Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Âdeta, Suriye, Amerika’ya, “Gitme, kal” dedi!
Hatta yalvardı Esad!
Sen gidersen nice olur benim hâlim dedi!
Amerika ne yapsın şimdi?
Esad kimyasal kullanmış… Neredeyse, bütün ülkede üstünlüğü ele geçirmişken, Doğu Guta tamamen düşmüşken, orada “kimyasal silah” kullanmış! Çocuklar ölmüş!
Ölenler değilse bile, “kimyasal”dan etkilenenler ekranlarda saatler boyu dünyaya servis edilmiş… Gösterilmeye devam ediyor.
Bunları nasıl görmezden gelsin Trump?
Adama sormazlar mı: Sende hiç vicdan yok mu? İnsanlık yok mu, diye!
Nitekim soruyorlar! “Kim dur diyecek?” bu işe diyorlar!
Amerika, yine de çıkıp gitmek istese bile Suudî Arabistan, Emirlikler, Fransa, İngiltere, hele İsrail bacağına yapışmayacaklar mı?
Zaten diyorlardı… Trump da, “o zaman hesabı ödersiniz” diyordu!
Esad, Trump’ın o hesaplarını da bozdu!
Trump, Araplarla sıkı bir pazarlığa girmek üzereydi… Suriye’de kalmanın “ücret”ini Araplara fatura etmek üzereydi. Ücret, öyle-böyle bir ücret değildi… 7 trilyon dolarlık bir faturadan bahsediliyordu. Yanlış okumadınız, milyarın bin misli olan rakamdan bahsediyorum.
Tabii anormal bir rakam ama iyi tüccar pazarlığı çok yüksekten başlatır… Oradan yüzde 99 kırsa bile 70 milyar dolar kalır ki Suriye için oldukça iyi bir rakam! Lâkin şimdi, ne olacak?
Çocuklar ölürken pazarlık yapmak insanlığa sığar mı?
Ah Esad ah!
Bu Esad, Suudilerle ortak olmalı!
Onları büyük bir külfetten, astronomik bir “ödeme”den kurtardı!
Bunun acısını çıkarmaz mı Trump?
x x x
GÜNÜN TESPİTİ, KARAMOLLAOĞLU’ndan…