Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Habertürk’teyiz. 29 Haziran Cuma akşamı, MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural sigaya çekilmektedir.
Salvo dört taraftan gelmekte, Vural, hepsini karşılamakta, yoğun ateşle başa çıkabilmektedir.
Sorguculardan, adı Amberin olan bayan, bayağı rahatsız... Vural’ı iç politikada, dış politikada, ekonomide, terör konularında sıkıştıramayınca “benim babam senin babanı döver” gibi bir yönteme baş vuruyor... “Ben basit bir soru soracağım” diyor. Sorusu şu:
“Ak partiyi bu kadar eleştiriyor, kendi partinizi övüyorsunuz... Madem Ak parti başarısız, siz başarılısınız... O halde, neden halk size değil de Ak partiye daha çok oy veriyor, onu iktidara getiriyor?”
Oktay Vural, seçim öncesi MHP’ye yapılan kaset tezgâhlarından falan bahsetti.
Yerinde olsam şöyle cevaplardım:
Halkımızın kararı elbette başımzın üstündedir...
Bununla beraber, ne yani, Amberin Hanım, iktidar oldu diye AKP’yi eleştirmeyecek miyiz?
Biz ondan daha az oy aldık diye konuşmaya hakkımız yok mu? O vakit, niçin beni bu programa davet ettiniz?
Söyleyeceklerimin kıymeti yoksa, siz niçin sualler sormak üzere karşıma geçtiniz?
Ve tabii asıl şunları vurgulardım:
AKP, bu kadar çok oy alsın diye siyaset meydanı, onun rakiplerinden temizlendi. Merkez sağda yeni bir oluşumun ortaya çıkmasına izin verilmedi. 2007’de Mehmet Ağar-Erkan Mumcu ikilisinin DP’de birleşmesi önlendi.
2011 seçimlerinden önce Saadet Partisi parçalandı. Merkez Sağ’da AKP’den başka seçenek kalmadı.
Tesadüfe bakın ki; bugünlerde bu partilerin eski başkanlarının AKP’ye girmesi gündemde.
Ayrıca, AKP bu kadar çok oy alsın diye, emrine dünyanın hiçbir demokrasisinde görülmeyen, müthiş bir medya desteği sunuldu.
Eh, bir de antidemokratik %10 barajı olunca, AKP yerinde siz de olsanız bu kadar çok oyu alırdınız.
x x x
Bu arada, söylemeden geçmeyeyim... Amberin’in aşırı taraflı tutumu karşısında, galiba son sorudan evveldi, Oktay Vural “Amberin Hanım, karşımda bir AKP’li olsaydı işim daha kolay olurdu!” cümlesini de saf etti.
Adı geçen bayan o derecekoyu, aleni bir AKP yanlısıydı.
x x x
HAKİKATEN BİR SEL GİBİ
Bir feneri söndürmede,
Bir feneri döndürmede...
Engellerde köpürmede,
Ötelere üfürmede...
Kanalları doldurmada...
Hayallere daldırmada...
Yalçınlarda gürlemede,
Başakları derlemede
Hakikaten bir sel gibi!
Aydınları susturmada,
Düşünceyi bastırmada...
Muhalifi haklamada,
Dalkavuğu aklamada...
Ahlâk dersi verende,
Ahaliyi gerende...
Yandaşları yemlemede,
Matbuatı gemlemede
Hakikaten bir sel gibi!
x x x
UYKUSUZ’DAN, 28 Haziran
NOT: Resim görünmüyorsa firefox’tan açmayı deneyin.