Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
22 Haziran’dan beri gündemimiz, “düşen uçak”!TRT’nin tüm yayın organları, yüzlerce, belki de binlerce defa “Suriye’nin düşürdüğü uçağımız” ifadesini kullandı.
4 Temmuz akşamı, Berat Kandili’ydi. Mevlidi, Amasya’nın Sultan Beyazıt Camii’nden naklen veren TRT’de takip ettim. Duahan, dualarının arasında, ben diyeyim 7, siz deyin 14 kere “Suriye’nin düşürdüğü uçakta şehit olan subaylarımız” ibaresini kullandı.
x x x
BU UÇAK NASIL DÜŞTÜ?
Yandaşı, merkezi, muhalifi, bugünkü gazete başlıklarında yukarıdaki suali soruyor!
Çünkü Genelkurmay Başkanlığı son yaptığı açıklamada
“Enkazda yanıcı, patlayıcı izi ve mühimmata ait bulgu yok.” dedi...
Buyrun bakalım!
Biz ilk günden beri açıklamalara temkinli yaklaşıyoruz.
Sebep?
Ne yazık ki, idarecileri inadırıcı bulmuyoruz, bulamıyoruz.
Şu 20 günde yaşananları bir göz önüne getirin:
Hadise, milletler arası bir vukuattı.
Akdeniz’de menfaati olan her ülke işin nasıl olduğunu biliyordu. Hiçbirisi bizim tezlerimizi desteklemedi.
“Stratejik müttefikimiz” ABD’nin bir gazetesi, Wall Street Journal, uçağın “Suriye hava sahasında, uçaksavarlarca vurulduğunu” yazdı.
Bizim Başbakan, o gazeteyi “namert”, onun söylediklerini nakledenleri de “hain” ilân etti.
Benzer bir süreci, Uludere faciasında da yaşamıştık.
Dışarıyı bırakalım... Neredeyse her gün ülkede “kaza”, “sel”, “yangın”, “gölet” felaketlerinde insanlar ölüyor... “Yerleştirme” sınavlarında rezaletler yaşanıyor. Hiçbirisnin “fail”i bulunabiliyor mu? Failler bulunmadığı gibi yetkililerin açıklamaları kimseyi tatmin ediyor mu?
İşte, böyle böyle idareciler inandırıcılıklarını kaybettiler.
Gelelim uçağımıza ne olduğuna:
Uçağımızın, Suriye hava sahasını ihlal ettiği her iki ülke tarafından da kabul ediliyor.
Bu durumda, Suriye uçaksavarları ateş etmiş olabilir.
Uçak isabet almış olsa bile uçaksavarlar düşürmemiş olabilir. Çünkü sonuçta, uçağın büyük bir bölümü madenî aksamdan oluşmaktadır. Uçağın hassas bir noktasına mermi isabet etmediği sürece uçak zarar görmez. Birinci ihtimal budur.
İkinci ihtimal; Suriye Türk uçağına hiç ateş etmemiş veya ettiyse bile hiçbir mermi isabet etmemiş olabilir. Bu durumda zaten Suriye’nin vurması söz konusu olmaz.
Bütün bunlara rağmen, 51 yaşındaki uçağımız “kaza”yla düşmüş olabilir. Ki, açıklamalardan en kuvvetli ihtimalin “kaza” olduğu anlaşılıyor.
x x x
SURİYE NEDEN “BEN DÜŞÜRDÜM” DİYOR?
Ya gerçekten düşürdüğünü zannediyor.
Veya vurmadığını bildiği halde düşürdüğünü iddia ediyor.
Neden böyle yapıyor?
İçerideki muhaliflere ve dış dünyaya “güçlü bir lider” ve “güçlü bir devlet” görüntüsü vermek için!
x x x
MİSİLLEME
Bu vaziyette, Suriye’ye yapacağımız “misilleme” de havada kalıyor.
Siyasîleri geçiyorum...
Lâkin yaşı 70’i aşmış, büyük gazetelerde 40 yıldır köşe yazan, “stratej”lerin, “mutlaka karşılık verilecek” “öngörüleri” de havada kalıyor.
Yazık!
x x x
ECEVİT VE AKP
(Sözde) Ergenekon sanıkları Ecevit’i tedavi etmemişler!
Niye?
Herhalde, üçlü koalisyon çöksün, AKP iktidar oldun diye!
x x x
ABDESTLİ KAPİTALİZM
Villaları muhkemdir, surlarla çevriliyor,
Mahdumları, kızları zamanla evriliyor.
Kamyon kamyon nemalar bunlara devriliyor,
Ellerinde Fenerler!., şimdi para onlarda.
Nevzat DAĞLI
x x x
GÜNÜN KARİKATÜRÜ, YENİ ASYA’DAN
NOT: Resim görünmüyorsa, firefpx’tan açmayı deneyin