Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Tabii Amerikan askerinin açlıkla bir alakası olamaz. Onların karnı tok, sırtı pektir.
Fakat onların karnı tok, sırtları pek olsun diye dünyada birilerinin açlık çektiği ihtimal dâhilindedir. “Birileri” dediğime bakmayın, bu “birileri”nin sayısı milyonlara, hatta milyarlara ulaşıyor olabilir!
Tabii Amerikan askeri sembol... Bütün Amerikalıların karnı tok, sırtı pek... Sömürgeci ülke... Yeryüzünün kaynaklarını, bişekilde kendine maledip halkını müreffeh yaşatırken dünya açlıkla savaşıyor.
Dünya açlıkla savaşırken, Amerikan askeri, yurttaşları refah içinde yaşasın diye savaşıyor. Bunun için Amerika bir trilyon dolara yakın, yani Türkiye bütçesinin 3 katı kadar parayı “savunma” ya ayırıyor. Amerika neyi savunuyor? Ona bir taarruz yok ki! Adı “savunma”... Haddizatında o isim altında yaptığı düpedüz saldırı... Nerelere saldırdığını da bütün dünya biliyor, görüyor.
x x x
Türkiye’de açlık sınırı 974 liraya ulaşmış...
Amerikan askeri Küreçik’e yerleşiyormuş...
Dün akşam ajanslar bu iki haberi arka arkaya verdiler...
4 kişilik bir ailenin geliri 974 liradan azsa, o aile gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor.
Peki, asgarî ücret ne kadar?
Net 634 lira!
Açlık sınırına ulaşmaya daha 340 lira var...
Bu nasıl ekonomi? Bu nasıl “yoksulluğu yok etme” politikası? Nerede insaf? Nerede vicdan?
Kaldı ki, 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı, 3.171 lira!
Bu rakamları Türk-İş açıklıyor...
Bi bakın bakalım, bu rakamları dile getiren, tartışan ekonomist, siyasetçi, köşe yazarı var mı? Önümüzdeki günlerde olacak mı?
x x x
Okyanus ötesindeki NATO müttefikimiz dünyaya duyuruyor: “Türkiye’nin güneyindeki Malatya’da bulunan üsse Amerikan askerleri yerleşmeye başladı”. Sanki babasının çiftliğine yerleşiyor. Bu ifade sizi rahatsız etmiyor mu? Beni ediyor.
Kafama da sualler üşüşüyor...
O tesislerin, radar ve füzelerin parasını biz vermedik mi?
Bunlar bizimse orada Amerikalının işi ne?
Diyelim, para ödemedik fakat ülkenin savunması için kurulmasına müsaade ettikse; bu cihazları yine bizim kullanmamız gerekmiyor mu?
Yok, bu tesisler Amerikalıların, onlar kurdu ve kendi menfaatleri veya “savunmaları” için kullanacaklarsa...
O vakit, niye topraklarımızı onlara açıyor, memleketimizi, milletimizi ABD menfaatleri uğruna başka ülkelerin hedefi haline getiriyoruz?
Bir yetkili bizi aydınlatacak mı?
x x x
KÜRESEL ISINMA VE AMERİKAN ASKERİ
Pazartesi akşamı, TRT Haber, bir saat boyunca “küresel ısınma”yı anlattı.
Amerikan askerinin Kürecik’e yerleşmeye başladığı sıralarda, yerkürenin ısınması da son sürat devam ediyor, dünya korkunç bir felakete doğru şuursuzca koşuyordu...
Şu soğuk günlerde ısınmadan bahsetmek abes gibi gözüküyorsa da tehlikenin boyut ve yakınlığı, bu konunun gündeme gelmesini zorunlu kılıyor.
Ormanlar yanıyor, çöl alanı büyüyor, gıda üretimi azalıyor, toprak, su ve hava kirleniyor...
Umursamaz davranmaya devam edersek, birkaç yıl içinde geri dönülemez noktaya gelinecek.
Çare var mı?
Var!
Askerî harcamaları ve silah üretimini hemen kesmek... “Savunma” harcamalarını doğanın tamirine yöneltmek... Meselâ; sadece Amerika’nın savunma bütçesiyle, bütün Afrika’yı ağaçlandırabilir, bütün açları doyurabilir, susuzluktan kavrulan yüz milyonlarca insanı temiz suya kavuşturabiliriz.
Neresinden bakarsanız bakın; Amerikan askeriyle açlık arasında bir bağ, bir alâka var.