EKONOMİK KRİZ YOLDA MI?

İsmail Hakkı CENGİZ - 24.01.2012

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

  

Geçen Cumartesi günü caddede yürüyorum... Önümde, 30 yaşlarında iki bayan konuşarak gidiyorlar... Aynı hızdayız... konuşmalarına kulak misafiri olmak zorunda kaldım.

 

Biri, daire satın almak için bankadan kredi çekmeyi düşündüğünü söyleyince; bilgisayar sektöründe çalıştığı belli olan diğeri; “Bizim patron, ‘2012 zor geçecek, ne olacağını kestiremiyoruz... Borca girmeyin, uzun vadeli taksitler yapmayın’ dedi” şeklinde arkadaşını uyarmaya çalıştı.

 

Birinci bayan; biraz da alayla, “Bize bişey olmaz” dedi.

 

x   x   x

 

Dün, 70 yaşlarında bir esnaf ziyaretime geldi. İşlerin durgunluğundan falan bahsettikten sonra; “Bize kriz ‘teğet bile geçmedi’ diyorlar... Daha kriz bize gelmedi ki... Amerika’dan Avrupa’ya geçti... Oradan da bize daha yeni geliyor... Para çok kıymetlenecek... Parayı mumla arayacağız.” dedikten sonra Çiller dönemindeki 1994 krizinden bahsetti... O buhranda iflas ettiğini, elindeki 850 milyarlık mülkü, 150 milyara satmak mecburiyetinde kaldığını anlattı. “İşta parasızlık böyle bir şeydir!” diye bağladı.

 

x   x   x

Doğrusu, ben ülkede bir kriz havası da, bir iktisadî buhran emaresi de görmüyorum.

 

Hayat ve ticaret çok canlı gibi gözüküyor...

 

Bu şartlarda niçin bir ekonomik krize girelim?

 

Krizin en tehlikeli, en vahim yanı işten çıkarmaların başlaması ve yaygınlaşması, işsizliğin artması, ev ve ocakların dağılması...

 

İnşallah, asla böyle bir buhrana girmeyiz...

 

Nereden kaynaklandığını anlayamadığım, yukarıdaki karamsar öngörülerin tamamen kişisel olmasını ve sadece sözde kalmasını ümit ve temenni ediyorum.

 

x   x   x

 

AKLISELİM ÜSTÜN GELECEK Mİ?

 

Memlekette 100’den fazla gazeteci-yazar hapiste...

 

Malûm, bu gazetecilere dışarıdakilerin bakış açısı birbirinden farklı... İktidar ve ona yakın medya mensupları, içerideki “gazeteci”leri, gazeteci saymıyor... Onlar için “terörist” diyorlar!

AKP’ye yakın Takvim gazetesinin, 24 Ocak tarihli anasayfasında, yazarlarından Ergün Diler’in makalesinin bir bölümü, “NEDİM ŞENER” başlığı altında verilmiş...

 

Bir yazarın yazısı, manşetten niçin duyurulur?

 

Gazete yönetimince önemli görüldüğü, daha çok kişinin dikkatini çekmesi ve daha fazla okunması için... Gazetenin ve yazarın bu tavırları bize umut verdi...  Yazının ilgili bölümünü aşağıya alıyorum. Bu doğru tavrın yaygınlaşması ve örnek olması dileğiyle:

 

“Şu an bildiğim kadarıyla Mumcu'nun sözde katili içeride. Ama ne hikmetse bugüne kadar yüzünü gören olmadı. Cinayet tatbikatında bile yüzünü göremedik. Hoş kimse de çıkıp bunu sormadı ya... Nasıl olsa adalet tecelli etmişti... Olay kapanmıştı...
Oysa kalplerde açılan yaralar 19 yıl geçse de kapanmıyordu...
Adalet her zaman doğru tartmıyordu...
Bazen vicdanlara en büyük darbe adaletle geliyordu...
Kitap yazdığı için demir parmaklıklar arkasına mahkum edilen gazeteci Nedim Şener'in mahkemede eşine ‘Kızım Vecide'nin karnesi nasıl’ diye sorması yıllar geçse de unutulmayacak... Uğur Mumcu'yu havaya uçuran bombadan bir farkımız olsun.
Söylediklerine katılmasak da, fikirlerini paylaşmasak da yazdıkları için içeri atılan gazeteci fotoğrafı demokrasinin büyük ayıbıdır...
Herkes istediğini söyleyip yazabilmeli...
Eğer kalemi elimize aldığımızda kelimeleri seçeceksek, Sarkozy'nin Fransa'sını neden eleştiriyoruz ki...
Türkiye farklı seslerle büyüyecek....
Yeni Türkiye için canını veren Uğur Mumcu yaşasaydı ve "Böyle bir ülke için mi öldük ey halkım?" diye sorsaydı cevabımız ne olurdu?
Özgürlük birleştirir... Yasaklar köleleştirir...”

Ülkedeki, pek fazla belli olmayan ve görünmeyen bilgi birikimi ve yukarıdaki özgürlükçü anlayış bana cesaret veriyor... İstikbalin aydınlık olduğuna inanıyorum.

Tarih: 24.01.2012 Okunma: 705

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?