Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Öyle
gözüküyor.
Aylardır, bütün zaman ve zihnimizi meşgul eden davalar
sonuçlanınca, sanki ülke cennete dönecek gibi bir beklenti var. Hâlbuki
davaları kim kazanırsa kazansın vatandaş kaybetmeye mahkûm!
Çünkü davaların sonucu ne olursa olsun, vatandaşın
kangrenleşen dertlerine deva olamayacak.
* * *
Bu davalar
iliklerimize işleyen ahlâk buhranını çözecek mi?
Hayır.
Rüşvet, kayırma, torpil ve yolsuzluklar tam gaz yollarına
devam edecek.
Gücü elinde bulunduranlar, o gücü şahsi menfaatlerine
göre kullanmakta yine bir sakınca görmeyecekler.
Eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, trafik sorunları
halkı canından bezdirmeye devam edecek.
Geçim sıkıntısı cenderesi, kitlelerin içini daha da
daraltacak.
İşsizlik yine bunaltacak, işsizler yine bunalımlara
girecek. Uzun süre iş bulamayan üniversite mezunlarının özgüvenleri ve ülkeye
güvenleri biraz daha azalacak.
Su, hava, gürültü kirliliğine, zehirli gıdalara ve
orman yangınlarına çözüm getirilmeyecek.
Din, Atatürk, laiklik, milliyetçilik istismarı hız
kesmeyecek.
Borçlarımız artmaya devam ederken, ABD ve AB’nin ülke
üzerindeki etkisi ve baskısı artacak.
Esnafın bazıları siftahsız dükkân kapatmaktan usanıp,
temelli kepenk indirecek.
Gelir dağılımı daha da bozulacak.
…
* * *
Bu arada…
Hipermarketler, zincirlerine yeni halkalar ekleyecek.
Bankalar ve holdingler, yılsonlarında yine astronomik kârlar açıklayacak.
…
* * *
Celalli
Güzel Kahraman Coştu
Beş gün önce, şu güzel
kahramanı dikkatle izlemenizi önermiştim.
Herhalde takip ediyorsunuz… İvmesi gittikçe artan
devasa bir jet motoru gibi!
“Kartel
medyası”nın kendisine tahsis ettiği iri köşesi, her gün dolaştığı TV kanalları,
çıktığı meydanlar kesmiyor kahramanımızı. Yüce Mahkeme üyelerine mektup yazmış. Onların kendisini dinlemediğine
hükmediyor, zahir. Olağanüstü güzel fikirlerinden
yararlanmadıklarını düşünüyor olmalı.
Haklı olabilir.
Bu hiperaktif kahramandan milletçe, tam kapasite
faydalanmalıyız.
Bunun için, önce ona “Asrın Bilgesi” unvanı verilmeli.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay lağvedilip,
onların görevleri “Asrın Bilgesi”ne tevdi edilmeli.
Yeni Anayasa yazma görevi de zatına verilmeli.
Muhtemelen hazırdır.
Seçimler için de kaynak ve zaman israfına gerek yok; “Asrın Bilgesi” Cumhurbaşkanını,
Başbakanı ve üst düzey görevlileri en güzel
şekilde tayin ediversin.
“Ülkenin Başdanışmanı” postuna
otursun ama söyledikleri bağlayıcı ve zat-ı âlileri son karar mercii olsun.
Sakın, bu kadar işe nasıl yetişsin, demeyin!
Hazretteki enerjiyi görüyorsunuz; bütün bu işlerin
üstesinden gelir, öteye bile geçer, başka iş var mı, diye de sorar.
Dünyaya, böyle
bir güzel bilge 5 asırda bir ya gelir, ya gelmez…
Kıymetini bilelim!
* * *
Üstatlardan
Her bireyi, hatta her toplumu hoşlandığı yem ile
avlarlar.
Hüseyin Rahmi Gürpınar
* * *
Bilmece
Sana
toz, bana dağ, bir efsane bu,
Yıkanır yürekler çamur içinde,
Gördün
mü ruhunda sönen gurubu?
Kötülük
bir dilber, samur içinde!..
Muhsin İlyas Subaşı
Önceki yazılar