Çağ değiştiği halde değişmeyen kafalar
Bu sabah twitter.com da verilen bir linkle sayın İclal Aydın’ın köşesinde ki Veda isimli kişi tarafından yazıldığı anlatılan mektubu okudum.
Hem için sızladı. Hem de insafsızlığın duruşunu düşününce içim acıdı. Çok fazla detaya girmeden özü anlatırken neler yaşandığını dillendirmek istiyorum.
Öncelikle Erzurum Devlet Tiyatrosuna defalarca gitmek için mücadele etmiş hiç gidememiş biriyim. 5 sene bir devlet tiyatrosunun hemen yanında sayılacak noktada kalan birinin en büyük sosyal faaliyeti olması gerekirken hiç gitmedi denecek kadar Devlet Tiyatrosu garabetinden haberdar biriyim.
Yazdıklarımın doğru anlaşılmasını sağlamak için de basit bir örnek vereceğim.
Evinizin kanalizasyon sorununu gidermek için 100 metre boyunda 2 metre derinliğinde bir kanal kazmaya ihtiyacınız olduğunu düşününüz.
Bahçenizde satın alıp her yıl düzenli olarak bakım bedelini de ödediğiniz 3 tane de kanal kazma makinasının beklediğini düşününüz.
100 metre kanalı kazması için 10 kişiye ayrıca da maaş verdiğinizi düşününüz.
Bu 10 kişi bu kanalı kazmaya çalışıyor olsunlar. Fakat bu 10 kişi kanal kazma makinalarının ne işe yaradığını bilmedikleri için; bu makinalarla değil de kazma kürekle bu kanalı kazmaya çalışıyor olsunlar. Bu kişiler gecelerini gündüzlerine katıp çalışıyor olsalar da eviniz için gerçek değişiyor olabilir mi? Olmayan kanalizasyon nedeni ile çekilen sıkıntı değişir mi? Bu 10 kişiden en az bir tanesi çıkıp yav ne yapıyorsunuz biz şu makinalardan bir tanesini kullanalım ve bu işi kısa sürede bitirelim demedikçe her hangi bir ad altındaki başarıdan söz edilebilir mi?
Lütfen önce empati yapınız.
Yazdıklarımı düşününüz.
Ondan sonra Devlet tiyatrolarını ele alalım. Yapılan ajitasyonu değerlendirelim.
Ve tiyatrolar Ülkemizde yapılması gerekenleri yapmadıkları için yaşanan sıkıntıları anlamaya çalışalım.
Bireylerde kirletilmekte olan beyaz sayfalarımıza en hızlı bilgi işleyen yerlerden bir tanesidir tiyatrolar.
Sadece fikri veya var olan oluşturulmuş statü nedeni ile emredileni yapmayı kabul edenlerin oluşturduğu mutlu azınlık köleliğini birileri savunurken bir daha, bir daha düşünsünler.
Yıllardır bu grupların akıllarımıza yer etmiş hangi eseri beyaz sayfalarımızda var.
Benim yok. Fakülte mezunu, tiyatro ile oldukça ilgili benim beyaz sayfalarımda tek bir oyun yok.
Bu kafa değişmelidir. Sadece muhalefet olsun mantığı ile oluşturulan ciyaklamanın gerçeği tartışılmalıdır. Ajitasyonlarla gerçekleri gizleyemezsiniz. Hak ettiği için değil sıradanlığı, köleliği kabul ettiği için var olan kişiler hiçbir zaman beyaz sayfalarımızda yer alacak oyunları ortaya çıkaramazlar.
Bu millet artık uyanmalıdır. Bu millet artık sorgulamalıdır. Kurumların kimliklerini sürekli bir yerlere yamayarak koruma iç güdüsü ortadan kaldırılmalıdır.
Kurumlar gerçeklerle yüzleştirilip vaz geçilmez olmalarıyla kendilerini korumalıdırlar.
Günü birlik siyaset üreterek basit ajitasyonlarla Ah ne kadar çok kazma kürek salladık bir bilseniz palavralarıyla gerçekler kapatılmamalıdır.
Derhal kanal makinalarının var olduğunu akl edebilecek kişiler yönetimlere gelmeli, ihtiyacımız olan öz kültür birikimimizi zenginleştirecek, beyaz sayfalarımızda silinmeyecek izler bırakacak işler ortaya konulmalıdır.
Saygılarımla