Ey
Türk Milletinin aziz ve necip evlatları! Sizler, tezlerle, antitezlerle, sentezlerle iştigal edemezsiniz.
Sizlerin tek bir tezi, antitezi, sentezi vardır. O da kimliğiniz ve dininizdir. Sizler için, bunlardan başka gerçek
yoktur. Başka gerçek arayanlar, kendilerini düşmanın kucağında bulacaklardır. Kimliğin
bellidir, dinin bellidir. Ve ne kimliğini ne de dinini, zehirli düşüncelere
payanda kılamazsın. Kılarsan namussuzsun. Allah’a karşı hainsin. Peygamberine karşı
hainsin. Ecdadına karşı hainsin. Allah’ın
sözünün yanında söz olamaz. Peygamber’in sözünün yanında söz olamaz. Ecdadının
yolu varsa, başka yol aranamaz. Ciğeri beş para etmez tiplerin peşinde
kuyruk sallamak, ömür tüketmek sana yakışmaz. Milletine ihanet etmek, devletinin
temellerini sarsmak, vatanına sahip çıkmamak, dinini nefsi heva ve heveslerine
alet etmek, neslini zalimlerin elinde savunmasız bırakmak sana yakışmaz.
Kötülüklere, özgürlük maskesi ardında geçit vermek sana yakışmaz. Batı denilen
lanetliler zümresinin, domuzlar diktatoryasının girdiği delikten girmeye tevessül
etmek sana yakışmaz. İsyancılara müsamahalı olmak sana yakışmaz. Ahlaksız ve
adaletsiz otorite tesis etmek ve milleti bu otoriteye itaate zorlamak sana
yakışmaz. Başka din aramak, başka kimlik aramak sana yakışmaz. Dinini ve
kimliğini içi pislik dolu düşüncelere payanda kılmak sana asla yakışmaz. Dinini
ve kimliğini; kapitalizme, komünizme, faşizme, kemalizme, anarşizme,
liberalizme payanda kılmak sana yakışmaz. Kâfirlere, müşriklere, münafıklara
yamak olmak, destek vermek sana kesinlikle yakışmaz. Öyleyse kendine yakışanı yap ey Türk Milletinin, İslam Dininin ve
mukaddes vatanın evladı!
Son tahlilde; İman ettiğimiz yolda
yürürken, kem talihin gadrine uğrarsak şehit olarak can vereceğimizi bilmeliyiz
ve bu soylu sonun bilincinde olarak hazırlanmalıyız, yaşamalıyız. Şayet
kalırsak, en güzel, hür ve aydınlık yarınlar bizleri beklemektedir bilmeliyiz.
İnancımızı ve umudumuzu asla yitirmemeliyiz. Sabırla direnmeliyiz, yürümeliyiz.
Kalbimiz ve beynimiz sağlam olmalıdır. Asırlarca hür yaşamış ve boy vermiş bir
çınarın, kesilmeye, budanmaya ve aşılanmaya çalışıldığı ya da bu durumun
gerçekleştirildiği zamanların tanığıyız. Hür limanlardan esir adalarına
sürüklenmeye çalışılan ve müstekbirler karşısında mazlum hale düşürülen bir
milletin hürriyetini iade etmekle mükellefiz, memuruz. Bu milletin ve bu coğrafyanın,
güzel günleri hak ettiğine, bağımsızlığı arzuladığına, hürriyete ve türkü
tadında bir yaşama herkesten daha çok layık olduğuna bütün beynimizle ve
kalbimizle inanıyoruz. Sarsılmaz bir inancın duruluğu ile kaplıdır yüreğimiz.
Yüksek idealler, büyük ülküler inancımızın ve umudumuzun direnç kaynağıdır. Âdem
babamızın ve Havva anamızın çocuklarıyız. İnsan neslinin devamıyız. Hepimiz,
kan ve can hazinesi aziz Anadolu’nun, masum ve yiğit insanlarıyız. Keskin bir
duyarlılık ve ödünsüz bir bilinçle, yüzlerinden ızdırap ve acı akan Anadolu
insanının kem talihini değiştirmeye ve yüreklere umut tohumları serpmeye ant
içmişiz. Zincir vurulmayan umutlarla dolu yüreğimiz ve karanlığın perdesini
yırtan aydınlık fikirlerle beslenmiştir dimağımız. Allah, yar ve yardımcımızdır. Yolumuz açık, bahtımız güzel olsun, talih
bize gülsün. Âmin. Ey Müslüman Türk evladı! Titre ve kendine dön! Gök çökse
de, yer sarsılsa da tefrikaya düşme, ilini ve töreni bozdurma.
‘’Atalarım
İbrahim, İshak ve Ya'kub'un dinine uydum. Herhangi bir şeyi Allah'a şirk
koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah'ın bize ve insanlara olan lütfundandır. Fakat
insanların çoğu şükretmezler.’’ Yusuf-38
‘’Ama onlara, "Allah'ın indirdiğine
uyun!" denildiğinde, içlerinden bazıları: "Hayır, biz (yalnız)
atalarımızdan gördüğümüz (inanç ve eylemler) e uyarız!" diye cevap
verirler. Ya ataları akıllarını hiç kullanmamış ve hidayetten nasip almamış
iseler?’’ Bakara-170
‘’Allah,
inananların dostudur. Onları kopkoyu karanlıktan aydınlığa çıkarır.
Küfredenlerin dostları ise Tağut'tur. Onları aydınlıktan derin karanlıklara
çıkarırlar. İşte onlar ateş yaranıdır. Onlar orada temelli kalacaklardır.’’ Bakara-257
‘’Ve
Allah’a, O’nun Elçisine duyarlılık ve bağlılık gösterin ve sakın birbirinizle
çekişmeye girmeyin, yoksa yılgınlığa düşersiniz; cesaretiniz sönüverir,
devletinizi kaybedersiniz. Ve zor durumlarda sabır gösterin: çünkü Allah,
gerçekten, zorluğa göğüs gerenlerle beraberdir.’’ Enfal-46
‘’Gerçekte
Allah katında din, İslam'dır. Ancak kitap verilenler, kendilerine ilim
geldikten sonra aralarındaki ihtirastan dolayı ayrılığa düştüler. Kim, Allah'ın
ayetlerini inkar ederse; şüphesiz ki Allah, hesabı çok çabuk görendir.’’ Al-i İmran-19
‘’Biz peygamberlerimizi
KESİN KANITLARLA gönderdik, insanlar arasında ADİL BİR DÜZEN kurulsun diye.
Onlarla birlikte kitabı ve ölçüyü indirdik.’’ Hadid-25.
‘’Sana ilimden bir nasip geldikten sonra, hak
konusunda seninle tartışana de ki: "Gelin; oğullarımızı ve oğullarınızı,
kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi ve öz benliklerinizi
çağıralım, mübâhele edelim de Allah'ın lanetini yalancılar üzerine
salalım." Ali İmran-61
‘’Sen, dinlerine uymadıkça Yahudiler de,
Hıristiyanlar da, senden asla hoşnut olmazlar. Allah'ın hidayeti asıl hidayetin
ta kendisidir, de. Şayet sana gelen ilimden sonra, onların heveslerine uyacak
olursan; and olsun ki senin için Allah tarafından ne bir yar bulunur, ne de bir
yardımcı.’’ Bakara-120
‘’Bütün
müminler kardeştir. O halde, (her ne zaman araları açılırsa) iki kardeşinizin
arasını düzeltin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki O'nun
rahmetine nail olasınız.’’ Hucurat-10