Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Medya yönlendirildi...
Siyaset şekillendirildi...
Üç milyon kişi fişlendi...
Bunlar, 28 Şubat dönemindeki bir Refah Partisi milletvekilinin ve Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanının iddiaları (Habertürk TV, 29 Şubat 2012).
Bu işleri kim becermiş?
Asker!
Üç milyon kişiyi fişleyebilmek ne demek?
Memleketteki bütün bilgi kaynaklarına hâkimsin demek... Gökteki kuştan, yerdeki karıncadan haberin var demek... Böyle bir kudrete sahip olabilmek uzun yılların gayretini gerektirdiği gibi; elbette böyle “kurumsal” bir “kudret” çok çok uzun yıllar etkinliğini koruyacak demektir.
Nitekim, “28 Şubat gerekirse bin yıl sürecek” dendi...
Kim dedi?
Olayın hemen ardından Genelkurmay Başkanı olan Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu...
Ne zaman dedi?
28 Şubat’tan 3-4 sene sonra... Yani olayın sıcaklığı çoktan geçtikten, serin kanlılık hâkim olduktan sonra...
x x x
Ona, kesin bir dille “bin yıl sürecek” dedirten iman nasıl bir imandı?
Bu cesaret nereden geliyordu?
Bu nice bir “özgüven”di?
x x x
Çünkü öyle gözüküyordu... Söyleyen de, bütün millet de öyle inanıyordu!
Kaleler yıkılmaz, mevziler aşılamaz gibiydi...
x x x
Sonra ne oldu?
“28 Şubat süreci”, Kıvrıkoğlu’nun verdiği rakamın yüzde 1’i kadar bile gitmedi.
Kaleler zaptedildi, mevzilere girildi.
O günlerin “kaplan”larına, asla ulaşılamaz, dokunulamaz zannedilenlere ulaşmak, dokunmak çocuk oyuncağı oldu.
x x x
Nasıl ve niçin öyle oldu?
Çünkü “ipler”, haddizatında “kaplan”ların elinde değil (idi).
İpler, bilhassa kaplanların ipleri perde gerisinde birilerinin ellerinde (idi).
Kimmiş o birileri?
Kısaca, “sermaye” diyorlar... “İç ve dış sermaye”!
x x x
GELELİM BUGÜNE
Bugün, sahnede gözüken iktidar sahipleri, “kudretli” şahsiyetler...
Ulaşılamaz, dokunulamaz gözüken “arslan”lar ipleri ellerine almışlar mıdır? Sımsıkı tutuyorlar mıdır?
Öyle görünüyor!
Lâkin görünüşe aldanmayın, derim!
“Kaplan”ların “kâğıttan” olduğunun kısa sürede anlaşılması gibi; bugünün “arslan”larının da “kâğıttan” oldukları, 5-10 sene içinde ortaya çıkarsa şaşırmalı mıyız?
Hayır!
Çünkü mesele “ip” meselesi...
İpler elindeyse “kral”sın, başkasının elindeyse “kukla”!