Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı,
Yağ ile bal ede bir söz.
Yunus Emre
Ziya GÖKALP
Biz Türk
Han’ın beş oğluyuz,
Gök Tanrı’nın öz kuluyuz,
Beş bin yıllık bir orduyuz,
Turan yurdu durağımız!
Ak ordumuz
sola gitti,
Üç hakanlık tesis etti,
Medi, Sümer, Akad, Hitti
Bu üç şanlı oymağımız!
Birincisi
Azerbaycan,
ikincisi Geldanistan,
Üçüncüsü Arz-ı Kenan,
Fışkırdı üç kaynağımız!
Gök ordumuz
sağa vardı,
Çin’i baştan başa sardı,
Hiyong-nular bu Hanlardı,
Set olmadı tutağımız!
Kara ordu
gitti, iskit,
Ülkesinde yaptı bir çit.
Atilla ol, Şalon’a git,
Sözü oldu adağımız!
Kızıl ordu
dağlar aştı,
Efganlarla çok savaştı,
Bir alayı Hind’e taştı,
Sind oldu bir ırmağımız.
Sarı ordu
tekin durdu,
Şehir yaptı, çiftlik kurdu,
Uygurların bu iç yurdu,
Kaldı ana toprağımız!
Yüce Tanrı
Oğuz Han’ı,
Göndererek Türk hakanı,
Birleştirdi beş Turan’ı,
Doğdu güneş sancağımız!
Oğuz Han’dan sonra Hanlar
Kazandılar yüce şanlar,
Bilinmek için bu boş anlar,
Şahnamedir sorağımız,
Yıllar geçti bir an geldi,
Türk Tahtına İlhan geldi,
Sağdan,soldan düşman geldi,
Kurulmuştu tuzağımız.
Verilmedi bir dem soluk,
Kanlar aktı oluk oluk,
Öldü bütün çoluk çocuk,
Han,Bey,Çeri,Uşağımız.
Yalnız Nököz ile Kıyan
İki kızı alıp yayan,
Bir sarp dağa attılar can
Bunlar oldu kaçağımız.
Dağdan dağa hep gizlice,
Yürüdüler beş-on gece,
Bir tan vaktı gayet ince,
Bir iz oldu uğrağımız!
Bu iz yolu çok uzattı,
Sonra Alageyik çattı,
Bir dik yardan bizi attı,
Kanadı her bucağımız!
Bir de baktık yeşil bir bağ
Her tarafi bir yüce dağ,
Geniş,fakat sıkı bir ağ,
Dedik ne hoş bu ağımız!
Alageyik çayır yerdi
Yavrusunu emzirirdi,
Bizi gördü meme verdi,
Oldu Ana Kucağımız!
Dörtyüz sene burda kaldık,
Geyik arttı,biz çoğaldık,
Çıkamadık İşe daldık,
Pek şenlendi konağımız!
Elma,erik çoktu yedik,
Demir bulduk,ör işledik,
“Bir gizli yol bulsak” dedik,
Dağ delerdi bıçağımız!
Kurt’tan hali iken bu yurt,
Bir gün peyda oldu bir kurt,
Bir geyiğe attı avurt,
Gördü çoban yamağımız!
Kurt bir delik buldu,gitti,
Bir demirci takip etti,
Ocak yaktı taş eritti,
Açıldı yol kapağımız!
Büyük sevinç,büyük müjde,
Bayram yaptık kentte,köyde,
Torun,oğul,baba,dede,
Büyüğümüz,ufağımız!
Demircye Bozkurt dendi
Han tanıldı,taç giyildi,
Yoldan önce kendi indi,
Sağ elinde bayrağımız!
Börteçine kurdun adı,
Ergenekon yurdun adı,
Dörtyüzsene durdun hadi,
Çık ey, yüzbin mızrağımız!
Oldu sana Kaf bu eşik,
Tarih kaldı delik,deşik,
Artık yeter bu taş beşik,
Oldu körpe yatağımız!
Uzaklarda hoş ülkeler,
Issız yurtlar seni bekler,
İşte Kıpçak,işte Kaşgar,
Ta karşıda Gökdağ’ımız!
Tarhandağı gözler seni;
Tanrı orada sözler seni,
Dört asırdır özler seni,
Tukin dağda otağımız!
Turan, eski
toprak bize;
Hind, bir altın konak bize;
Çin köşkleri kışlak bize,
Tuna boyu yaylağımız!
Yunus gibi
çıktık Hut’tan!
Büyük yurda küçük yurttan,
Geyik girdik, doğduk kurttan.
Kılıç oldu orağımız!
Sartlık
gitti, Uygurlandık.
Soyumuzla gururlandık.
Şamanlardan uğurlandık.
Pirler oldu yardağımız!
ilk
yayıldık: Beşbalık’a!
Karakurum, Elmalık’a
Çin başladı zorbalığa,
Ezdi onu tokmağımız!
Sağa sola
gitti ordu,
Hind’e, Rum’a bir baş vurdu.
Altın yuta düzen kurdu.
Yine eski yasağımız!
Alplerimiz
girdi harbe,
Düşmanlara attı darbe;
Şimal, cenup, şarka, garbe,
Akın etti kısrağımız!
Türk ayağı
hangi yurda,
Basmışsa baş eğdi kurda!
Gökhan orda, Akhan burada!
Dedik gitti ayağımız!
Tümen, Çin’e
akın etti.
Efrasiyab, Rum’a gitti.
Tomris adı göğe yetti.
Hüsrev oldu tutsağımız!
Teleleri,
Aktürkman’ı
Toplamıştı Soğd’un Hanı,
Çapul etti Eşkân i, yân ı
Sevinç adlı soğdağımız!
ilhan Mokan,
Bilge Kağan,
Gaznevi’den Mahmut Sultan,
Selçuklulardan Alparslan Han,
Birer şanlı koçağımız!
Askerliği
gördü atsız.
Harzem Şahı oldu atsız.
Bugün hakan, dün bir adsız:
Böyle kayar kızağımız!
Tonguz,
Çin’e hakan oldu.
Hıtay Türk’ü üryan oldu.
ilk düşünen Gür Han oldu,
Birleşmeli ocağımız!
Cengiz bunu
tasarladı.
Dört bucağa ılgarladı.
Türk soyunu toparladı,
Turan oldu öz bağımız!
Oğuz Han’dan
beri mühmel,
Kalmış idi büyük emel.
Yüce dilek uzattı el.
Ele geçti arağımız!
Gökten yüce
yıldızımız!
Bir devr açtı her hızımız!
Atilla bir Kırgızımız!
Timurleng bir Kazakımız!
Fatih aldı
istanbul’u.
Babür, Hind’e eğdi yolu.
Nadir sarstı sağı solu;
Oldu bir son taslağımız!
Bundan sonra
talih döndü,
Yıldızımız yine söndü,
Karşımızda Rus göründü;
Kesildi yurt otağımız!
Kırım, Kazan
heder oldu!
Tuna, Kafkas beter oldu!
Türkistan’da neler oldu?
işitmedi kulağımız!
Yurt girince
yâd eline,
Ergenekon oldu yine!
Çıkmaz mı bir Börteçine?
Nurlanmaz mı çerağımız.