Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Ey İstanbullular!
Gerçi, kimse kendini İstanbullu saymıyor.
Nerelisin, sualine; 60 (sittin) sene önce buraya gelenler, onların İstanbul’da doğmuş-büyümüş 40-45 yaşlarındaki çocukları bile Sivaslıyım, aydınlıyım, Mardinliyim diyor ya...
Ben tabii İstanbul’da yaşayanlar demek istiyorum.
İstanbul’da yaşayanlara sesleniyorum...
İstanbul’un neyini seviyorsunuz?
Vakıa, bu soruya cevap çoktur:
Doğal güzelliğini, Boğaz’ını,
Tarihini, antik ve turistik yerlerini,
Sosyal, kültürel ve sanat hayatının zenginliğini,
İlla işini, gücünü, bol kazancını...
x x x
Milletvekili olduğu dönemlerde Ankara’da oturmak zorunda kalan Yahya Kemal’e sorarlar:
“Ankara’nın en çok neyini seviyorsunuz?”
İstanbul sevdalısı şairden cevap;
“İstanbul’a dönüşünü”!
x x x
Talih bu ya, İzmir’de yaşamayı seven bendeniz İstanbul’a sık sık gelmek ve orada fasılalarla yaşamak zorunda(!) kalıyorum.
Her gelişimde biraz daha uzuyor İstanbul’daki ikametim.
Son geldiğimde 2 seneyi buldu... Her seferinde bitakım işlere girip çıktım. İstanbul’un en güzel tarafı da bu; iş potansiyeli!
Lâkin İstanbul’dan İzmir’e her döndüğümde Yahya Kemal’in yukarıdaki cevabı aklıma gelir. Çünkü bendeniz “İstanbul’un en çok İzmir’e dönüşünü” seviyorum.
İstanbul’a göre İzmir “KÖY”!
Sessziliği, sakinliği, tenhalığı,
Bolluğu, ucuzluğu, mesireleri,
İnsanların rahatlığı, yavaşlığı,
Komşuluk, dostluk, ahbaplık ilişkileri,
Hayatın basitliği, ulaşım kolaylığıyla bildiğiniz köy!
x x x
İstanbul’da yaşayan herkesin hayalinde, bir gün “emekli” olup köye dönmek vardır. Fakat hemen hiç kimse bu hayalini gerçekleştiremez. Kopamaz İstanbul’dan. Doğrusu, bu büyülü şehirden kopmak da kolay değildir.
Yine de ben bütün İstanbullulara “düşünün bi”, derim.
Neden İstanbul’dasınız?
Ne yapıyorum burada?
Burada yaşamak zorunda mıyım?
x x x
İstanbul’da insan en yakınlarını göremiyor.
Neden?
Herkes “şuursuz” bir koşturmacanın sarmalında... Yapılacak çooook iş var, “iş bitirmek”, çoook para kazanmak lâzım.
İyi ki dinî bayramlar var! Tanıdıkların bikısmını bayramlarda görebilirsiniz... Tabii siz veya yakınlarınız “bayram tatili”ni fırsat bilip biyerlere tüymediyseniz!
x x x
Evet evet, düşünün bidaha, İstanbul’da yaşamak mecburiyeti var mı?
Tamam, artık, 150 haneli köylere dönemezsiniz... Ama Denizli’ye, Mersin’e, Kayseri’ye, Trabzon’a, Diyarbakır’a, Erzurum’a ... Vs. dönebilirsiniz.
İstanbul’dan sonra bu “büyük şehir”ler bile size “köy” gibi gelecek.
Düşünün!
Koşuşturmanın sonu yok!
Dönün” köy”e, bi nefes alın... Belki İstanbul da bi nefes alır!