Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bir ülke düşünün...Millî borcu; üretimini, kaynaklarını, hatta yıllık bütçesini kat kat aşmış...
Hükümet, neredeyse her gün yeni kemer sıkma paketleri açıklıyor...
Borcu, borçla ödemek için dünyadan kredi dileniyor...
Ülke öyle battmış ki, borç istedikleri bazı ülkeler, “Adaları satın” tavsiyesinde bulunuyor.
Halk, işsizlik ve istikrarsızlıktan bunalmış, her gün sokaklara dökülüyor.
Ülkenin iktisadı bu kadar vahimken, İsviçre bankalarında, iki bine yakın kişinin hesapları olduğu ortaya çıkıyor. Hesap tutarı, toplam 2 milyar dolar civarında...
Bu ülke, komşu Yunanistan...
İsviçre’deki hesapları yayınlayan gazeteci, gözaltına alınıyor.
Sebep; gizli bilgileri ifşa etmek!
Muhalefet, gözaltı olayına sert çıkıyor. Gazeteci Kostas Vaksevanis, Pazartesi günü ifadeye gelmek şartıyla serbest bırakılıyor.
İsviçre’de hesabı olanlar arasında, “Başbakan danışmanı ve eski bakanlar” var! (TRT)
Yani görevleri; ülkeyi kurtarmak, halkı huzura, refaha kavuşturmak, hakkaniyeti sağlamak olan yetkililer, sorumlular!
Anlaşılan, “sorumlular” baktılar ki, ahaliyi kurtarmak mümkün değil, bari kendimizi kurtaralım dediler!
Elbette gazeteci, ulaşabildiği kadarını yazıyor. Muhakkak ulaşamadığı başka hesaplar da vardır. Belki de bilinmeyen tutar, bilinenden daha fazladır!
x x x
BU NASIL ANLAYIŞ, NE KADAR HIRS!
Ülkende insanlar iş-ekmek-para diye kırılıyor, sen paraları istif edip yabancı bankalara gönderiyorsun.
İnsan bu “zihniyet”i anlamakta güçlük çekiyor!
Çünkü o kabarık hesaplar, bibakıma kimsenin bir işine yaramıyor. Orada “atıl” duruyor!
Al parayı, ülkende yatırım yap... İş sahası aç... Üretime katıl...
Yok, bunlar akıllara gelmiyor!
Bu ne kadar hırstır, nasıl bencilliktir?
x x x
TÜRKLERİN BANKA HESAPLARI
Bunları öğrenince, insanın aklına, kaçınılmaz olarak bir sual geliyor:
İsviçre bankalarında, bizim hangi kodamanların, toplam ne kadar hesabı var acaba?
Acar bir gazeteci açıklarsa öğrenebileceğiz.
x x x
TÜRK BAYRAĞINA TAZYİKLİ SU VE BİBER GAZI
Bir 29 Ekim günü, Türk bayrağıyla, Anıtkabir’e yürümek isteyenlere tazyikli su ve biber gazı sıkıldı.
Bunu tarih yazar...
Ve hiçbir gerekçe; bu barbarlığı, bu kini, bu nefreti, bu DÜŞMANLIĞI haklı gösteremez.
Maskeler düştü!
x x x
ŞEMS-İ TEBRİZİ’NİN 40 KURALI
29. Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir.
“Neyapalım, kaderimiz böyle” diye boyun bükmek cehalet göstergesidir.
Kaderi yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir.
Güzergâh bellidir ama tüm dönemeçler ve sapaklar yolcuya aittir.
Öyleyse ne hayatına hâkimsin, ne de hayat karşısında çaresizsin!
Aktaran Nevzat Dağlı... Devam edecek...
x x x
LEMAN'dan, 10 Ekim
NOT: Resim gözükmüyorsa, firefox’tan açmayı deneyin.