DİRİLİŞ VE YENİDEN YAPILANMA...24...

Özgür DENİZ - 10.07.2012

Sevgili dostlar! Bizler zannediyoruz ki, şirk Allah’a ortak koşmaktır, evet ortak koşmaktır ama aynı zamanda bir din’dir de şirk. Zira sen şirk koşarken zaten belli bir inanç üzerinden ortak koşmaktasındır. Bir inancın varlığı ise bir dinin varlığına delalet eder. Ama beyinlerimiz ve ruhlarımız harap olduğu için bunun farkına ve idrakine varamıyoruz. Zira müşrik ortak koşarken, arka planda kendi dinini de tanzim etmektedir. Ki, siz bir düşünceye kuru kurayı mı yoksa bir düşünce temelinde mi karşı çıkmaktasınız? Elbette ki bir düşünceniz vardır ki, o düşünce üzerinden karşı düşünceye muhalif olmaktasınızdır. Ve şirk dini, tarihe hükmetmiş ve hükmetmekte olan bir dindir. İnsanlık, sürekli, şirk dini ile tevhid dini arasında gidip gelmiştir. İnsanlık, asıl savaşımını bu yönde vermiştir. Zaten tarihte, müşrik ile muvahhidin mücadele tarihi değil midir? Yani şirk ile tevhidin mücadelesi tarihi değil midir? Ama insanoğlu bunun bilincinde değildir. Şirk koştuğu ve bunu yaparken aslında bir dine inandığı halde, şirk koşmadığını ve Allah’a inandığını sanmaktadır. Bu da şuursuzluğa ve bilinçsizliğe dalalettir, din cahili olunduğunun mutlak göstergesidir. İşte halkların afyonu olan din’de bu dindir. Çünkü şirk dini uyutma dinidir. Şirk dini, şirket dinidir. Bilinçleri esir alma, ruhları istendik şekilde yönlendirme dinidir. Tek bir Allah’ı temel alan tevhid dini ise daima mahkûm edilmiştir. İnsanlık tevhid dininden uzaklaştırılmıştır, tevhid dinine tuzak üstüne tuzak kurulmuştur ve insanlara kötü, çirkin gösterilmiştir. Ve şirk dini nasıl insanların afyonu ise, tevhid dini de insanların kanıdır, canıdır, özüdür. İnsanlığın maruz kaldığı en derin, en gizli, en feci, en acı ve en acımasız facia; insanlığa özgürlük bahşetmesi gereken yegâne olguyla, insanlığın köleleştirilmesidir. Yani, insanlığın din eliyle köleleştirilmesi ve düşmanına hizmetkâr kılınmasıdır. Din tacirleri Allah der, özgürlükten bahseden liberal itler Allah der, şovmen denilen sahtekar züppeler Allah der ve böylece Allah Allah diyerek insanlar köleleştirilir. İnsanoğlu kendi silahıyla vurulmuştur ve vurulmaktadır. İnsanoğlu vurulduğu silahla dirilmeli ve dirildiği silahla düşmanını dize getirmelidir.

 

Sevgili dostlar! Bakınız şehit doktor üstat Ali Şeriati ne diyor; ‘’insanlar, hayatlarının tek kaynağı ve tek onuru eliyle zillete düşürülmekte ve katledilmektedirler. Nasıl mı? Din eliyle dini değiştirilerek. Tarihin en büyük sahtekârlığıyla: Şeytan, Allah’ın kutsal bir adamı kılığında! Tevhid, şirkin hizmetinde! Şirk ne? Yeryüzü rablerinin elinde ki din, şeytanın ayetleri! Hannas ne? En büyük şerr odağı, insanların düşmanı! Peki, insanlara ilahlık taslayan, yeryüzü tanrıları kimler? Allah’a ve halka başkaldırıp Hakk’a tuğyan eden tağutlar kimler? Üç tağutu görüyoruz, yani teslis! Allah’a özgü üç sıfatı gasp edenlerdir onlar. Tevhid; sıfatların birliğidir. Şirk; sıfatların ayrılığıdır. Şirk, üçlü ortaktır. Üç ayrı yüzüyle piyasaya çıkıp, şehit Habil’in çocuklarını yöneten katil Kabil’dir. Kabil, tek gövdelidir; Firavun, Karun ve Bel’am ise onun üç ayrı yüzüdür. Üç ortaklı bir şirkettir.’’ Evet kardeşlerim! Firavun hükmediyor, Karun eziyor, sömürüyor, Bel’am ise bunlara meşruiyet kazandırıyor. Ve insanlık böylece bu üç ortaklı şirket tarafından boğuluyor, katlediliyor ve yutuluyor. Zaman düşmanı da, dostu da mutlak ve muhkem kıstaslarla tanıma zamanıdır, dirilme, ayağa kalkma ve direnme zamanıdır! Dinimizi, siyasetimizi ve kültürümüzü, soysuz emperyalizmin ve maşalarının kıskacından kurtarmamız ve sürekli uyanık kalmamız şarttır. Yegâne, mutlak ve muhkem dostunuz; İSLAM’dır. İslam’dan gayrı ne varsa sizin düşmanınızdır. Aşağıya şehit doktor üstat Ali Şeriati’nin duasını alacağım lütfen hep birlikte âmin diyelim.

 

EVRENSEL SOSYOLOG ŞEHİT DR. ÜSTAT ALİ ŞERİATİ’NİN DUASI

‘’Ey Kadir olan Allah’ım! Âlimlerimize mesuliyet, halkımıza ilim, dindarlarımıza din, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza kavrayış, kavramışlarımıza tutuculuk, kadınlarımıza bilinç, erkeklerimize şeref, yaşlılarımıza bilgi, gençlerimize asalet, öğretmenlerimize inanç, öğrencilerimize de inanç, uyuyanlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade, muhafazakârlarımıza hareket, suskunlarımıza feryad, yazarlarımıza güvenirlilik, sanatçılarımıza dert, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, tebliğlerimize gerçek, kıskançlarımıza şifa, bencillerimize insaf, sevenlerimize edeb,  mezheplerimize vahdet, halkımıza kendini bilme, tüm milletimize samimiyet, himmet, özveri, kurtuluşa yaraşırlık ve izzet bağışla.’’

 

Ben kendi adıma, sonsuz âminler olsun diyorum, bu çok derin anlamlı, yüce bir bilinç içeren, mutlak şuur taşıyan asilce duaya. İşte İslam dinine mutlak şekilde tabi olmuş bütün milletleri kurtaracak olan bilinç ve şuur burada gizlidir. Bu duayı idrak ettiğimiz ve eyleme geçirdiğimiz zaman, kurtuluşa ilk adımı atmış olacağız inşaallah. Mübalağa yapmıyorum ve gizli bir tapınış içinde de değilim elhamdülillah. Zira mübalağa yapılmayacak kadar açıktır duada ki derinlik ve anlam. Ve yine kime, nasıl ve niçin tapacağımı da bilirim elhamdülillah. Ayrıca bu dua, bir millete münhasır olacak bir duada değildir. Bir milletin evladı yapmış olabilir ama geneli kapsamaktadır ve kuşatmaktadır. Zira hiçbir Müslüman bu duada tek bir yanlışlık ve bir milleti andırır tek kelime bulamaz. Ki, ‘’ancak müminler kardeştirler.’’

Tarih: 10.07.2012 Okunma: 631

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?