PKK’YI ‘SADECE PKK’ OLARAK GÖRDÜKÇE BİTMEYECEKTİR

İsmail Hakkı CENGİZ - 06.08.2012

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

           Bu terör örgütü, ortaya çıktığı günden beri hep yanlış değerlendirildi.

1985’lerde sadece;

“Bir avuç eşkiya”...

“Eşikyanın son çırpınışları”ydı...

90’larda;

“Sınırlarımızın ötesindeki inlerde saklanan 4-5 bin hain”...

2000’lerde;

“İnlerde saklanan bu 4-5 bin kişilik bölücü hainler niçin bitirilemiyor”...

Tabii 90’lardan itibaren, genelde adı konmayan bir dış destekten de söz edilir oldu.

Bu “dış destek” zaman zaman “isabetli” okundu... O isabet yapılabildiği tarihlerde terörün belinin kırıldığı, “başının ezildiği” dönemler yaşandı.

Lâkin dünya değişiyordu...

Dünya değişirken “terörü destekleyen ülkeler” de değişmekteydi.

PKK’nın arkasındaki dış desteğin kısa bir özetini, 20 Ağustos 2011’de, “Küresel oyunu bozmaya azmetmeden asla” başlığı altındaki makalemde dile getirmiştim.

Sonra şu yargıya varmıştım: “Bu bir tiyatrodur… Küresel bir oyundur!

Bu küresel oyunu bozmaya azmetmeden ne terör bitecek, ne de acılar dinecektir!”

Aradan bir sene geçtikten sonra, düzelen-değişen bir şeyin olmadığı üzülerek görüyoruz.

Hatta...

“Keşke değişen bir şey olmasaydı...

Bir sene öncesinden daha vahim bir durumdayız”, diyecek hale gelmişiz.

Şimdi, başımızdaki terör belasının yanısıra, bir de “Arap Baharı” rüzgârının bizi de saracağı günlere süratle yaklaşıyoruz endişesi duymaya başladık.

x   x   x

Bu küresel oyunun “patronu”, “senaristi”, “yönetmeni ABD”dir.

Oyunun adı: Büyük Ortadoğu Projesi, yani BOP’tur.

Bunu artık, neredeyse kundaktaki bebeler bile biliyor.

Bunda hemfikir miyiz?

Evet!

Peki, bu oyunun içinde “Türkiyenin bölüneceği”ne dair bir “harita” da var mıdır?

Evet!

Vaziyet bu kadar açıkken, nasıl oluyor da sürekli olarak;

Başta Suriye meselesi olmak üzere, bölge sorunlarının çözümü için Amerika’ya “angaje” oluyoruz?

“Amerika’nın terörle mücadelemize destek verdiğinden” söz edebiliyoruz?

“Amerika ile istihbarat paylaşımında bir sorun olmadığı”nı vurgulayıp duruyoruz?

x   x   x

“Amerika dost ve müttefikimiz” dedikçe...

“Bir avuç eşkiya”nın, “4-5 bin kişilik örgüt”ün bitmesini,

“Anaların gözyaşının dinmesi”ni mümkün görüyor musunuz?

Ve nihayet;

Türkiye’nin “bütün” lüğünü koruyabileceğinden emin olabiliyor musunuz?

x   x   x

ADANA’DA MUHALİF EĞİTİM ÜSSÜ

Haber, önce, Aydınlık gazetesinde çıktı. Buna göre; Adana’da “Suriyeli muhalifler”e eğitim verilen bir üs vardı.

Bu haber Dışişleri Bakanı Davutoğlu tarafından yalanlanmış!

Ondan sonra da, 03 Ağustos tarihli Taraf’ta şu haber çıktı:

“Suudi Arabistan ve Katar’ın Suriyeli muhalif askerleri Adana’da eğittikleri doğrulandı. Üs, ABD’nin incirlik üssü içinde veya ona yakın bir yerde bulunuyor. Türkiye doğrudan katılmasa bile süreci denetliyor.”

İnce dikkat gerek; birbirine zıt yayımlara imza atan iki ayrı gazetede, birbirini doğrulayan bir haber var. Bence bu hâl, haberin doğru olduğuna işaret.

Düşünebiliyor musunuz: Bağımsız bir ülkenin topraklarında, başka ülkeler, daha başka bir devleti yıkmak için “ordu” eğitiyor.

Her ne kadar, Türkiye’nin “süreci denetlediği” söyleniyorsa da, bir devletin böylesine karmaşık bir işe ev sahipliği yapması, onun “bağımsız” niteliğine halel getirmez mi?

Ayrıca, Sormazlar mı: Sen başka ülkenin “muhalif”inin eğitimine ev sahipliği yaparsan,  başka ülkelerin de senin “muhalif”lerine destek vermesini meşrulaştırmış olmaz mısın?

x   x   x

      GÜNÜN ÇİZGİSİ, tantana.com’dan


      Not: Resim gözükmüyorsa firefox’tan açmayı deneyin.

Tarih: 06.08.2012 Okunma: 742

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?