Anamur Müftülüğü, her yıl 14-20 Nisan tarihleri arasında kutlanmakta olan “Kutlu Doğum Haftası” nedeniyle Yeni Cumhuriyet Meydanında bir program düzenlemiş ve bizi de davet ettiler. Memnun olduk. Anamur Belediyesi saat 17.00-19.00 arasında “Kutlu Doğum Aşı” dağıtırken, akşam saat 20.30’dan itibaren geniş bir kalabalığın katıldığı program gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşından sonra Kur’an-ı kerim tilavetine geçildi. Anamur İlçe Müftüsü Muhammet Koçak güzel bir konuşma yaptı. Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı sinevizyon gösterisi harikaydı. Sinevizyonun başının ve sonunun Âşık Veysel’in bir türküsü ile süslenmiş. Uygun olmuş. Program davetiyesinde konuşmacı Prof. Dr. Ali Akpınar belirtilmesine rağmen, karşımıza yine Gaziantep Üniversitesinden Prof. Dr Mesut Erdal çıktı. Ne yalan söyleyeyim. Beni pek tatmin etmedi. Konuşma bitmeden ayrıldım. O nedenle konuşmacının mesajları hakkında söyleyecek fazla bir şeyim yok.
Bu sene kardeşlik vurgusunun ön
plana çıktığı programın ruhuna uygun olması bakımından Hz. Peygamberin Veda
Hutbesini sütunlarımıza almayı uygun bulduk. İşte, Peygamber Efendimizin bütün insanlığa hediye ettiği
hutbesi.
Ey İnsanlar!
Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, bu seneden sonra sizinle burada belki de
bir daha hiç buluşamayacağım.
İnsanlar!
Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay
ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mukaddes bir şehir ise, canlarınız, mallarınız,
namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
Ashabım!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak
sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin
boynunu vurmayasınız.
Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki
bildirilen kimse, burada bulunup doğrudan işitenden daha iyi anlayarak muhafaza
etmiş olur.
Ashabım!
Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faizin her çeşidi
kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Lakin borcunuzun aslını vermeniz gerekir.
Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artık
yasaktır. Cahiliyeden kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır.
İlk kaldırdığım faiz de Abdülmüttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.
Ashabım!
Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır.
Kaldırdığım ilk kan davası Abdülmüttalib'in torunu (amcazadem) Rebia'nın kan
davasıdır.
İnsanlar!
Bugün şeytan, sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hâkimiyetini kurmak
gücünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat siz, bu kaldırdığım şeyler dışında,
küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak
için bunlardan da sakınınız.
İnsanlar!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye
ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve
iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde
hakkınız, onların da sizin üzerinde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki
hakkınız, onların aile yuvasını sizin hoşlanmadığınız hiçbir kimseye
çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza
alırlarsa, onları te'dib edebilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki
hakları, meşru bir şekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.
Mü'minler!
Size bir emanet bırakıyorum ki ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç
şaşırmazsınız. O emanet Allah'ın kitabı Kur'an'dır.
Mü'minler!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir,
böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir
hakka tecavüz helal değildir. Meğerki gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.
Ashabım!
Kendinize de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakkı vardır.
İnsanlar!
Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet
etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için
mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut
efendisinden başkasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin
lanetine ve bütün Müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi
insanların ne tövbelerini ne de şahadetlerini kabul eder.
İnsanlar!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz?
"-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet
ve öğütte bulundun, diye şahadet ederiz" cevabını verdiler.
Bunun üzerine Hz. Muhammed (sav):
Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Dedi.