Sevgili dostlar!
Şu mutlak
hakikati artık ciğerimize ve beynimizin hücrelerine kazımış olmamız lazım.
Adalet; hayatın, mutluluğun, güvenin, huzurun, gücün, birliğin, barışın,
kardeşliğin ve zaferin temelidir, teminatıdır. Ve yine adaletin ideolojisi
yoktur. Adalet; tamamen insani ve İslami bir kategoridir, değerdir. Ayrıca
adalet somut bir olguda değildir. Adalet, tamamen vicdani, hissi bir olgudur.
Adalet olmadıktan sonra, olduğunu ya da olabileceğini sandığımız her şey
yalandır, hayaldir, safsatadır. Hoşgörü diyoruz, sevgi diyoruz, barış diyoruz,
birlik diyoruz; ama adalet yok lügatimizde ve fiilimizde. Peki, adaletsiz, bu
erdemlerin hayata hâkim olmasının imkânı var mıdır Allah aşkına? Yoktur dostlar
ve olamazda. Ben, adaletsiz kişiye karşı nasıl hoşgörülü olabilirim, onunla
nasıl barış içinde yaşayabilirim, onu nasıl sevebilirim, ona güvenmem kabil
midir? Şöyle düşünelim; aynı işi yaptığınız biri sizden fazla ücret alıyorsa ya
da hukuk karşısında siz haklı iken, karşınızdaki kodaman diye siz haksız
sayılıyorsanız, böyle bir durumda mutlu ve huzurlu olmak mümkün müdür ve böyle
bir düzene sevgi besleyebilir misiniz? Ya da bir kurumda, sen dik duruyorsun
diye tecziye ediliyorsan ama omurgasız, sahtekâr ve yalaka tipler itibar
görüyorsa, böyle bir kuruma ya da bu kurumun başındakilere güven duymanız,
onlara hoşgörü ile yaklaşmanız kabil-i mümkün müdür? O kurumda verimli
çalışmanın olmasının imkânı var mıdır? Ve böyle bir düzene isyan etmek yerine,
boyun büküyoruz hatta bizde bu düzenin çarklarını döndüren bir kişi olup
çıkıyoruz. Lütfen elinizi vicdanınıza koyup öyle cevap veriniz. Böyle bir
düzeni dille lanetleyip, fiille desteklemek sahtekârlıktır ve bu şekilde
düzelmek, adil düzenlere kavuşmak muhaldir. Başkalarından beklemeyeceğiz
dostlar; bizler adaletli olacağız, adaletsizlik olursa inadına mücadele
vereceğiz. Adalet için mücadele verenlere destek vereceğiz, sırf göze
batmayalım diye adalet için dövüşenlerin yanlarından kaçmayacağız. Birilerine
yapılan adaletsizlik karşısında susup oturmayacağız ve zalime yalakalık
yapmayacağız.
Sevgili dostlar! Adaletsiz bir hayat azaptır
ve adaletsiz bir dünya yaşanmaya değmez, değmiyor. Öyleyse ilk evvelde her
ferdin vazifesi; adalet için dövüşmektir. Ama dille değil, bizzat fiille. Adalet
için haykırmalıyız ve adaleti gerçekten istemeliyiz ama herkes için
istemeliyiz. Zira dilde olan gönülde olmadıkça bir işe yaramıyor. Vallahi
yaramıyor. Çıkıyorsunuz ve adalet yok diye bağırıyorsunuz ama adaletli olduğunuzu
gösterme imkânı doğduğunda ise namussuzluk yapıyorsunuz. Peki, bu nasıl bir
karakterdir dostlar? Hem adalet yok deyip durmak hem de fırsat doğunca garibana
namussuzca vurmak insanlık mıdır? Milliyetçi olmak, İslamcı olmak, Solcu olmak
değildir önemli olan; adalet için erkekçe ve samimice dövüşmektir. Adaletsiz
iseniz ve adalet için dövüşmüyorsanız; Milliyetçi olmanızın da, İslamcı ve
Solcu olmanızın da hükmü yoktur hatta genel ve kapsayıcı tanımlamayla Müslüman
olmanızın bile anlamı yoktur. Adalet ise; mutlak şekilde ahlak ile ilintili bir
değerdir. Çünkü adalet hissi, mutlak olarak, kuşatıcı ve fıtratın
derinliklerinden sökün edip gelen yüce ahlakla ilintilidir. Ahlaksız insan,
adalet için dövüşemez. Öyleyse her iyiliğin başı; güzel ahlaktır. Ahlak nedir;
insan fıtratı ile mütenasip olan ulvi değerlerdir. Bu ulvi değerleri hayatında
görünür kılana; ahlaklı insan denilir. Öyleyse ilk evvelde ahlaki değerlere
sahip olmalıyız ve ahlakı görünür kılan olgulardan biri olan ve direkt olarak
vicdanla ilintili olan adalet duygusuna sahip olmalıyız. Ahlaksız ve adaletsiz
bir insan, hayvandan daha aşağıdır. Ahlaksız ve adaletsiz bir hayat,
işkencedir. Ahlaksız ve adaletsiz bir dünya, koca bir zindandır. İnsanlığın,
ahlaka ve adalete, su ve hava kadar ihtiyacı vardır, belki daha da fazla! Konuşmayalım,
yapalım!
‘’Siz ey imana ermiş olanlar! İnsaf ile
hakikate şahitlik yaparak Allah’a bağlılığınızda sıkı durun ve herhangi bir
kimseye karşı nefretiniz, sizi adaletten sapma günahına itmesin. Adil olun: bu,
Allah’a karşı sorumluluk bilinci duymaya en yakın olan (davranış)tır. Ve Allah’a
karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun: şüphe yok ki Allah bütün
yaptıklarınızdan haberdardır.’’ Maide-8
‘’Ben güzel
ahlakı tamama erdirmek için geldim.’’ Hz. Muhammed (sav)
‘’Yer ve gök,
adalet üzerinde durur.’’ Hz. Muhammed (sav)
KUTLAMA:
Yaklaşmakta olan RAMAZAN BAYRAMINIZI en içten dileklerimle
kutlarım sevgili dostlarım. İnşaallah huzurlu, mutlu, birlik ve beraberlik
içerisinde geçiririz bayramımızı. İnşaallah canların alınmadığı, kanların akmadığı,
ağız tadlarının bozulmadığı, yoksulların ve gariplerin güldüğü bir bayram olur.
Millet olarak yeniden dirildiğimiz ve zihnen, ruhen yenilendiğimiz bir bayram
olur. Hakikatleri yeniden idrak ettiğimiz, değerlerimizin değerini anladığımız
bir bayram olur. İnşaallah aynı yolda buluştuğumuz, buluşacağımız ve yürüme
iradesi gösterdiğimiz, göstereceğimiz dönemlerin başlamasına vesile olan bayram
olur. Bütün İslam Ülkelerinin uyanışına, dirilişine, direnişine ve büyük
birliği gerçek kılışına vesile olan bayram olur inşaallah. Türk Milletinin ve
bütün İslam Âleminin mübarek Ramazan Bayramlarını canı gönülden tebrik ederim.
Hayırlara vesile olması umuduyla inşaallah.