TEŞKİLAT-LİDERLİK

Özgür DENİZ - 28.07.2008

            Liderlik her şeyden önce sorumluluk bilinci taşımayı, belirli bir misyona ve vizyona sahip olmayı gerektirir. Bir liderin dünyaya bakışı, dünyayı algılayış tarzı normal insanlardan çok farklı olması gerekir. Kuşatıcı ve kucaklayıcı bir yapıya haiz olmalıdır. Hitabeti çok güçlü ve tesirli olmalıdır. Bir liderin nev-i şahsına münhasır özellikleri olmalıdır. Liderlik dirayet ve liyakat gerektiren bir görev olmasına binaen, lider intihap edilecek bireyin sıkı bir tahlil ve murakabeden geçirilmesi mübremdir. Çünkü lider olacak bir şahsiyetin tüm faaliyetleri apolojisini(savunmasını) yapacağı fikri yansıtacağı için insanlar üzerinde tesirli olup, onların muayyen bir yöne kanalize olmasına etkide bulunacaktır. Binaenaleyh, iktidarlı, dirayetli, ferasetli, basiretli, liyakatli, pervasız, cesur ve mücadeleci bireyler, hadım edilmiş, atalet içerisinde olan, yüreksiz, kaypak, dalkavuk, mürai, nemelazımcı, eyyamcı, anaforcu, cebin ve sığ tiplere tercih edilmelidir ki, yaptırım gücü olan kanunlar ihdas edebilsin, etkili kararlar verebilsin, sözü geçsin. Taşıdığı misyon ve vizyon taraftar bulabilsin. Devlet ve toplum inkişaf ve terakki kaydedebilsin. Kendisine ve düşüncelerine kitleleri celbedebilsin.

 

           

Lider, ihdas edeceği teşkilata iltihak edeceği üyeleri disiplinize edip yönlendirebilmelidir, hedefe kilitleyebilmelidir. Müeyyidesi olan umdeler ortaya koyup bunları benimsetebilecek ikna yetisine ve iradeye sahip olmalıdır. Yaratıcı ve kurucu bir iradeye sahip olabilmelidir. İnsanlığın ortak sesi olmalı ve bu sesi en güzel ve tesirli şekilde duyurabilmelidir. Teşkilatın önemini çok iyi idrak etmeli ve tavırlarına dikkat etmelidir. Bütün kesimlerle etkili bir diyalog kurmalıdır. İnsanlık değerlerine müstenit evrensel bir retorik oluşturabilmelidir. Adolf Hitler diyor: ‘’bir teşkilatın ancak sağlam, kararlı, kahraman ve mücadeleci insanlarla yürümesi kabil-i mümkündür.’’ Bilakis misyon ve vizyon ütopik bir safsata olmaktan öteye gidemez. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi fertleri disiplinize edilmemiş, umdeleri müeyyidesiz, kişilikleri salahiyetsiz, yöneticileri agresif ve bilgisiz şahsiyetlerden mürekkep olan teşkilatında filizlenmesi, inkişaf ve terakki kaydetmesi, toplulukları cezp etmesi ve kendini ifadede başarılı olması kabil-i mümkün değildir.

 

           

Teşkilatta, her karara muhalif olunduğu, içyapıya uygun davranışlar sergilenmediği, ahlaki ilkelere mugayir hareket içinde bulunulduğu ve başına buyrukluğun egemen olduğu bir ortamın oluşması her türlü başıbozukluğa ve anarşiye zemin hazırlayacağından bir teşkilat ihdas edildikten sonra tarassut ve murakabe elden bırakılmamalı, mübayenet içerisinde olanlar derhal tasfiye edilmelidirler. Yani lider kişilik hiçbir zaman boşluğa meydan vermemelidir. Her daim teennili olmalıdır. Teyakkuz halinde olmalıdır. Mücadelenin zaferi intaç etmesi için bu mutlak koşuldur. Davaların zaferle taçlanması dünyanın en çetin işidir. Ve bu yolda en büyük ödev liderindir. Musollini diyor: ‘’bir teşkilat budana budana gelişir ve serpilir.’’ Bunun için tam bir liderlik, siyasi, askeri, fikri, ekonomik ve dini mahiyete haiz liderliktir. Bu meyanda bu ulviyetlere haiz yegâne liderlik timsali gözbebeğimiz, kâinat aydınlığı mükemmel insan Hz. Muhammed’dir (sav). Ne diyor Fransız şair Lamartin: ‘’Büyüklük ölçüsü olarak hangi ölçüyü alırsanız alınız, Hz. Muhammed’i (sav) en büyük insan olarak görürsünüz.’’ Yine ne diyor Alman General Bismarck: ‘’Sana ulaşamadığım için gayet müteessirim. Senin gibi biri bu dünyaya bir defa gelmiş ve badema gelmeyecektir. Manevi huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim.’’

 

           

Sun Tzu diyor: ‘’liderlik, zekâ, cesaret, güvenirlilik, insanlık ve kararlılık işidir.’’ Bu vasıflardan yoksun olan bir kişinin değil lider olması, başarılı olması ve bu hasletlerin içtima ettiği bir bireyden yoksun teşkilatın varlığının idamesi bile muhaldir. Devamlılığı sağlasa bile, başarısızlıkla ve hezimetle müncer olması mukadderdir. Fikirden önce bilgi şart olduğu için bir liderin taşıdığı misyon ve savunduğu vizyonla ilgili tam bir malumata haiz olması ve gerekli doneleri elde etmesi iktiza eder ki, bilakis hakkında bir bilgiye sahip olunmayan fikrin apolojisini yapmak gülünçtür ve sefilliktir. Montaigne diyor: ‘’bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz.’’ Sadi diyor: ‘’tanıksız dava utançla biter.’’ Öyleyse bilgi temelli fikrimiz olmalı ve bilgimiz fikrimize tanıklık etmelidir.

 

           

Lider tavır ve hareketlerinde içinde yaşadığı toplumun kültürel dinamiklerinden ve değer haritasından iz taşımıyorsa, kültürel şizofreniye tutulmuşsa, özüne yabancılaşmışsa, kimliksizlik sorunu yaşıyorsa, kişilik kaymasına düçar olmuşsa, mukallit ve hedonist bir karakter taşıyorsa, adalet ve özgürlük ruhundan yoksunsa vazifesinin ve idealizmin gereğini yapmıyor demektir ve mücadelesini zaferle taçlandırması ham hayaldir. Haddizatında bir toplum, kendi kültürü ile yoğrulmuş, temayülleri ile beslenmiş, öz değerlerini içselleştirmiş, yaşantısı ile vizyonu arasında tenakuz bulunmayan liderlerle intibak içerisinde yaşayabilir. Bilakis bir aksülamelin cemiyette infiale yol açabileceği ve toplumu vartaya sürükleyebileceği sarf-ı nazar edilmemelidir.

 

           

Binnetice diyebiliriz ki, bir lider inandığı değerleri önce kendi şahsında yaşamalı ve tatbik etmelidir. Zübeyir Gündüzalp diyor: ‘’tatbik edilmeyen tecrübeler malumat yığınından ibarettir.’’ Sadi diyor: ‘’amelsiz söz gevşek dayanaktır.’’ Zira inandırıcılığı da olmaz böyle eylemsiz söylemlerin. Eylemsiz söylemler zevzekliği tevlit eder. Marks’ın şu sözü önemlidir: ‘’biz öğrenmiş olmak için değil, hayat tatbik için öğreniriz.’’ Yine Huxsley diyor: ‘’hayatın gerçek amacı bilgi değil eylemdir.’’ En öz, en derin, en manalı, en ulvi, en tesirli, zamana ve mekâna hükmeden söz yine ekmel ve ulvi kitap Kur’an’dan: ‘’kitap yüklü eşekler olmayın.’’ Öyleyse bilmekten ziyade yaşamaktır önemli olan. Bir lider liderlik vasıflarını tazammun etmelidir ki, misyonu ve vizyonu başarı kesbetsin ve kitlelere ulaşsın ve nihayet sistemleşsin. İşte görkemli zafer budur.

 

 

 

 Liderlik artamlarından(meziyet) biri belki de en önemlisi ‘’kitleselleşmeyi’’ sağlayabilmektir. Kitlelere inemeyen lider ortalıkta dolaşmasın. Popülizm bununla karıştırılmasın. Zira popülizm, Makyavelizm ve katı realizm içerir. Halka inebilen, kendini cemiyete kabul ettirebilen, düşüncesini izah edebilen ve zaman uyarlayabilen lider kabul görmüştür. İlkeleri ekseninde idealist bir günlük dil oluşturup bunun gönüllerde makes bulmasını sağlayabilmek çok önemlidir. Bu onun başarısının en güçlü tasdiki, en bedihi resmidir. Ayrıca kendi toplumunda entegrasyonu sağladıktan sonra diğer toplumlarda açılıp onlarla da imtizaç ederek kendine angaje edebilmesi misyonunun ve vizyonunun tedrici olarak evrenselleşmesinin, yekpare insanlığın bir değeri olmasının keskin bir alametidir. Buda biz bilincine, kolektif şuur ve hafızaya, insanlığın ortak sesi olmaya, evrensel retorik üretmeye merbuttur. Bu nirengi noktasıdır lider için. Alamet-i farikadır dava için.

 

 

Tam Bağımsız, aydınlık, güçlü ve onurlu Türkiye için böyle mümeyyiz vasıflarla mücehhez bir lidere ve böyle ortak bir davaya ihtiyacı vardır. Sömürülen emeğin görkemli geleceğini kutlayabilmek ortak bir davayı ve güçlü bir lideri koşul kılar. Sömürüsüz, sınırsız, sınıfsız, adil, özgür, sevgi ve aşk dolu bir dünya ve bu dünyaya layık bir toplum olabilme umuduyla.

 

 

Son tahlilde: bir lider, demir yumruklu, çelik pençeli tam bağımsız bir devletin banisi olmak ve kaya gibi kanunlar ihdas etmek için, zihinleri işgalden kurtulmuş, bilinçleri açılmış, tek can ve tek fikir olmuş bir toplum oluşturmak zorundadır. Bu toplumu oluşturmak içinde ahlaklı ve emin bireylerden müteşekkil çok kudretli bir teşkilat oluşturmalı, halkın gönlünü fethedebilecek günlük bir dil kurabilmeli ve bunu da halkına çok cezbedici bir hitabetle aktarabilmelidir. Yoksa bu işe tevessül etmemelidir. Karar ve karakter bireyindir. 

 

''Sorumluluk yükü herşeyden ağırdır, ölümden bile.'' Mustafa Kemal Atatürk    

Tarih: 28.07.2008 Okunma: 643

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

18.06.2008 - 15:01

yüreğinize sağlık aziz üstat.evet BENCİLLİK VE AŞIRI HIRS gibi iki mikrop bizi mahvetti..işte ahlaksızlığın görüngüleri.kitap ahlakına sahip olunsaydı bu olmazdı.saygı ve muhabbet.

nikon

18.06.2008 - 19:39

Huzur islamda, huzur namazda diyenler kendilerini kandırıyor... çal, çırp "huzur namazda" de... huzur; vatan sevgisinde, sadakatte, halkını sevmekte... her kese küfür ederler, sonra huzur ararlar namazda, islamda... yalancının, riyakarın, takiyecinin, sahtekarın huzuru olur mu. olmaz.... Teşekkürler ağabey...

ELEBİK

19.06.2008 - 15:24

PARADAN BAŞKA İDEAİLİ OLMAYANLARIN HUZURU GERÇETEN HAKEDENLERİN AYAĞINA BAĞLADIĞI ZİNCİR.ELİNİZE SAĞLIK

özgür deniz

18.06.2008 - 15:01

yüreğinize sağlık aziz üstat.evet BENCİLLİK VE AŞIRI HIRS gibi iki mikrop bizi mahvetti..işte ahlaksızlığın görüngüleri.kitap ahlakına sahip olunsaydı bu olmazdı.saygı ve muhabbet.

nikon

18.06.2008 - 19:39

Huzur islamda, huzur namazda diyenler kendilerini kandırıyor... çal, çırp "huzur namazda" de... huzur; vatan sevgisinde, sadakatte, halkını sevmekte... her kese küfür ederler, sonra huzur ararlar namazda, islamda... yalancının, riyakarın, takiyecinin, sahtekarın huzuru olur mu. olmaz.... Teşekkürler ağabey...

ELEBİK

19.06.2008 - 15:24

PARADAN BAŞKA İDEAİLİ OLMAYANLARIN HUZURU GERÇETEN HAKEDENLERİN AYAĞINA BAĞLADIĞI ZİNCİR.ELİNİZE SAĞLIK