Anamur, 25 Haziran 2012 sabahında bir evladının daha şehit haberi ile yığılıp kaldı. Çoğu kişi gibi biz de dokuz buçuk ona doğru bütün camilerin bağlı olduğu merkezi yayın sisteminden okunan bir salaya dikkat kesildik. Ne olmuştu acaba? Hocaların okuduğu saladan sonra nedense ölen kişinin kimliğini anlamak mümkün olmuyor. Ancak bilenler bilmeyenlere anlatarak sonuca ulaşılabiliyor. Nitekim Şehit Jandarma Uzman Çavuş Atanur Bal’ın şahadet haberini de bir zaman sonra anlayabildik. Bu konuda ilgililerin bir şeyler yapması lazım.
Şehit Uzman Çavuş Atanur Bal, Anamur’un Kaşdişlen Köyünde 1986 yılında dünyaya gelmiş. Henüz 26 yaşında, evli ve bir çocuk babasıdır. 2010 yılında göreve başlayan Atanur, dar gelirli bir aileden geliyor. Diğer kardeşlerinin de uzman çavuş olarak görev yaptıklarını öğrendik.
Şehit Atanur Bal Hakkâri Kavaklı bölgesinde bölücü PKK teröristlerinin hain pususu sonucu, görev başında şehitlik mertebesine ulaşıyor. Şehidimize ilk askeri tören Van’da düzenleniyor. Askeri bir uçakla Adana’ya, oradan da helikopter ile Anamur’a getiriliyor. Ana baba ocağına getiriliyor ve yakınları son bir kez daha şehidi bağrına basıp sahip çıkıyor.
Otogar Camisine cenaze namazı için ulaştığımızda her taraf kadın erkek, genç yaşlı, hatta çocuklar Otogarı doldurmuş, biraz hüzün, biraz kin ve nefretle bekliyorlardı. Şehidin cenazesi baba ocağından henüz gelmemişti. Etrafta dolaşırken toplumun her kesiminden insanların şehide son görevini yapmak üzere buraya koştuğu görünce gözlerimden yaşlar süzüldü. Evet, Anamur halkı vatan ve millet sevgisinde, şehide saygı ve hürmette hep önde ve dimdik ayakta.
İkindi namazına az bir zaman kala artık her yer dolmuştu. Bir hareketlilik oldu. Şehidin cenazesi cenaze aracı ile otogar dışına kadar gelmişti. Bu arada deniz ve hava kuvvetlerine ait tören mangası da yerlerini almıştı. Ezan okunup, cemaat cenaze namazı için saf tutmaya başladığı sıralarda adım atacak yer kalmamıştı. Cenaze namazı öncesi bir görevli güzel bir konuşma yaptı, arkasından şehidin kısa özgeçmişi okundu. Cenaze namazı kılınıp helallik alındı. Biz haklarımız helal ettik. Ama şehidimiz, şehidimizin yakınları bizlere haklarını helal ettiler mi bilmem? Ancak en azından şehidin cenazesinde bulunmak, son vazifesini yerine getirmek için yollara düşen bunca kadın erkek, genç yaşlı, küçük büyük herkesin ne kadar samimi olduğu gözlerimle gördüm.
Cenaze namazı sonrasında şehidin tabutu eller üstünde adeta yüzüyordu. Sonra şehidin naşı top arabasına yerleştirildi. Önde askeri tören kıtası, onun arkasında askeri bando ve şehidin naşını taşıyan top arabası ve kalabalık bir halk topluluğu Atatürk bulvarında bir süre yürüdüler. Yolun karşı tarafında ve kaldırımlarda biriken halkta onları gözyaşları ile takip ediyordu. Şehidin naşı burada top arabasından alınıp cenaze aracına kondu ve bir süre daha öyle yürümeye devam edildi. Cumhuriyet Meydanına doğru gidildi. Çoğu kişi meydanda bir tören yapılması beklerken, her hangi bir hazırlığın bulunmadığı anlayıp üçer beşer dağıldılar. Biz de meydanda bir tören yapılacağını düşünmüştük. Ancak böyle bir tören yapılmasını planlamamışlar. Bu karışıklık nedeniyle Kaşdişlen Köyünde yapılan cenaze defin törenine katılamadık. Ama gidip gelenlerle görüşmemizde, köydeki çok defin işleminin de çok kalabalık olduğunu söylediler.
Daha birkaç gün önce Dağlıca 8 askerin şehit olması nedeniyle Anamur MHP İlçe Başkanlığı tarafından bir açıklama yapılmış ve “sıra kimin çocuğunda?”diye sorulmuştu. Meğer sıra Mehmet ve Elife Bal’ın gözlerinin nuru, Senem Balın kıymetli eşi Atanur’daymış.