TÜRK MİLLETİ...9...

Özgür DENİZ - 20.05.2012

Evet, ey Türk Milletinin evlatları! Belki bugün savaşların yöntemi değişmiştir, belki bugün silahların şekli değişmiştir ama düşmanlık değişmemiştir ve badema da değişmeyecektir. Zira batılın ve Hakkın; küfrün ve imanın; şeytanın ve insanın; tevhidin ve şirkin mücadelesi ezeli ve ebedidir. Bu yüzden herkes kendi tarafını iyi seçmelidir ve silahını kullanmasını iyi öğrenmelidir. Ecdadımızın tarafı belli idi ve silahını çok iyi kullanıyordu. Bu yüzden de asla yıkılmıyordu. Ta ki, içeriden sarsılmalar başlayıncaya değin. Hani Bilge Kağan diyordu ya; ‘’Türk Milleti! Gök çökmedikçe, yer delinmedikçe senin töreni ve ilini kim bozabilir? Yeter ki içten bir sarsılma olmasın.’’ Evet, iç bozulursa, dışta bozulur ve düzen harap olur, iller berbat olur, töre silinir gider. Ki, bugün olanda bundan başka şey değildir. Tıpkı din gidince vatan diye bir şeyin kalmayacağı ve kalp bozulduğu zaman bütün bedenin bozulacağı gibi. Hani diyordu ya Peygamberimiz, Önderimiz (sav); ‘’vücutta bir organ vardır, o bozulduğu zaman bütün vücut bozulur. O organ, kalptir.’’ Kalbini çok iyi koruyacaksın. İçindeki nizamı tahkim edeceksin. Fitne ve fesat tohumu ekmek isteyenlere fırsat tanımayacak, bu türleri ezmekten imtina etmeyeceksin. Binaenaleyh, dinini de çok iyi koruyacaksın ki, vatanın korunmuş olsun. Aynı şekilde dilini de koruyacak ve muhafaza edeceksin ki, milletinin varlığı daim olsun. Zira bilmelisin ki; ‘’fitne, katl’den beterdir ve fitne ortadan kalkıncaya, din Allah’ın oluncaya kadar kâfirlerle cihat et.’’ Diyor Rabbimiz. Günahlarla hemhal olmayacak, günahların; kalbini işgal etmesine fırsat tanımayacaksın. Kötülerle sırdaş olmayacak, dostluk kurmayacaksın. Kötüleri ve kötülükleri, adil ve ahlaki kanunlarınla dizginleyeceksin. Mirası hovardaca harcamayacaksın, bilakis üzerine koyacak ve yarınlara bırakacaksın. Dünden kalmasaydı ne yapabilirdin? Peki, yarınlara bırakmasan, ne yapabilecekler? Nesl-i atiyi düşünmek; hem insani, hem İslami hem de milli bir vazifedir üzerine. Neslini; haydutların, canilerin, vahşilerin inisiyatifine bırakamazsın. Neslini; şeytani zevklerin müptelası kılıp, ilmin aydınlığından mahrum edemezsin. Edersen alçaksın ve alçalırsın! Mirası, şeytani zevklerin müptelası olmuş, ruhsuz ve çürümüş nesiller değil; dimağı ilimle aydınlanmış, bileği demir gibi, yüreği çelik gibi nesiller koruyabilirler ancak. Ve gelecek, yetişen yeni nesillerin olacaktır. Nesillere kim sahip çıkarsa, onların olacaktır. Nesline sahip çıkmayanın, neslini korumayanın geleceği yoktur.

 

Ecdadınızın izini takipten utanmayın. Bu yüzden sizlere söylenecek galiz küfürlere ve yapılacak müptezel hareketlere aldırış etmeyin. Ecdadınızın, dininizin, dilinizin ve tarihinizin düşmanlarını dostlar edinmeyin. Onlardan; ne size, ne vatana ve ne de millete bir hayır gelmez ve gelmeyecektir de. Kimliğinizi ve dininizi iyi taşıyın. Kimliğinizin ve dininizin gereklerini yerine getirmezseniz, yerinizi başkaları alacaktır unutmayın. Sen kötü olursan, sen bozuk olursan, kimseden şikâyete hakkın olmaz. Türk isen, Türklüğünü iyi taşıyacaksın. Müslüman isen, Müslümanlığını iyi taşıyacaksın. Zira laf yapmak değil, örnek olmak önemlidir. Hem Türk’üm-Müslüman’ım der durursan hem de şerefsizlik yaparsan, kimliğinin ve dininin yozlaşmasından, yok olmasından, unutulmasından şikâyetçi olamazsın. Çünkü görevini yapmayan, hazinlerini kaybeder. Atalarınız yan gelip yatarak, bol keseden nutuklar atarak, şeytani zevklerin peşinden koşarak ve kazandıklarıyla sarhoş olarak bırakmadı bu mirası size. Ter, yaş ve kan akıtarak, iş yaparak, kazandıklarını koruyarak ve kazandıklarının üzerine koyarak bıraktılar. Eğer elindekilerin üstüne koymadan sürekli harcarsan, gün gelir bakınır kalırsın. Sefil ve perişan olursun. Evladına da derin bir utanç bırakırsın. Hani istiklâl şairi Mehmet Akif Ersoy diyor ya; ‘’Kendin yansan da, evladını yakma!’’ Evet, yaşatmak için yan ama yakmak için yaşama. Dün, senin yaşaman için yananlar, kılıçlarla doğrananlar vardı. Peki, sen bugün, yarınlar için ne yapıyorsun? Kazandıklarınla coşarak, şeytani zevklerin peşinden koşarak, iş eylemeyip bol nutuk atarak ve kardeşlerinle boğuşarak ömür çürütüyorsun. Oysa dünlerin bilincinde olmalı, bugünü bilinçle yaşamalı ve yarınlara bilinç yüklü eserler bırakmalısın. Ve beyni, bileği ve yüreği güçlü nesiller yetiştirmelisin. Çalışmayı ibadet bilen nesiller yetiştirmelisin. Bedeninden çok kalbine ve beynine önem veren nesiller yetiştirmelisin. Kötülükle boğuşan değil, iyilikle sevişen nesiller yetiştirmelisin.

 

Her önüne gelenin ardına takılmayacaksın. Kimliğini ve dinini, kendine maske yapanları iyi tanıyacaksın. Bu yüzden de tarihini ve kitabını iyi okuyacaksın. Zira en büyük zarar, kâfirlerden değil, münafıklardan gelir, gelmiştir ve gelmektedir. Bizi mahveden, bizi çürüten, bizim tarihten çekilmemize neden olan kâfirler değil, münafıklardır ve bir de sürekli nutuk atıp, iş; iş yapmaya gelince yan çizenlerdir. Havlayan köpek ısırmaz ya da seni tedbire sevk eder ama uslu duran köpek ısıracak an bekler ve sana kendini yanlış tanıtır. Bu yüzden azami müteyakkız olmalısın. Derin uykulara dalmamalısın. Hoş ama içi boş sözlere kanmamalısın. Allah’tan, Peygamberden ve Kitaptan gayrısına mutlak olarak inanmamalısın. Şeytani zevklerin, hoş ama boş sözlerin, riyakâr yüzlerin, sürmeli gözlerin müptelası olanlar; ebedi köleler olmaya, koyun gibi güdülmeye mahkûmdurlar. Düşmanların tuzaklarına karşı uyanık olmalısın. Düşman seni, daima ruh cephesinden vurmaya çalışacaktır. Çünkü kökleri tahrip edilen bir ağaç asla uzun ömürlü ve kuvvetli olamaz. Maneviyatı sarsılan insanda ayakta kalamaz. Osmanlı Türk Devletimizin, niçin uzun ömürlü ve her daim kudretli olduğunu, düşmanları titrettiğini düşündün mü hiç? Bu milletin evladı isen şayet, düşünmüşsündür, düşünmeliydin ve düşünmelisin. Hiç düşünmemişsen, boşuna yaşamışsın demektir ve en büyük sahtekârsındır. Ve din, devlet, vatan, millet kavgası verdiğini sanman ve iddia etmen, haysiyetsizlik etmektir. Hangi yeni vardır ki, eskinin yenilenmiş hali olmasın?     

Tarih: 20.05.2012 Okunma: 700

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?