NELER OLUYOR?...6...

Özgür DENİZ - 11.02.2012

 

Artık uyanmalıyız. Hem de öyle bir uyanmalıyız ki, ayağa kalkışımızı dost, düşman herkes hissetmelidir. Evet, böyle söylemek kolaydır, hoştur ama önemli olan gerçekten bunu başarabilmektir ve ben de laf olsun diye söylemiyorum, bunu başarmamız gerektiğine inanıyorum. Laf olsun kabilinden bir şeyler söylemeyi hiçbir zaman hoş bulmadım. Çünkü öyle şeyler havaya söylenmiş gibi geliyor bana. Ve insanlarımızın halini gördükçe üzülüyorum. Çünkü herkeste bir lakaytlık var, bilinç ve ciddiyeti arayında bulun kolaysa. Sonumuz hiçte hayra alamet değildir dostlarım. Uyanmalı, silkinmeli, ayağa kalkmalı, dirilmeli ve direniş moduna geçmeliyiz. Dost sevinmeli, düşman kahrolmalıdır. Bizi ezemeyeceğini düşmana göstermeliyiz. Dostlarımızın da bizim yanımızda olmalarını sağlamalıyız. Başın gövdeden ayrılamayacağını düşmana hissettirmeliyiz. Zira başı gövdeden koparamayacağını anlayan düşman kuduracak ve ecelini çağıracaktır. Başsız gövdenin anlamı olur mu? Ve baş gövdeden ayrılır mı? Bu millet buna müsaade eder mi? Çünkü uzun zamandır uyumaktayız. Uykuda iken beynimizi boşalttılar bizim. Kanımızı çeker gibi, çektiler bütün değerlerimizi. Böylece ayağa kalkacak mecal bırakmadılar bizde. Şimdi uyanmalıyız, kalkmalıyız ve uykuda iken vurdukları zincirleri paramparça etmeliyiz. Mutlak öze dönüş hamlesini yapmalıyız.

 

İlk evvelde, dilimizi öğrenmeliyiz; hem din dilimizi, hem de milli dilimizi. Medeniyetimiz, bu iki kadim olgu üzerinde vücut bulmuştur çünkü. Ve dirilişi de yine bu iki kadim olgu üzerinden olacaktır. Dillerimize mutlak manada vakıf olmamız demek; hafızamızın, hatıralarımızın, geleneklerimizin, kültürümüzün dirilişi demektir. Sözümüzün, cihanda tekrar hâkim olması demektir. Dili sadece bilmekte bir anlam ifade etmez. O dilin temsil ettiği bütün değerleri yaşatmak, hayata aktarmak gerekir. Bizim dillerimiz, dirilişi ve direnişi tetikleyen dillerdir. Büyük anlamlar ifade eden dillerdir. Türkülerimiz, şarkılarımız bu yüzden derindir, etkileyicidir. Muhabbetimiz bu yüzden güçlüdür. Dillerimiz, hayatımızın bütün cihetlerinde hâkim olmalıdır. Bizde dilimize hâkim olmalıyız. Dilini bilmeyen, idrak etmeyen, varlığı algılamada sorun yaşar, anlama da sorun yaşar, bilmede sorun yaşar. Hayatlar ve medeniyetler, dil üzerine müessestirler.

 

Dilin işaretleri de sözcüklerdir. Bilginin temeli sözcüklerdir. Söz de, sözcüklerin birliğidir. Söz söylemek ve sözü olmakta, insana mahsus bir ayrıcalıktır. Sözünün kıymeti düşen milletin, kendi kıymeti de düşer. ‘’Sözün ayağa düşmesi’’ deyimimizin anlamı da budur. Söz, varlığın mayasıdır. Söz, devrimsel bir güce sahiptir. İnsan aklını yöneten, akla istikamet veren, ayaklara yön gösteren, ruhu büyüleyen sözdür. Söz, güneş gibidir, aydınlık verir; ateş gibidir, ısıtır. Söz, adeta cihanı aydınlatan güneş gibidir. Gizli sırları, saklı gerçekleri açığa vuran, sözdür. Söz, hakikate giden yolu gösterir. Geçmişi ve geleceği aynı noktada birleştirir ve bugüne taşıyabilir. Söz bakidir, fani olanı sürekli kılar. Söz, yazının hammaddesidir. Ve yazıyla birlikte ebedileşir. Söyleyenler giderler, sözleri kalır. İnsanları ölümsüz kılan, sözleridir. Söz, ilahi bir tınıdır. Söz, yaşamdır, ölümdür, gerçektir. Söz, insandır. Söz, aklın varlığının en güçlü delilidir. Aklı gerçek kılan, sözdür. Söz; kurtarır, birleştirir, kutsallaştırır, özgür kılar, esir eder. Sözü olan, özgürdür. Kölelerin sözleri olmaz. Köleler; söz söyleyenler değil, sözü dinleyenlerdir. Konuşanın sözü vardır. Sözü olmayan susmak zorunda kalır. Konuşan özgürdür; öyleyse söz, özgürlüktür. O zaman, bize, özgürlüğümüze kavuşmak için çalışmak kalıyor.

 

Bugün dünyada bir yerimiz yoksa, bu, sözümüzün olmadığındandır; ya da sözümüzün etkisinin olmadığındandır. Zira sözümüz varken yerimizde vardı ve sözümüzün etkisi kıtaları aşardı. Sözümüzü işiten adeta hizaya gelirdi. Söz, güçtür. Söz, güvendir. En kutsal söz, Allah’ın sözüdür. Allah’ın sözünü işiten ve O söze tabi olanın, başka söze ihtiyacı yoktur. Çünkü O söz varlığın mayasıdır, özüdür. Bizleri diriltecek söz de, O sözdür. Medeniyetimizin şifresidir O söz. Bizi mutlak olarak uyandıracak sözdür O. O sözü unutan, unutulur. O söze tabi olmayan, başka her şeye tabi olur. O sözle dirilmeyen, diri olduğunu sanan ölüdür. O sözle dirildik, O sözle öleceğiz, tekrar O sözle dirileceğiz ve hesaba çekileceğiz. Zira bütün mevcudat özünde O sözdür, Allah’ın sözüdür. Biz, O sözü dinlediğimiz ve O söze uyduğumuz zamanlarda, bütün dünya da bizi dinledi ve bize uydu. Biz ne zaman ki; O söze ihanet ettik, ihanete uğradık ve yıkıldık. Şimdi tekrar kalkmak, dirilmek ve yürümek istiyorsak şayet, O söze tabi olmak zorundayız. Allah’ın sözü, özünde güçlüdür ve O söze uyana bir güç akışı sağlar. O söze uyan, güven uyandırır. Söz, bizim kılıcımızdır. Söz, bizim kanunumuzdur. Kendinizi, ailenizi, milletinizi, devletinizi O söze dayandırın bakalım, yıkabilecek bir güç çıkıyor mu?

 

Evet dostlarım, gerçekten sözsüz kaldık ve yıkıldık. Tekrar sözlendiğimiz zaman, emin olun ki dirileceğiz, kalkacağız ve yürüyeceğiz. Şu an içinde bulunduğumuz karmaşanın, kargaşanın sebebi bile emin olun ki, sözsüzlüğümüzdür. Lafımızın bol, sözümüzün yok olmasındandır. Herkesin söyleyecek bir lafı vardır ama sözü yoktur. Söz, anlaşmadır. Sözümüz olmadığı için anlaşmakta da zorlanıyoruz. İttifakta zorlanıyoruz. Hiçbir değerimizi koruyamıyoruz. Dostlarımızı üzüyor, düşmanlarımızı sevindiriyoruz. Devletimizi aşındırıyor, milletimizi şaşırtıyoruz. Sözsüzlük, istikametsizliktir. Söz, parçalanmaktan kurtarır. Kurumsal çatışmalarımızın bile özünde sözsüzlüğümüz gizlidir. Çünkü sağlam bir söz, bütün tarafları sağlam bir zeminde buluşturabilir. Sözün bu gücü vardır emin olun. Yeterki sözünüz olsun. Söz söylemeye yüzünüz olsun. Yüzü temiz olanın sözü de temizdir. Sözü temiz olanın yüzü de temizdir. Sözümüzün dirilmesi; dilimizin, dinimizin, kültürümüzün, hatıralarımızın, geleneklerimizin, törelerimizin, hafızamızın, tarihimizin, ecdadımızın dirilmesi demektir aynı zamanda. Söz, anahtardır. Bizleri saklı hazinelerimize kavuşturacak. Öyleyse, en sağlam, en gerçek, en yüce, en üstün sözle dirilmeliyiz, yani Allah’ın sözüyle dirilmeliyiz.

Tarih: 11.02.2012 Okunma: 717

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?