4+4+4’e Açıkça EVET! Ve gerekçem
Neden açıkça evet dediğimi anlatabilmek için Radikal’de 27/03/2012 tarihinde Cüneyt Özdemir imzası ile yayınlanan yazıdan bir paragraf alıp o paragrafa cevap vererek başlayacağım.
“ Türkiye’nin ruh hali
Bizim memleketimizde İsviçre gibi neredeyse uçan kuşun osuruğunu araştıracak sayıda bilim insanı olmadığı için mecburen televizyonda yayımlanan çeşitli programlardan yaşadığımız topluma veya ‘zamanın ruhuna’ dair tahlillerde bulunmak zorunda kalıyoruz. Survivor bize bir grup Türkün ünlü ve ünsüz (gönüllü) olarak ikiye ayrılıp bir adaya konulduklarında başlarına gelenlerden yola çıkarak Türk insanının ruh hali hakkında önemli ipuçları edinmemizi sağlıyor. Mesela birkaç sezondur takip edebildiğim kadarıyla ünlüsü ünsüzü fark etmiyor, dedikoduyu pek seven bir millet olduğumuzu tespit ettik. Hatta buna geçen sezona damgasını vuran Nihat Doğan-Derya Büyükuncu polemiklerini de eklersek, konu hırs olunca demagojide ve yalan söylemede sınır tanımayacak bir millete dönüşebildiğimizi de gördük. “
Sayın Özdemir aynen böyle diyor.
Fakat şikayet ettiği bu neslin şu an var olan ve CHP azınlığının ezici mazlum çoğunluğa dayatması ile oluşturulmuş olan eğitim sisteminde yetişen insanlar tarafından oluşturulduğunu ya anlayacak kadar kapasitesi yok. Yada özellikle anlamamazlıktan geliyor.
Bugün Fakültelerden mezun olanların bile kendisini ifade edecek 4 satırı doğru olarak kaleme alamadığı bu nesillerin eğitimi hangi prosedürlere göre yapıldı.
Ülkemizin en parlak beyinleri sınavlarla alınıp, anadili bıraktırılarak öncelikle İngilizce düşünmesi sağlanarak eğitilmedi mi? Bunun sonucunda da İngilizce yazılmış bir makale olmayınca yazılanı bile anlamayan prof.larımız oluşmadı mı?
İşte size 2 adet net örnek.
http://www.scs.gen.tr/r1.htm adresinde tamamı orijinal hali ile yer alan 19 sayfalık adına Genetik Bilim Komisyonu diyen 6 adet prof. Barındıran bir kurul tarafından kaleme alınmış bir rapor var.
Bu raporun 2. Sayfasında altı kırmızı kalem ile çizilmiş aynen şöyle bir cümle var.
“Adet dönemi ve süresi, gebelik süresi gibi gelenekselleşmiş tıbbi bilgilerin yanlış olduğu iddia edilmekte, aile planlamasının ve sağlıklı çocuk dünyaya gelmesinin tıpla alakalı olmadığı, bu konunun doktorların işi olmadığı belirtilmektedir.”
Gelenekselleşmiş bilgilere bu bilgiler yanlış diyen kim. Öncelikle İ.H.L. lisesi sonra İktisat Fakültesi mezunu olan Osman Yıldız.
Bilim kurulu olarak konuyu görüştüklerini unutarak yanlış olan bilgileri geleneklere sığınarak savunan kim. CHP zihniyetinin oluşturduğu eğitim sistemi sonucu kendi beynini kullanmaktan korkan aciz sözde Bilim adamları.
Ülkede bilim adamı olmadığından yakınan kim düzenin kuklası olarak TVlerde program yapıp insanlara kendisini dürüst ve tarafsız biriymiş gibi yutturan Cüneyt Özdemir.
4+4+4 eğitim sistemi ile Çağdaş, ahlaklı, analitik düşünce üretebilen bir nesil yetiştirmeliyiz diyen kim.
İ.H.L. sonrası İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini bitirip ne pahasına olursa olsun vatanıma hizmet edeceğim diyen Sayın Başbakan.
Küçük bir örnek daha verip yazımı bitireceğim.
Dünyada insan nesli için gelecekte en önemli buluş olarak tanımlanacak bilgileri anlatamadığım için kendim bana şu çok değerli görülen eğitim sisteminde İktisat Fakültesinde öğretildiği gibi bir araştırma yaptım. Ve yaptığım araştırmanın hiçbir hükmünün olmadığını bildiğim için resmi olarak İstanbul Tıp Fakültesine müracaat ettim.
2 sayfalık Dilekçem http://www.scs.gen.tr/forum/konu.php?k=11#c118 adresinde aynen taranmış olarak var. Ve devamında da Fakültenin cevabı var.
Abesle iştigal olarak kaba tabiri ile ben demişim Çanakkale boğazı. Gelen cevap diyor ki; Yandı …
Şimdi bu noktada şu soruyu beraber soralım.
Be hey gafiller.
Şu an yetkili ve etkili kurumlarda bulunan tüm eğitimli
kişiler sizin üstündür diye dayattığınız eğitim sisteminden eğitilerek bu
makamlara gelmediler mi?
Bu eğitim sisteminiz ile % 10’u bile bulmayacak bir azınlıkla sürekli olarak %
90 lara varan mazlum çoğunluğa zulmetmediniz mi?
Elinizde tuttuğunuz ve gasp ettiğiniz bu makamları kullanarak halen daha mazlum
çoğunluğa zulmetmeye devam etmiyor musunuz?
Halen daha 4+4+4 olarak tanımlanan eğitim sistemi için taslağı hazırlayanlar açıkça anlattıkları halde Modern, çağdaş düşünen, üreten ahlaklı bireyler yetiştirmeyi amaçlıyoruz diyerek ifade ettikleri halde siz değil misiniz yok bunların niyeti böyle değil bunların niyeti kızları okula göndermemek diyenler.
Siz okuduklarınızı anlamakta özürlüsünüz diye bu millet sizi dinlemek zorunda mı?
O küçümsediğiniz % 50 sizin kadar anlayışsız olsa İ.H.L.
mezunu Başbakanı 3. Kez Başbakanlığa getiri miydi?
Tabi halk ne anlar ki; Önemli olan siz mutlu azınlığın keyfinin bozulmaması.
Yine sayın Özdemir’in yazısının son paragrafından yola çıkarak diyorum ki; Kusura bakmayın ahlaksız mutlu azınlık 4+4+4 eğitim modeline tüm kalbimle evet diyorum. Ve bir an önce 6, 8, 10 yaşlarında büyümekte olan çocuklarımın bu eğitim sistemi ile yetiştirilmesini istiyorum.
Ben ilgilenmeden bilgilenmedim. Bilgilenmeden fikir sahibi olmadım. Önce taslağı inceledim. Meclis genel kurulunda görüşülecek kanun tasarısını oylayacak milletvekillerinin kapasitesine baktım.
Yetmez ama şu an için olabilecek en iyinin meclisten
çıkacağına emin oldum.
Bu nedenle 4+4+4 eğitim sistemine geçişe evet diyorum.
Saygılarımla