Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.
Bozkurtlar, hareket edelim, diyor.
Milliyetçi “hareket” istiyor. Durmak bize yakışmıyor, diyor.
“Hareket” talebi “ülkücüler”den gelince, bunu çarpıtmaya teşne epey geniş bir kesim var...
Bizi sokağa dökülecek,
Anarşi çıkaracak, terör estirecek gibi göstermeye çalışanlar var.
Şiddet eylemlerinden ülkücü camia çok çekti, büyük zarar gördü.
Ülkücüler, kat’iyen eskinin tekrarını yaşamak istemiyor.
Lâkin “hareket” demek, sadece “şiddet” demek değil ki!
Binbir türlü hareket var.
Biz uyuşukluğa karşıyız...
Uyuşturulmaya, uyutulmaya karşıyız.
Daima bir “bozkurt” uyanıklığında kalmak istiyoruz.
Beklediğimiz, umduğumuz hareket; MHP Meclis Grubu’ndan başlayan, onun örnek olacağı tamamıyla yasal sınırlar içinde bir hareketler serisidir.
Önemli günlerimizde “kutlamalar”...
Milliyetçi önderlerin ölüm yıldönümünde “anmalar”...
Her türlü haksızlık karşısında, “mağdurun yanında olmak”...
Ülkeyi ilgilendiren konularda “basın açıklaması”, “yürüyüşler”, “salon ve açık hava toplantıları” ... Vs.
Bizim “hareket”ten muradımız, herhangi bir sivil toplum kuruluşunun yaptığı eylemlerden daha fazlası değil...
Herkesin yaptığı hareket, “demokratik hakkını kullanma” oluyor da, milliyetçiler, “hareket edeceğiz” deyince adı niçin, “aşağılayıcı” bir tonda ve çirkin çağrışımlarla “sokak” oluyor?
Diğerleri eylemleri sokakta yapmıyor mu?
Öte yandan, MHP’liler, haklı taleplerle eylem yapan kurum ve kuruluşları niçin desteklemesin, onların seslerinin daha gür duyulmasına niçin yardımcı olmasın?
Böylece hem kendi sesini duyurma fırsatını yakalarken, hem de vatandaşla daha sıkı bir kaynaşma ve işbirliği içine niçin girmesin?
Kısaca, “Ülkücüler”, MHP’nin, adına uygun “hareketlilik” içinde olmasını istiyor.
x x x
BOZKURTLAR NE HİSSEDİYOR
Bozkurtlar, ülkenin bugünü ve istikbali hakkında kaygı duyuyor. Fakat aynı zamanda, kendini bu kötü gidişata karşı koyabilecek güçte, önleyecek kudrette de görüyor. “Uyanık” olduğu, “birlik beraberlik” içinde kaldığı sürece, ülkede, kendisinin “evet” demeyeceği hiçbir adımın atılamayacağı hususunda kendinden gayet emin.
Başka ne hissediyor?
“Türk” adını telaffuz etmekten kaçınan Erdoğan ve AKP’ye karşı derin bir güvensizlik ve öfke!
x x x
HARAM
Kahrolsun yol diye diye,
Bu kervanı haramiye
Peşkeş edecek kılavuz!
Arif Nihat ASYA
x x x
ŞEMS-İ TEBRİZİ’NİN 40 KURALI
35. Hakk’a teslimiyet ne zayıflık, ne edilgenlik demektir. Tam tersine, böyle bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir.
Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır, emin bir beldede yaşar.
Aktaran Nevzat Dağlı... Devam edecek...
x x x
GÜNÜN ÇİZGİSİ,haberfedai.com'dan
