Bu yazıyı Çarşamba günü e posta olarak gönderdim. Alındığının da teyidini sekreteryasından aldım.

2 gün geçmesine rağmen arayan soran olmadığı için bugün tekrar telefon ettim.

Bu satırları okuyanlar ve kamuoyu için gönderdiğim epostayı aynen buradan da yayınlamayı doğru görüyorum.

Saygılarımla

Yalçın Bayer Beye açık mektup

Sayın Bayar

Hürriyet gazetesi istihbarattan Tolga bey eposta adresinizi vererek size yazmamı istediği için bu mektubu yazıyorum.

Sabah sabah Osman Yıldız için neden sansür uygulanıyor bunu görüşmek için Aydın Doğan beyden randevu almak istedim. Aklıma geçmişte Milliyet gazetesinde durduğu geldiği içinde Milliyet gazetesini aradım. Milliyet ve Vatan gazetelerinin satıldığını öğrendim.

Doğan Holdingin telefonunu santralden aldığım halde haber merkezi ile görüşmek istedim.

Haber merkezinden Azim bey ile görüştüm. Azim beye scs.gen.tr adresindeki bilgilerin dünyaya ulaşması gerektiğini konunun tartışmaya açılması gerekliliğini anlattıktan sonra Azim beyin ben sizi arattıracağım demesi üzerine telefonu kapattım. Yılların getirdiği tecrübe ile de aranmayacağımı bildiğim için; Doğan Holdingi aradım.

Aydın beyin sekreteri olduğunu söyleyen kişiye durumu bin bir zorlukla anlattıktan sonra sekreter ısrarla gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile görüşün demesi üzerine Hürriyeti aradım.

Haber merkezini istedim.

Çıkan bayana durumu söyleyince siz Tolga beyle görüşün dedi.

Tolga beye durumu anlattım. Sonuç Tolga bey siz en iyisi Yalçın Bayar’a durumu anlatan eposta gönderin diyip sizin[email protected] şeklindeki eposta adresinizi verdi.

Bende bu mektubu size gönderiyorum.

Lütfen aşağıdaki yazıları okumaya başlamadan önce dilekçemin sonunda göreceğiniz İstanbul Özel Yetkili Savcılığına verdiğim dilekçemin giriş cümlesinin anlamını hurriyet.com.tr arşivinden görünüz.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=-277718

Anlatılması gereken o kadar çok resmi belgeli konu var ki; Hangi birisini anlatabileceğimi emin olun bilmiyorum. Ama ben en basitinden hareket edeceğim.

Kısaca ne talep ettiğimi anlatabilmek için www.scs.gen.tr adresindeki bilgilerin basit dille ne ifade ettiğini belirtmek istiyorum. Bunun içinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine 21/10/2004 tarihinde verdiğim dilekçeyi ve verilen cevabı aşağıya alıyorum.

Bu dilekçemi ve cevabı okursanız zaten basit bir özet olmuş olur. Ayrıca http://www.scs.gen.tr/r1.htm adresinde yer alan raporun ilk 2 sayfası benim mücadelemin özeti gibi bir şey. Rapordan 2 sayfa

Burayı burada bırakarak Hukuk konusuna geçmek istiyorum.

Ben bu mücadeleyi verirken 2006 da kanunsuz bir şekilde verilmiş bir mahkeme kararı gerekçe gösterilerek 9 ay ceza evinde kaldım. Bu kanunsuzluğu tam tamına cezaevinden çıktıktan 5 sene sonra ispatladım. Ve mahkeme kararını iptal etti.

Şu an kanunsuzluğun tazminat davası Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde 2012/93 Esas sayılı dosyanın 10/10/2012 de başlayacak ilk duruşması ile sürüyor.

2. Olarak 3 Haziran 2010 – 16 Temmuz 2011 tarihleri arasında bütün direnmelerime rağmen 408 gün kanunsuz bir şekilde ceza evinde tutuldum.

Açık kanunsuzlukla oluşturulup kesinleştirilmiş 1000 günlük hapis cezasının mahkeme kararını bütün uğraşlarıma rağmen ortadan kaldıramıyorum.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı üst mahkeme olan 3. Ağır Cezaya göndermiyor. Ve bu göndermeme eylemine savcılıklar işlem yapmıyorlar.

Mahkemeden gelen cevap ve cevaba itirazım için verdiğim dilekçem ekte:

İtiraz dilekçem için lütfen  http://www.genelhaberler.com/a2a/ adresindeki yazıya bakınız.
Not: Yazının uzunluğundan dolayı buraya alınmamıştır. Gönderdiğim e posta da metnin içindedir.

Mahkeme verdiği cevapta yazdığı gibi itiraz ettiğim halde dosyayı 3. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiyor.
Defalarca müracatıma rağmen işlem yapılmıyor.

Yardım istiyorum.
Son olarak İstanbul Özel Yetkili Savcılığa verdiğim dilekçemi ekliyorum.

Konuyla ilgileneceğinizi umarak bilgilerimi yazıyorum. Saygılarımla

Osman Yıldız 0532 215 3692

YORUMLAR