“ÖZEL” YETKİ, “ÖZEL” KUVVETLER, “ÖZEL” HAREKAT, “ÖZEL” ÖRGÜT

İsmail Hakkı CENGİZ - 19.02.2012

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.


“Özel” yetkili mahkeme var, “özel” yetkisi olmayan mahkeme var...

“Özel” kuvvetler var, “özel” olmayan kuvvetler var...

“Özel” harekât polisi var, “özel” olmayan polis var...

Yargı, asker ve polis... Yurt sathına yayılmış ve her birinin görev ve işlevi birbirinden hayatî olan bu kurumlarımızın, küçük birer bölümünü alıyor ve onu “özel” yapıyorsunuz! “Özel” bir paye veriyorsunuz ve kelimenin tam anlamıyla “ayrı”calık tanıyorsunuz.

Bu, doğru bir yapılanma ve isimlendirme midir?

Bu durum; o küçük “özel” bölümle, asıl büyük teşkilat arasında bir rekabet, sürtüşme, çekişme meydana getirmez mi? Büyük teşkilattaki personelin hepsinde “özel” bölüme geçme arzusu yaratmaz mı? Geçemeyenlerin yüreğinde bir “üvey evlat hissi” doğmasına sebep olmaz mı?

x   x  x

Öte yandan; elbette kamuoyunun ve medyanın ilgisi daima “özel”e olacaktır. Bilhassa medya, “Özel”e daha bir özel yaklaşacaktır. Misâl; ekranlarda ve manşetlerde, o “özel” birimler hakkında, “Kurumun göz bebeği” gibi hitaplara şahit olmuyor muyuz?

Tabii “göz bebeği” falan  deyince, zaten  “özel” dediğiniz personel kendini daha bir onore edilmiş, kıymet verilmiş hissedebilir...

Güzel!

Fakat ya geriye kalan ve haddizatında kurumun büyük ekseriyetini teşkil eden personel ne hissedecektir?

Kendini sıradan, basit, önemsiz ve değersiz görme ruh hali mi?

 “Onlar kurumun göz bebeği de biz acaba ayak tırnağı mıyız” diye akıllarından geçirmeyecekler midir?

Böyle bir ayrımın sağlıksızlığı ortadadır.

x   x   x

Bir teşkilat içinde, kendilerine farklı işlev ve görev verilecek birimler gerekli olabilir... Fakat bunları “özel” terimiyle adlandırmak ne kadar doğru ve isabetlidir? Teşkilatın, asıl büyük bölümü düşünüldüğü ve hesaba katıldığı vakit “özel” nitelemesinin sakıncaları kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Dolayısıyla, bu “özel” dediğimiz  kurumlar yeniden adlandırılmalı!

x   x   x

OSMANLI DOĞRU KULLANMIŞ

İstihbarat kurumuna “Teşkilat-ı Mahsusa” demiş.

Yani “Özel Örgüt”!

Burada “özel” terimini kullanabilirsiniz. Çünkü burada kurumun bir bölümünü ayırıp ona “özel”lik ve ayrıcalık tanımıyoryorsunuz... Kurumun bütününe birden “Özel Örgüt” diyorsunuz. Bunda bir mahzur yok.

Sakınca, asıl yapıdan küçük bir bölüm ayırıp ona “özel” nitelik vermekte.

x   x   x

“ÖZEL OKUL” DA YANLIŞ

Milyonlarca çocuğumuzu içinde barındıran büyük bir eğitim camiamız var. Çocuklarımızın kahir ekseriyeti “devlet” okullarına giderken, küçük bir bölümü de “vakıf” okullarında tahsil görüyor.

Kalkıyoruz vakıf okullarına “özel” okul diyoruz.

Yukarıda “özel-genel” bağlamında saydığımız bütün sakıncalar burada da geçerlidir.

Bildiğim kadarıyla; kanunlarımız zaten kâr amacı güden “özel okul” kurmaya engeldir. Ancak “vakıf” okulları açabilirsiniz. Bu uygulama çok yerindedir. Dolayısıyla, vakıf okullarına “özel” demekten vaz geçelim. Doğrusunu kullanalım: “vakıf okulları” diyelim.

Tarih: 19.02.2012 Okunma: 684

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?