Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bu mübarek geceyi ihya edebildiniz, değerlendirebildiniz mi?
Bir mübarek gece nasıl değerlenidirilir?
İdrak ederek, şuuruna vararak! Anlayarak, kavrayarak!
Bütün kandil geceleri mübarektir, kıymetlidir, mânâlıdır.
Lâkin millet olarak en kolay anlayabileceğimiz “gece”, Berat Kandili olsa gerek!
Çünkü “berat”, Türkçede çok önemli mânâları olan, ziyade yaygın, beş vakit kullandığımız bir kavram...
x x x
NASIL DEĞERLENDİRMELİ?
O gece terasa çıktım. Hava şahane ve aydınlık... Tek başıma oturuyorum.
“Tefekkür” ediyorum. Tefekkürün mânâ ve ehemmiyetini düşünüyorum.
“Bir saat tefekkür bir senelik nafile ibadetten daha hayırlıdır.” hadisinin hikmetini düşünüyorum.
Düşüncelerim, kendime doğru akıyor... Kendimi anlamaya çalışıyorum.
Basitçe...
Onu neden yapıyorum, bunu neden yapmıyorum?
Basit düşünceler derinleşiyor!
Bazen karşımızdakine deriz ki; “Seni anlayamıyorum”!
Buna hayret eden kişi gözlerini ve zihnini kendine çevirmeli... Kendini anlayabiliyor musun?
Nazarlarımızı kendimize çevirmek gayet zor. Aklımıza bile gelmiyor.
İşte, böyle geceler bir fırsat...
İnsan, mübarek bir gecede kendini anlamaya çalışmalı, kendisiyle hesaplaşmalı...
Kendi kendisini “berat” ettirebilmeli!
x x x
Bunu o gece yapmamış olabilirsiniz...
Bugün yapın!
Şimdi yapın!
Bu gece yapın!
x x x
Daha önceki kandillerden birinde, bir mesaj almıştım: “En makbûl duanın, bir müminin, bir yakınına, bir ihtiyaç sahibine yaptığı dua” olduğunu bildiriyordu.
Dün de benzer bir mesaj aldım: “Dua SEVİLEN’e yapılır” diyordu.
Şu satırları okurken benimle irtibat kuruyorsunuz... Şu anda bu irtibatı sürdürmektesiniz.
Benimle yakınlık kurmuş bulunuyorsunuz.
Yakınımsınız.
“SEVİLEN”siniz.
Dualarım sizinle...
Her ne muradınız var ise Rab katında makbûl olsun!
Ne müşkülünüz varsa Allah tez vakitte kurtarsın!
Yaradan yâr ve yardımcınız olsun!
Fatihalarımla...