25 Milyonluk rüşvet kapısı
Dün Anayasa Mahkemesi Kararını Açıkladı.
Dünden başlayarak herkes bir yorum yapıyor. Demokrasimiz kazanmış… sayılıyor da sayılıyor. Fakat gerçek gözden kaçıyor.
Sahtekarlar, Rüşvet vererek “devletin malı deniz yemeyen keriz” diyenler, ar-namus kavramından duygusal olarak beslenmeyi kendilerine görev sayanlar kazandı.
Halk Kaybetti.
Akparti’ye verilen hazine yardımından mahrum bırakılma cezasının kazananı emin olun devletimizi sömürmek için çırpınanlardır.
Gelin bu olaya bu taraftan biraz bakalım.
Akparti mahrum bırakıldığı parayı ne yapacaktı.
Mart 2009 seçimlerinde başkan adaylarının kazanması için harcamalarda kullanacaktı.
Peki mahtum bırakıldığı bu kaynağı nasıl kapatacak dersiniz.
Örnekleyelim.
Giresun’un Bulancak kazasındaki belediye seçimleri için var olan bütçesi ile 100.000 liralık bütçe planlayan Akparti bu parayı yarı yarıya indirecek.
Peki başkan adayı yapmayı planladığı kampanyaları kendi bütçesi yetmezse ne ile karşılayacak dersiniz.
Bulancak belediyesinden ihale alarak ihya olmayı alışkanlık haline getirmiş iş adamları başkanın kapısını çalacaklar.
Başkanım alın size 10.000 lira bağışta bulunayım.
Başkan çokta namuslu olsa.
Başkan çokta halktan yana olsa.
Başkan çokta içi kan ağlasa.
Ne yapabilir ki;
Ya gereken harcamayı yapıp seçim kazanacak.
Ya da kısıtlı bütçe ile hareket edip seçimi kaybedecek.
Buyurun.
Size gerçek kazananlar.
Buyurun size gerçek anlayış.
Akparti kapatılmış olsa bu yol açılmamış olur muydu? Hayır bu yol yine açılmış olurdu.
Şu an Ülkemizde yaşananların hepsi Yorgan gitti kavga bitti kavgası.
Yaşananların sonucunda kaybeden halk oldu.
Sadece ve sadece halk.
Lütfen uyanın.
Saygılarımla