Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Şehit cenazeleri elbette son derece hüzünlü oluyor.Genelkurmay Başkanı da katıldığı cenaze töreninde gözyaşlarını tutamamış.
Bu tabii insanî bir tepki...
Olabilir.
Fakat genelkurmay başkanlığının internet sütesinde yaınlanan “Yeşiltaş Bölgesindeki Emniyet Birliğine Saldırı Girişimi” başlıklı bildiride çelişkili ifadeler var:
2’nci maddede, “Karakol’un 03 Mayıs 2012 tarihinde kapatıldığı” bildirilirken,
3’ncü maddede, “12 Mart 2012 tarihinden itibaren, takviyeli bir piyade taburu burada görevlendirilmiştir” ibaresi var.
Tarihlere ve ifadelere baktığınız vakit, hiçbir şey anlaşılmıyor. Burası şu anda faal mi, gayrifaal mi?
11’nci maddede ise “İkisi ağır olmak üzere 19 personelimiz hafif şekilde yaralanmıştır.” Şeklinde bir ifade var. Bu nasıl Türkçe? “İkisi ağır” dedikten sonra, söz konusu iki personeli de içine alan cümle nasıl “hafif yaralanmıştır” şeklinde bitirilebiliyor?
16’ncı maddede, özet olarak; “İstihbarat değerlendirmesi ve emniyet tedbirlerinde ihmal yok” deniliyor.
İhmal yoksa baskın nasıl gerçekleşebiliyor ve kayıp neden bu kadar fazla?
x x x
SİYASET VE MEDYA “DÜNYASI”
Suratlar ayna...
Ağızlar kulaklarda...
Başbakan, Dışişleri Bakanı, seçilmiş gazetecilerle dünyanın bir ucunda...
Çok önemli toplantılar, görüşmeler yaptıkları belli...
Mahrum kalmayalım diye bizleri de haberdar ediyorlar, sağ olsunlar...
Gezi “başarılı”, çehreler “güleç!”
Anavatanda terör azıtmış, 8 şehit, 19 yaralı var!
Bu haber de oralara gidiyor, haliyle... Sayın Başbakan’ın da görüşünü almak lâzım: Ayrıcalıklı medya mensupları, sanki ilk defa soruyorlar; “Ne olacak buKürt sorunu?”
“PKK silah bırakmadan olmaz” diyor Sayın Başbakan.
Köşecilerin kendi attıkları manşetler hatırlarına gelmiyor
Hani, daha birkaç gün evvel, “Flaş flaş flaş PKK Silah bırakıyor” diye atılan kocaman manşetler...
Ondan biraz önce, Barzani, Ankara ve İstanbul’da ağırlanmış, “sorun çözülüyor” havaları yaratılmıştı.
Ardından, onun sözde Başbakanı Neçirvan, iki hafta arayla, 2 kere gelmişti...
Nihayet, PKK’yı Talabani ikna edecekti...
Ve hatta,
Karayılan bile “barış” istiyordu: Öyle diyordu, onunla Kandil’de görüşen Radikal yazarı Avni Özgürel.
x x x
Bir-iki, hatta dört-beş şehit verince kıllar kıpırdamıyor da, sayı 7’yi geçti mi terör gündeme geliyor.
“Zirve”ler yapılıyor.
Her seferinde bişeyler “zırva”lanıyor. Bir takım inciler saçılıyor.
Son “inci”, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan: Terörle mücadeleye Barzani biraz daha fazla destek vermeliymiş.
Tabii devletlüm, barzani “biraz daha destek” verince bu sorun çözülür.
x x x
İstanbul’un göbeğinde bir vatandaş polisler tarafından öldüresiye dövülüyor.
Osman Yıldız, “2’nci sınıf vatandaş” diyor. Ben “üvey evlat” diyorum.
Canım memleketimin bir “üvey” evladı!
“Üvey” evlatlar dövülüyor, öldürülüyor...
Ki “öz” evlatlar yaşasın!
Rahat rahat!
x x x
LEMAN’DAN, 13 Haziran
NOT: Resim görünmüyorsa firefox’tan açmayı deneyin.