Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Çünkü o cenahtan gelen haberler, sanki orada kanlı bir savaş yaşanmıyor da, bir tiyatro oyunu oynanıyor izlenimi veriyor!
Bugünkü (28 Ekim) Akşam’la başlayalım... Gazetenin, manşetten iri puntolarla duyurduğu habere göre; İran’dan bir kamyona yüklenen 3 ton ağırlığındaki TNT patlayıcı Esad’a giderken, Türkiye’nin talebi üzerine, Barzani peşmergeleri tarafından durdurulmuş. Kamyonun şoförü, patlayıcının Esad’a götürüldüğünü itiraf etmiş!
Düşünün, bir devlet, kamyona patlayıcı yükleyecek ve onu başka bir devlete gönderecek. Üstelik kamyon, arada olan bir üçüncü devletin içinden de geçmek zorunda olacak...
Yine üstelik, kamyonun gideceği yer, ilgili devletin öteki ucunda olacak ve o ülkede bir iç savaş yaşanıyor, toprakların yüzde 70’nde de “isyancılar” hâkim denilecek...
Bu şartlarda, o “patlayıcıların” Esad’ın eline geçmesi beklenecek ve biz de bu haberlere inanacağız!
Haberi, başka bir yayın organında göremedim. Demek ki kimseye inandırıcı gelmemiş.
Nitekim haberi veren Akşam Gazetesi de, başlığını, komik bir hadisedsen bahseder gibi; “Esad’a gidiyor yakala Barzani” şeklinde atmış.
x x x
KAFALARI KARIŞTIRAN TOP MERMİSİ
ABD'nin Avrupa Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Mark Hertling, Suriye sınırından Türkiye'ye düşen top mermileriyle ilgili olarak; “Bu mermilerin Suriye güçlerinden mi Türkiye'yi işin içine daha fazla dahil etmek için muhalif gruplardan mı yoksa Suriye'deki PKK'dan mı geldiği noktasında kafa karışıklığı bulunuyor.” dedi.
Haydaa!
Biz, neredeyse ittifakla, o mermilerin Esad güçlerinden geldiği konusunda hemfikirdik!
Şimdi, kafaları karıştıracak bu şüpheli ifadeler nereden çıktı?
İnsan, bu Amerikalılar ne yapmak istiyor, yoksa Amerika da mı Esad tarafına geçti,diye sormaktan kendini alamıyor!
Ayrıca, Amerikalı komutan, 2 değil, 3 ihtimalden bahsediyor... PKK’dan da gelmiş olabileceği ihtimalini vurguluyor!
Peki, PKK’da ağır silah var mı?
Biz, en azından top-obüs olmadığını zannediyorduk. Yanılıyor muyuz? PKK, artık ağır silahlara da mı sahip oldu?
x x x
HANGİ KOMUTAN OLAYA “FRANSIZ”!
Amerikalı aynı komutan, bir özel birliği kastederek, “Türkiye’ye asker yolladık” şeklinde demeç verdi. Onun bu iddiası ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey tarafından da doğrulandı.
Gel gelelim, bizim Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı, ABD’li asker geldiği konusunu ısrarla yalanlıyor.
Bu vaziyette hakikat ne?
Elbette bizim askerî ve idarî makamlarımız doğruyu söylüyorlar!
Çünkü netice itibarıyle, kendi ülkemizdeki bir hareketlilikten bahsediyoruz.
Tabii ki bizim yetkililerimiz uçan kuştan, sürünen karıncadan, yüzen mültecilerden haberdardır. Onların bilgisi olmadan, bu topraklar üzerinde sinek bile vızıldayamaz.
Amerikalı nereden bilecek! Milyonlarca askerinden bir müfreze Türkiye’ye mi geldi, geldi de gitti mi?
Evet evet, bizim makamların söylediğ doğrudur!
Lâkin gel de, bu şartlarda, Suriye’de bir iç savaş olduğuna inan!
x x x
ŞEMS-İ TEBRİZİ’NİN 40 KURALI
28. Geçmiş, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret.
Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi.
Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz.
Sûfi, daima şu anın hakikatini yaşar.
Aktaran Nevzat Dağlı... Devam edecek...