inanacak kadar saf değiliz.

 

Evet, olmuyor efendim olmuyor. Çok acı ama durum bu. Kendi adıma kimseyi İslam’a davet etmedim. Sözleriniz için söylüyorum. Elbette davet görevimizdir. İcabet ederlerse ne mutlu onlara. Herkes İslam ile şereflenir ama İslam kimseyle şereflenecek değildir.

 

Sizlere komünist manifestodan iktibas yapıyorsunuz demiyoruz ve demedik efendim. En azından kendi adıma yapmadım bunu.

 

Vahim hatalar yapsalar da Müslüman değiller mi yani diyorsunuz, o zaman Müslüman’ca davransınlar efendim. Münafıklık diye bir mevhum da vardır dinde. Münafıkta Müslüman’mış gibi davranır.

 

Elbet bir gün olacak efendim. İstesekte, istemesekte olacak.

 

Hoşçakalın efendim.

 

Vatan, iman, millet, dil ve devlet ile. Milli ve dini varlığımızı korumak inancıyla, umuduyla.

         

           

  

           

           

          
Tarih: 14.01.2012 Okunma: 656

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?