Harun Karun’laşsın diye mi? Karun’ları kovsun diye mi?

Osman YILDIZ - 14.07.2012

Harun Karun’laşsın diye mi?
Karun’ları kovsun diye mi?

                Son günlerin en sıcak gündem maddelerinden bir tanesi Sayın Numan Kurtulmuş’un Başbakanımızla görüştükten sonra yaptığı açıklamalarla başlayan süreç.

                Bu sürece en büyük tepki, sayın Mehmet Bekaroğlu’undan geldi.

                Yazıma sayın Bekaroğlu’na twitter.com dan doğrudan yazdığım mesajlarla başlayacağım. Mesajlarda kesintilerin sebebi her mesajın en fazla 140 karekterle sınırlı olmasıdır. Bu bütünlüğü bozmamak içinde aynen aldım.

Ben:
Sayın @MBekaroglu sizleri takip eden ve takdir eden bir kişiyim. Yarın açıklama yapmadan hiç bir şeyin göründüğü gibi olamayacağını lütfen (devamı bir sonraki mesajda)
Ben:
 düşününüz. MYK toplantısını resmi anlatımla değil de, öze yönelik kurgunuzla değerlendiriniz. Harun'dan Karun'a mı? Harun'a mı? @MBekaroglu

Mehmet Bekaroğlu
Arkadaşlar, bu siyaset. Evet biz siyaseti önemsiyoruz. Ama hayat siyasetten ibaret değildir.
Ben:
Mehmet bey Sakin olmalısınız. 94-99 yıllarını düşününüz. Liderim dediğiniz kişi ile davanızın bağını doğru kurabilirsiniz. @MBekaroglu

Mehmet Bekaroğlu
Herkes farklı şekilde düşünebilir, hareket edebilir. O nedenle bence aşırı şeyler yazmayalım.
Ben:
Eleşitirilerinizin haklılığı nedeni ile oluşturulmaya çalışılan bir bütünlük daha doğru olmaz mı? Harun'dan Karun çıkmasına dur @MBekaroglu
Ben:
Şu anda benim bulunduğum bölgede Akparti teşkilatı üretmiyor. Emret komutanımı oynuyor. Bu yanlışa dur demek için olamaz mı? @MBekaroglu
Ben:
Özde Harun gibi gelip Harun gibi gidecek yep yeni bir teşkilat yapısı hedefi ile birleşme olması sizce de makul değil mi? @MBekaroglu

Kısa kısa yazdıklarımla Sayın Kurtulmuş’a teklifin öncelikle iktidar partisinden gittiğini, bu teklifin gitme sebebinin ise temel de halka hizmet etmek için teşkilatlarda görev alanların bu amaçlarını unutarak kendilerine hizmet etmeye yöneldiklerini, bu durumu da Başbakanımızın içine sindiremediği için 1994 – 1999 yılları arasında beraber çalıştığı ve siyasi kanadın sorumluluğunu üstlenen sayın Kurtulmuş’u görece davet ettiğini düşündüğümü ifade etmeye çalıştım.

                Gelen genel mesajlara baktığım da ise herkes sayın Bekaroğlu’nun bu birleşmeyi kabullenmeyip istifa etmesinin daha doğru olduğunu empoze etmeleri yönündeydi.

                Sonuç olarak Mehmet bey sağduyulu olarak bekleyip gidişata göre karar vermek yerine açıklama yaptığı gibi herkesin beklentisine uygun olarak kapalı kapılar ardında yanlış sözler verildiği şeklinde suçlamalarla ben yokum dedi.

                Bu durumun sorulduğu sayın Kurtulmuş ise ben söyleyeceğimi söyledim diyerek bekleyip görünüz dedi.

                Bu birleşmenin temelinde 2014 yılı seçimleri olduğunda herkes hem fikir. Bu noktada hiç kimse farklı düşünce taşımıyor.

                Düşüncelerin ayrıldığı nokta ise sayın Kurtulmuş’un Hasparti’nin kurulma zamanında sarf ettiği çok net tanımlamayı hatırlayalım.

                Harun gibi gelip Karunlaşmayacağız. Yani Harun gibi gelip Harun gibi gideceğiz.

Harun gibi gelip Harun gibi gitmek ne demektir.
Harun ismi ile anlatılan ve kısa da olsa Kur’an-ı Kerimde geçen 20 ayetten en net olarak anlatım da Hz. Harun’u kardeşi Hz. Musa’nın arkadaş olarak istediği, Hz. Musa’nın Tur dağına gitmesi esnasında Hz. Harun’u vekil olarak bırakması ve bu vekillik döneminde halkın Hz. Harun’u dinlemeyerek puta tapmaya başlamalarıdır.

Karun meselesi ise yine Hz. Musa ile beraber olup Kur’an-ı Kerim’de 2 ayette ismi geçen, Hz. Musa’dan öğrendiklerini kendi zenginliği için kullanan ve çok zengin olunca da parayla satın aldığı bir kadın aracılığı ile Hz. Musa’ya iftira attırması sonucu helak edildiği anlatılan kişi.

Bu anlatımlarda çok net olan Hz. Harun’un kendisine emanet edilene ihanet etmediği ama bütünlüğü sağlayamadığı,

Karun’un ise hızla zenginleşmesi ile zenginliğini zenginleşmesine sebep olan Hz. Musa’nın aleyhine kullandığı gerçeği. Ve bu nedenle yok edildiği anlatımı.

Peki sayın Numan Kurtulmuş’un anlatımında ben (biz diyemedim çünkü algı farklılığı olabilir) olayı nasıl algılıyorum.

Harun gibi gelip Karun’laşmayacağız sözü ile ben yetki almak için sizlerin takdirini kazandıktan sonra yetkili hale gelince verdiğimiz sözleri unutmayıp en önemlisi geldiğimiz noktayı unutmayıp mutlaka sözlerimizi yerine getireceğiz. Sözlerimizi yerine getiremezsek te yetkilerimizi kullanarak zenginleşmeye çalışmayıp olduğumuz gibi kalacağız.

Özde başarısız bir vekalet örneği olan Hz. Harun örneğini de, Karun olayını da ben tasvip etmiyorum.

Fakat şu anki konjonktür gereği ortaya çıkmış öyle bir anormallik var ki;
Vekil edilen yetki verilenler kendilerine yetki verenleri beğenmeyip 2. Sınıf vatandaş muamelesi yaparak kendi menfaatlerine yönelik mücadele içerisindeler.

Örneği günümüze taşıyarak Harun ile Karun örneğini anlatmak isterdim. Ama şu anda anlatmayacağım. Detaylandırmadan üstü kapalı geçeceğim.

Başbakan’ımızın ilk temelini attığı bölge olan Başakşehir’de yaşıyorum.

Burada yaşananlar tam anlamı ile Harun’a teslim edilmiş gibi görünen noktaların Karun’lar tarafından ele geçirilmiş olması örneğini yansıtıyor.

Ben bu durumları tüm Türkiye genelinde yaşayan Başbakanımızın bu duruma çözüm üretmek ve gelecekte ki her kesin hem fikir olduğu Başkanlık seçimlerine giden yolun açılması için birliktelik çalışmalarının yapıldığını düşünüyorum.

Tam tersi düşünceyi savunan kişilerin argümanları da doğru olabilir. Yine konuyu bizzat yaşayan kişilerden biri olduğum için bu tezi de şöyle düşünüyorum.

Önce Saadet ardından Hasparti teşkilatlarının idaresinde maddi sıkıntılardan bunalan Sayın Numan Kurtulmuş Karun’laşmış olan Başbakan’ımız ve ekibinden şantajla destek istemiş akabinde de Başbakanımızın teklifi ile Karunlaşma ile mücadele için veya tersi biraz da biz nasiplenelim kabilinden birlikteliğe Sıçak bakmıştır.

Olmaz diye bir şey yok. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak iddiası ile yola çıkanlar şu anda bırakın tüyü bitmemiş yetim hakkını, açlıkla mücadele eden insanların sofralarından aldıkları ekmekle siyasi yatırım yapıyorlar.

Bu olayların ya farkında olan Başbakan çözüm arıyor.
Ya da bu olayları açıklamakla tehdit eden şantajcıyı bünyesinde eritiyor.
Şimdi halk burada hakkını korumaya yönelirse Harun gibi gelip Karun’laşmayacağız diyeni sadece takip ederek kanını emen sülüklerin bir kısmından kurtulabilir.

Yok halk hakkını korumaya yönelmezse her devrin adamları halkımızı da Harun gibi gelip Karun’laşanları da rahat rahat sindirecektir. Veya benim ümit ettiğim gibi Başbakanımız hoşnut olmadığı durumları Harun’lardan oluştuğunu düşündüğü Saadet ve Hasparti teşkilatlarının katılımı ile sona erdirmeye gerçekten tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaya yönelecektir.

Saygılarımla

Tarih: 14.07.2012 Okunma: 858

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?