Başbuğ Türkeş anılarda yaşıyor

Hüseyin ŞİNASİ - 05.04.2012

                                 

 

4 Nisan 2012 merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in vefatının 15. yıldönümüdür. Anamur MHP İlçe Teşkilatı ve Ülkü Ocakları Temsilciliği, Başbuğun ölüm yıldönümü nedeniyle MHP İlçe Merkezinde bir anma programı düzenledi. Başbuğ Türkeş bir kere daha genç yaşlı, kadın erkek MHP’lileri, Ülkücüleri ve Türkeşçiler bir kere daha bir araya getirmeyi başarmış.

         MHP İlçe Yönetimi ve Ülkü Ocakları Temsilciliği, daha günler öncesinden şehrin değişik yerlerindeki reklam panolarında anma programının büyük boy afişini asmışlar. “Unutmak unutulmaktır” demişler. Bununla da yetinmeyip kayıtlı tüm üyelerine kısa mesajlarla davet çıkarmışlar. Yerel basında programla ilgili haber yayınlatılmış. Davetlilere mektup yollanmış, telefonlar açılmış program gelmeleri rica edilmiş.

         Başbuğ Türkeş’i anma programının başlamasına yakın MHP İlçe Merkezi önüne vardığımızda etrafın çok kalabalık olduğunu anladık. Program partinin teras katında yapılacaktı. Ama daha ilk girişten itibaren üç katın merdivenleri, son kattaki parti bürosu ve teras katı çok kalabalıktı. Gelenlerin çoğu oturacak bir yer bulmakta zorlanmış ve geri dönmek zorunda kalmışlardı. Belki biz de yer bulamayabilirdik. Ama parti yöneticilerinden biri sandalyesini bize verdi ve oturabildik.

         Bu sene ilginç bir uygulama başlamış. 21 Martta kutlanan Nevruz şenliklerinde, merhum BBP lideri Yazıcıoğlu’nun vefatının üçüncü yılında ve bu programda davetlilere sıcağı sıcağına “sarı burma tatlısı” ikram ediyorlar. Bu tatlının yapılışı ilk olarak nevruz kutlamaları sırasında tezgâhını meydana kurup sarı burma tatlısı yapan eski öğrencilerimizden Musa Çamtosun’u kutlamıştık. Bundan sonra rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu anısına Saçkan Kavşağındaki parti merkezi önünde ve mevlit programı sırasında Merkez camisinde aynı uygulamaya şahit olduk. Bu durum MHP yönetiminin de ilgisini çekmiş olacak ki, program başlamadan önce davetlilere sıcak tatlı ikramı yapıldı.

         Program yatsı namazından sonra başladı. Sunumu birçok programda görmeye ve dinlemeye başladığımız emekli öğretmen Kemal Şen yapıyordu. Kemal Bey aynı zamanda iki dönemdir MHP İlçe Yönetiminde görev bulunuyor. Bize göre kürsünün sol tarafına büyük boy perde yerleştirilmiş. Perdenin sol tarafında Başbuğ Türkeş’in, sağ tarafında Devlet Bahçeli’nin ve ortada en üstte Atatürk’ün büyük boy bir portresi yerleştirilmiş.

         Sunucunun kısa açış konuşmasından sonra saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasına geçildi. İstiklal Marşı okunurken sanki bütün Anamur dile gelmiş sandım. Ülkü Ocağı Başkanı Hasan Oktar ve MHP İlçe Başkanı Ramazan Yalçın duygu yüklü birer konuşma yaptılar. Ramazan Yalçın’ı birçok kez dinlemiş ve hitabetini beğenmiştik. Ancak Hasan Oktar’ı ilk dinledik biraz daha çalışmayla daha güzel olacağı anlaşılıyor.

         Bu sene, Başbuğ Türkeş’i anma programı, çok ilginç ve zengin bir muhtevaya sahipti. Türkeş’in kendi sesinden düşüncelerinin anlatıldığı videolar izleyicilerin büyük beğenisini topladı. Elbette yayınlanan videoların hepsi iyi seçilmiş ve ilgi toplamıştı. Ancak Türkeş’e Anamurlu gençlerin Başbuğ unvanını vermesinin anlatıldığı video hepsiden daha önemliydi ve davetlilerin duygularını coşturdu.  

         Davetliler arasından iki kişi Türkeş ile ilgili anılarını anlattı. Birisi emekli bir astsubaydı. 12 Eylül darbesi sırasında liderlerin tutulduğu adada görev yaparken Türkeş ile karşılaşmış. Diğer liderlerin aksine Türkeş’in sabah namazına kalktığı ve ibadetini yerine getirdiğini anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Nitekim emekli bir öğretmen arkadaş da öğrenciliği sırasında Türkeş’in evinin önünde nöbet tutarken sabah ezanı ile birlikte evin ışıklarının yandığı ve namaz kılınmak için aile fertlerinin kalktığı anlatmış ve Türkeş’in ne kadar samimi, gösterişten uzak dini yaşayışa sahip olduğunu öğrenmiştik. Belki çoğumuz Başbuğ Türkeş’in hacı olduğunu bile bilmeyiz.

         Tam bu noktada bizim de bir hatıramız olacak. Doksanlı yıllarda Kamu Çalışanları Vakfı Bankalar Caddesinde Koray Eczanesi ile Şefika Hanım İşhanı karşısındaki Çilingir Pasajının birinci katındaydı. Vakıf zaman zaman konferanslar düzenlerdi. Bu konferanslardan birinde konuşmacı eski Diyanet İşleri Başkan Yardımcılarından Hamdi Mert idi. Hoca konuşmasını bitirmiş karşılıklı soru cevap bölümüne geçilmişti. Bir davetli Hocaya şu soruyu yöneltti. Hocam Türkiye ne zaman Müslüman bir devlet olacak? Hocanın cevabı ise çok anlamlı oldu. Müslümanlar ne zaman sabah namazını camide kılmaya başlarsa o zaman Müslüman ülke oluruz.

         Peki, sorarım size aradan geçen bunca zamana rağmen Müslüman bir toplum olabildik mi? Kaçımız sabah namazını mahalledeki camide kılma yiğitliğini gösteriyor? Acaba kaç cami imamı sabah namazını camide kıldırmak zorunda olmasa, kalkıp camiye gidip namaz kılar? Kimseyi itham etme niyetimiz yok. Sadece bir durum tespiti yapalım dedik.    

  

 

Tarih: 05.04.2012 Okunma: 837

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?