Bu dünyada herkese yer var.
Son yılların her 27 Mayıs’ları ve “Demokrat”ların idam edildiği günlerin yıldönümleri fırsat bilinerek her vesileyle Menderes ve arkadaşlarına övgüler düzülüyor.
Ne kadar masum oldukları...
Memlekete ne büyük hizmetler ettikleri...
Faziletleri saymakla bitirilemiyor.
Bunu en fazla yapanlar da sözüm ona “dindar”lar oluyor.
Şu “kürtaj”a karşı” olan “dindar”lar!
* * *
Neylersiniz ki...
Tabii tartışmalar açılınca, başka bilgiler de ortalığa saçılıyor.
“Metresler” de gündeme geliyor.
“Ölülerimizi hayırla yad edeceğiz” fakat bugünkü tartışmalara ışık tutması bakımından da bazı hakikatleri konuşmak mecburiyetindeyiz.
Hepsine Allah rahmet eylesin!
* * *
Meğer o dönemde metresleri olan, evli kadınlarla ilişki kuran sadece Menderes değilmiş!
En yakın çalışma arkadaşlarından, devrin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Meclis Başkanı Tevfik Koraltan da millî çapkınlardanmış.
Bunları, Akşam Gazetesi yazarı Gürkan HACIR’ın, 10 Haziran Pazar günkü yazısından öğreniyoruz. Ayrıntıları, anasayfadaki ilgili haberden alabilirsiniz.
Yazıdan öğreniyoruz ki; “Demokrat Parti”nin bu ileri gelenleri, metreslerine defalarca “kürtaj” yaptırmışlar.
Tabii değerli yazar, dönemin en ünlülerini yazmış. Hepsini yazmaya kalksanız, herhalde kitaplar yetmez.
* * *
Şimdi, bu bilgiler ışığında; Menderes ve arkadaşlarını yere göğe sığdıramayan “mutaasıp ve muhafazakâr” arkadaşlar ne düşünürler acaba, diye sormak hakkımız değil mi?
Tabii bu demek değildir ki; Menderes ve arkadaşları darbeyi hak etti, idamı hak etti!
Hayır, asla öyle bir şey demiyoruz.
Darbe bir zulümdür, haksızlıktır, katiyen yapılmamalıydı.
Hele idam katmerli zulümdür. Lanetliyorum.
Ama mademki hakkı arıyoruz; o vakit hadiselerin her yönünü görmemiz lâzım.
Devletin imkânlarını kullanarak metreslere sahip olmak millete bir zulüm değil midir?
Evdeki eşlerine ve çocuklarına zulüm değil midir?
Bu “ilişkileri” dindar ve mutaasıp arkadaşlar nereye oturtuyorlar?
“Günah” kavramı içinde “metres” tutmanın bir yeri yok mudur?
Bir de naçizane bendeniz, evli kadınlarla ilişki kuranların, bunu yıllarca sürdürenlerin, memlekete-millete verebileceği pek bir şeyleri olduğuna...
Vatana iyi hizmetler yapabileceğine inanamıyorum.
* * *
Tabii insan bir şeyi daha merak ediyor:
Bugünün “mutaasıp demokrat”ları da göründükleri kadar masum mudur?
Onlar içinde de metres sahibi olanlar, kürtaja baş vurmak zorunda kalanlar var mıdır?
Bunları öğrenmek içinde bir 50-60 senenin geçmesi mi gerekecek?