Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Rakamların arasındaki “çarpı” işaretini yanlışlıkla koymadım.
Çünkü eğitimde geçilmek istenen yeni uygulamanın tehlikeleri, “artı”larla ifade edilemeyecek kadar ürkütücü, korkutucu...
Yanyana binlerce 4 yazın... Aralarına da “x” işaretini koyun ve işlemi yapın... Ortaya çıkan rakamın bile ülkenin göreceği zararı tam ifade edebileceğinden emin değilim.
Çünkü tatbik edilmek istenen “proje” o derece büyük bir “belirsizlik”, o derece büyük bir “bilinmeyen”...
x x x
Bütün millet şaşkın!
Çünkü 4+4+4=12 etmiyor...
Hatta 8 bile etmiyor...
Ne edeceği de hiç belli değil!
x x x
Hatta ve hatta ilk kademeden mezun olanların yaşı bile 12 etmiyor.
Çünkü bir yandan eğitime başlama yaşı 6’ya, 5’e doğru çekilirken; bugünkü 8 senelik “ilköğretim”, “ilkokul”a çevriliyor.
Eskiden, bizim dönemimizde ilkokul 5 seneydi. Bu tasarıyla ilkokul o seviyeye bile değil, 4 seneye iniyor... Yani 15 sene öncesinden bile geriye gidiliyor. Dolayısıyla 6 yaşında okula başlayan çocuk; “ilkokul”u 10 yaşında bitirmiş oluyor.
Sonra?
Sonrası meçhul...
Çocuk 10 yaşından sonra okula gitmeye mecbur değil... 10 yaşından itibaren çıraklığa başlayabilir, bu arada, mektupla öğretime devam edebilirmiş...
Fakat “çıraklık” yapma “zorunluluğu” da yok... Herhangi bir yerde çıraklık yapmadan da “açık öğretim”e kaydolabilirmiş.
Yani 10 yaşındaki çocuklar için “okul mecburiyeti” fiilen sona eriyor.
x x x
Halbuki baştan ne demişlerdi?
“Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarıyoruz”!
Nasıl oluyor bu?
Vaziyet ortada...
Zorunlu eğitimi resmen 4 yıla indiriyorsunuz.
6 yaşında öğretime başlayan bir çocuk 10 yaşında selefe çıkıyor. Başıboş hale geliyor. Bibakıma, 10 yaşındaki çocukları sokağa mahkûm ediyorsunuz. Tabii kız çocuklarımızın pek çoğunu da kocaya, evlenmeye...
x x x
Öngörülerim abartılı, hatta önyargılı bulunabilir... Fakat değil...
Elbette kültürlü ve duyarlı aileler çocuklarına 12 yıllık eğitimi, hatta üzerine 4 yıllık üniversite eğitimini de tamamlatmaya çalışacaklardır.
Fakat ailesi eğitime önem vermeyen ve okulu “sevmeyen” milyonlarca çocuk, devam mecburiyeti olmayan ikinci, üçüncü kademelere belki de hiç uğramayacak, “açık öğretim”i tercih ederek, “eğitim”lerini sürüncemede bırakacaklardır.
Bunun düşüncesi bile ürkütücüdür.
Bu, yanımızda-yöremizde her an canlı bombalar, serseri mayınlar gezecek demektir.
Bu akılalmaz bir maceradır... Öyle ki, İttihatçıların “Birinci Dünya Savaşı”na ülkeyi sokma serüveninden bile tehlikelidir.
Çünkü bu, milyonlarca öğrencinin bir meçhule sürüklenmesi; bir milletin istikbalinin belirsiz hale getirilmesi demektir.
Bu, eğitimin gerilemesi, memleketin cehaletin kucağına bırakılması demektir.
Bu, bir kumardır... Kumarda masaya ülkenin çocuk ve gençlerinin sürülmesi demektir.